—-
TÜRKİYE UYGURLARIN FERYADINA KULAK VERMELİDİR

T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sayfasında; Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tanju Bilgiç’in ÇHC’ne bağlı Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insan hakları durumuna ilişkin olarak BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından yayınlanan rapor hakkındaki soruya verdiği cevap, Türkiye’nin Uygur Türkleri’nin durumuna yönelik gelişmeleri endişe ile takip ettiğini göstermektedir.

Geçtiğimiz haftalarda görevi sona eren BM İnsan Hakları Komiseri’nin Doğu Türkistan Özerk Bölgesi’ne yaptığı ziyaret ile ilgili yönetilen soruyu cevaplayan Dışişleri Sözcüsü Bilgiç, “Uygur Türkleri’nin refah ve huzur içinde yaşamalarına, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına ilişkin Türkiye’nin beklenti ve hassasiyetlerini” bir kez daha vurgulamış olması, şüphesiz diasporadaki Doğu Türkistanlıları memnun etmiştir.

“BM İnsan Hakları Komiserliği’nin Uygur Özerk Bölgesi’ndeki duruma dair ahiren yayımlanan raporu, Bölge’de yaşayan Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara ilişkin ülkemiz ve uluslararası kamuoyunda dile getirilen endişeleri teyid eder niteliktedir. Bu bakımdan raporun içerdiği tespit ve değerlendirmelerin dikkate alınması önem taşımaktadır.” diyen Dışişleri sözcüsü Tanju Bilgiç açıklamasını şu şekilde tamamlamıştır :

UYGURLARIN HAKLARININ KORUNMASI, TÜRKİYE’NİN VAZİFESİDİR

“Uygur Türkleri’nin refah ve huzur içinde yaşamalarına, temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına ilişkin beklenti ve hassasiyetlerimiz gerek Çin Halk Cumhuriyeti makamlarıyla ikili düzeydeki temaslarımızda, gerek Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası platformlarda vurgulanmaktadır. Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti’nin daveti üzerine ülkemizden bir heyetin ve ayrıca Pekin Büyükelçimizin Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaretleri bir süredir gündemdedir. Ziyaretlerin anlamlı, kapsamlı ve engelsiz olarak yapılmasına yönelik beklentilerimiz karşılandığı takdirde söz konusu ziyaretler gerçekleştirilebilecektir.”
———
UYGUR RAPORUNUN YAYINLANMASI 8 AY GECİKTİRİLDİ

Uygurlara yönelik insan hakkı ihlaleriyle ilgili iddiaları ve toplama ve ceza kamplarındaki baskıları yerinde görmek üzere Doğu Türkistan bölgesine giden İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet’in, ziyaretten 8 ay sonra, görev süresi bitimine dakikalar kala ziyaret ile ilgili 48 sayfalık raporu açıklaması, hemen hemen aynı anda Çin Hükümeti’nin rapora cevabi açıklmasının kamuoyu ile paylaşılması raporun Çinlileri çok fazla sıkıntıya sokmayacak şekilde yumuşatıldığını gösteriyor.

UYGURLARIN DURUMU ENDİŞE VERİCİ

48 sayfalık raporda, keyfi gözaltına alınmalar, terör ve aşırıcılıkla mücadele adı altında ciddi insan hakları ihlalleri, yeniden eğitim kamplarında tutulanlara yönelik endişe verici işkence, kötü muamele ve zorunlu tıbbi tedavi gibi uygulamalara ilişkin güvenilir raporlar bulunduğu belirtilmişti.
Raporda, hak ihlallerinin dayandırıldığı terörle mücadele kanunlarının sorunlu olduğu ve yetkililere geniş yetkiler tanıdığı ifadeleri yer almıştı.

TÜRKİYE DEVREDE OLMALI

Doğu Türkistan bölgesinden hiç de iç açıcı haberler gelmiyor. İnsanlar şimdi de virüs bahanesiyle evlerinde yaşamaya aç kalmaya makum edilerek ölüme terk ediliyor. Doğu Türkistan’ın Kazakistan sınırına yakın yerdeki en önemli şehirlerden olan Gulca şehri tamamen toplama kampına çevrilmiş durumda. On binlerce insan açlıkla terbiye ediliyor. Adeta ölüme mahkum edilmiş durumda. Türkiye Hükümeti’nin Cumhurbaşkanlığı seviyesinde devreye girmesi gerekiyor. Bölgeye acil insani yardım heyeti gönderilmelidir.