8 Aralık Dünya Depresyon Günü nedir? Milyonlarca insanın kullandığı sosyal medya uygulaması Twitter'in Türkiye gündeminde ilginç bir başlık kullanıcıların dikkatini çekiyor. Binlerce insanın fikirlerini bellirttiği Twitter'ın gündem listesinde 8 Aralık Dünya Depresyon Günü dikkat çekiyor. Umutsuzluğun ve karamsarlığın güçlenmesi biçiminde belirnen ruhsal bozukluk olan depresyonun bir gün olarak kutlaması ile ilgili ilginç paylaşımlar yapıldı. Peki 8 Aralık Dünya Depresyon Günü nedir? Nasıl ortaya çıkmış? Depresyon nedir? gibi soruların cevapları haberimizde...

DÜNYADA 322 MİLYON KİŞİ DEPRESYONDA
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), depresyonda olan kişi sayısının dünya genelinde 322 milyon, Türkiye'de ise 3 milyonun üzerinde olduğunu açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün bu yıl 7 Nisan Dünya Sağlık Günü ana teması olan 'depresyon' konusunda yayımladığı rapora göre, rakam son 10 yılda yüzde 18 arttı. Depresyondaki insan sayısı, dünya nüfusunun yüzde 4.4'üne tekabül ediyor.
TÜRKİYE'DE NÜFUSUN YÜZDE 4.4'Ü DEPRESYONDA
Raporda, Türkiye nüfusunun yüzde 4.4'ü, yani 3 milyon 260 bin 677 kişinin depresyonda olduğu belirtildi. Refah düzeyi yüksek ülkelerde depresyondaki kişilerin sadece yüzde 50'sinin tedavi gördüğü, düşük refah düzeyine sahip ülkelerde ise bu oranın yüzde 10'un altında olduğu ifade edildi.
DEPRESYON KADINLARDA DAHA YAYGIN
Rapora göre depresyon kadınlar arasında daha yaygın. Dünyada kadınların yüzde 5.1'inin, erkeklerin ise yüzde 3.6'sının depresyonda olduğu vurgulandı.
Dünyada depresyonun farklı yaş aralıklarında da farklı oranlarda gözlendiği ifade edilen raporda, 55-74 yaş aralığındaki erkeklerde depresyon oranının yüzde 5.5 iken, kadınlarda 7.5 olduğu bildirildi.
Dünyada depresyonda olan kişilerin yarısının, nüfus yoğunluğuyla bağlantılı olarak Çin ve Hindistan'ın yer aldığı Güneydoğu Asya ve Batı Pasifik bölgesinde yaşadığı belirtildi.
HER YIL YAKLAŞIK 800 BİN KİŞİ İNTİHAR EDİYOR
Raporda, "Depresyon, intihara sürükleyen en büyük risk. Dünyada her yıl yaklaşık 800 bin kişi intihar ediyor. 15-29 yaş aralığında yaşanan ölümlerin nedeni olarak intihar, ikinci sırada bulunuyor. Depresyon ve diğer ruh sağlığı sorunları dünya genelinde artış eğiliminde" ifadesi kullanıldı.
DSÖ'ye göre, Türkiye'de her 100 bin kişiden 12.6'sı intihar ediyor. Bu, ülke nüfusu göz önüne alındığında Türkiye'de her yıl yaklaşık 10 bin kişinin intihar ettiğini gösteriyor. Depresyonun, işsizlik, yoksulluk, bir yakının kaybedilmesi ve bir ilişkinin sonlandırılması, hastalık, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı gibi nedenlerle artış gösterdiği vurgulandı.
Raporda, "Ruhsal bozukluk gösteren kişi sayısı, özellikle nüfusu artış gösteren düşük gelirli ülkeler başta olmak üzere dünya genelinde yükseliş gösteriyor" ifadesi yer aldı.

DEPRESYON NEDİR?
Depresyon, en az 2 hafta süren duygu durum çökmeleridir. Duygusal olarak çöken hasta karamsarlaşmaya ve zihinsel olarak (kendine zarar verme dahil) kötü düşüncelerle meşgul olmaya başlar. Vücudunda ağırlık ve yavaşlama ortaya çıktığı için, davranışları da içe kapanma yönünde değişir. Gün içindeki gelip geçici moral bozulmaları depresyon olarak adlandırılmaz.
DEPRESYON NEDENLERİ?
Beyindeki kimyasal dengenin bozulması bu hastalığın oluşmasında önemli yer tutar. Beyinde bulunan seratonin ve noradrenalin adını verilen kimyasal maddelerin sinir hücreleri arasındaki sinaps ismi verilen boşluktaki miktarları azalır. Bu azalma, depresif bulguların ortaya çıkmasına neden olur. Kimi zaman kendiliğinden olan bu azalma, kimi zaman da bazı zorlayıcı yaşam olaylarından sonra gerçekleşir. Geçmişte yaşanan travmalar, kayıplar, üzüntü ve zorlanmalar, hala devam eden sorunlar, yeni ortaya çıkmış zorlayıcı yaşam olayları, düşük eğitim düzeyi, yoksulluk da depresyona neden olabilir.
Ailesinde depresyon olan kişi depresyon açısından risk altındadır, yani kalıtsallık bu hastalığın önemli nedenlerindendir.
Kadın cinsiyeti erkeklere göre daha fazla depresyona girme riski taşır. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hormonal, kadının günlük yaşamdaki yükünün fazla oluşu, sorumluluğunun artması, erkeklere göre psikiyatriye daha kolay başvurmaları erkeklerin depresyonlarında görülen alkol ve madde kullanımının depresyon tanısını koymayı geciktirmesi olabilir.
Hormonal bozuklukların içinde özellikle hipotiroidi (tiroid bezinin yavaş çalışması) önemli bir depresyon nedenidir. Tiroid hastalığı düzelen vakalarda depresyon da düzelebilir. Bazı vakalarda depresyon ilerler ve ağırlaşır. Bu durumda, tek başına hipotiroidi tedavisi yeterli olmaz.
Yas yaşayan bazı kişiler yas sürecinin beklenenden daha uzun sürmesi sonucunda depresyona girebilirler. Ağır düzeydeki kaygı bozukluklarında da bireysel ve sosyal yaşam bozulacağı için depresyon ortaya çıkabilir. Sosyal fobide depresyon görülme sıklığı %40’tır. Bu oran eş hastalanmanın (sosyal fobiye bağlı depresyon ortaya çıkması gibi) önemini vurgulaması açısından çarpıcıdır.
DEPRESYONA GİRDİĞİMİZİ NASIL ANLARIZ?
Kişide gün boyu süren bir depresif duygu duruma ek olarak, ilgi ve istek kaybı, zevk alamama, kilo kaybı ya da artışı, uykusuzluk ya da uyku artışı, hareketlerde yavaşlama, yorgunluk, bitkinlik, enerji kaybı, huzursuzluk, değersizlik ve suçluluk duyguları, odaklanma zorluğu, kararsızlık, kendine zarar verme düşünceleri varsa kişi depresyonda olabilir. Ancak depresyon denebilmesi için, bu belirtilerin iki haftadan daha fazla sürmesi gerekir.
MEVSİM DEPRESYONU
Yılın belli dönemlerinde, yaşam olaylarından bağımsız oluşu ve gün ışığının arttığı dönemlerde düzelme olması mevsimsel depresyonu diğer depresyon türlerinden ayırır.
KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Depresyon kadınların yüzde 20’sinde, erkeklerin ’unda, ergenlerin ise yüzde 5’inde görülür. Özelllikle son dönemlerde yaygın bir hastalık olarak göze çarpan depresyon hastalığı ile ilgili yapılan araştırmalar, insanların yaklaşık ’inin hayatlarının bir döneminde major depresyon geçirdiğini ortaya koymaktadır.
Kadınların depresyon sıklığı erkeklerden iki kat daha fazladır. Genelde görülme yaşı 20 ile 50 arası olsa da, yaşlılarda bu hastalığın sıklığı artmaktadır. Boşanmış, ayrılmış kişiler, sosyoekonomik düzeyin düşük olması ve işsizlik, sosyal ve çevresel desteğin az oluşu, uzun süren zorlayıcı yaşam tarzı da depresyon riskini artırır.
TEDAVİSİ
Seratonin ve noradrenalin isimli kimyasal maddelerin miktarlarını düzenleyen antidepresanlar, bu hastalığın tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Bazı vakalarda anksiyolitik (kaygı gidericiler), antipsikotik (psikotik belirtiye yönelik ya da tedavi güçlendirici olarak kullanılanlar), tiroid hormonu, lityum kullanılabilir. Kimi ağır vakalar yatarak tedavi edilir. Bunun dışında psikoterapi (özellikle bilişsel davranışçı psikoterapi) depresyon tedavisinde önemli yer tutar. Ancak bu terapi yöntemi tek seçenek değildir ve uygun olan vakalarda diğer terapi yöntemleri de tercih edilebilir. Kişinin keyif aldığı ve işlevselliğinin arttığı uğraşılar da tedavide yarar sağlar.
RİSKİ AZALTILABİLİR
Kişinin kendini işlevsel hissettiği bir yaşam tarzı seçmesi gerekir. Yaşamlarında zorluklar olan kişilerin zorluklarla baş etmek için yakınlarından destek alması, bu konuda yeterli desteği yoksa uzman yardımı alması yararlı olur. Kişinin iş yaşamı kadar dinlendiği, mola verdiği tatil süreçlerine de dikkat etmesi, kendine zaman ayırması depresyon riskini azaltır. Tekrarlayan depresyonu olanlarda ilaç tedavisinin düzenli yapılması da depresyonu önlemede önem taşır.
Kişinin yaşamı (geçmişi, bugünü, geleceği) yorumlayış biçimi de depresyona neden olabilir. Bu nedenle, bilişsel davranışçı terapi başta olmak üzere terapilerin kişinin düşünce dünyasını ele almada ve gereken değişme ya da esnemelerin yapılmasında önemli rolleri vardır.
SONBAHAR DEPRESYONU
Yazın bitmesiyle birlikte güneşli günler yerini bulutlu ve yağmurlu günlere bırakmaya başladı. Güneşi daha az görmek, okulların başlaması, sorumlulukların artması, havaların serinlemesi kişilerde birtakım ruhsal sorunlar yaratabiliyor.
Hastalık başladığı zaman kişide enerji ve ilgi azalır veya kaybolur, suçluluk duyguları, konsantrasyon güçlüğü, iştah kaybı, mutsuzluk görülür. Duygusal olarak çökerler, her şeye üzülürler, hatta yaşama istekleri kaybolabilir. Ağlama sıklaşır, sıkıntı ve huzursuzluk vardır, hiç bir şeyden zevk alamaz olurlar, aktiviteleri azalır, işleri aksar, uykuları bozulur, cinsel istek azalır, kendilerini yorgun hissederler.
8 ARALIK DÜNYA DEPRESYON GÜNÜ NEDİR?
Twitter günmeine düşen bu başlıkğın ardından sosyal medya kullanıcıları Dünya Depresyon Günü nedir? aramalarını yapmaya başladı. İnternet üzerinden yaptığımız araştırma sonucu 8 Aralık Dünya Depresyon Günü diye bir bilgi bulunamamıştır. Bir sosyal medya kullanıcısının açtığı bu başlığın Twitter'da gündem olması vatandaşları böyle birgün olduğunu sanmasına yol açtı. Kaynaklarda böyle birgünün olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktır.





