CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ye dair kanun teklifi sunacaklarını açıklamasının ardından, AK Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Gelin çözümü anayasa düzeyinde sağlayalım" sözleriyle işaret ettiği anayasa değişikliği teklifi TBMM'ye sunuldu.

Meclis'te konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, MHP ve BBP'nin desteği ile teklifi 366 milletvekili imzasıyla sunulduğunu söyledi.

Teklif, bütçe görüşmeleri nedeniyle Aralık ayının 16'sından sonra ele alınacak.

Meclis'te konuşan Özlem Zengin, "Başörtüsüne biz bez parçası diyenler bu konuyu anlamamışlardır. Bu konunun nasıl bir travma olduğunu asla anlayamamışlardır. Anlamış olsalardı bu konuyu anlatma şekilleri de çok farklı olurdu. 90'lara geldiğimizde de bizler başka bir boyuta geçtik. Başörtülü kadınlar nezdinde tüm inanan insanlar için bir soykırım bu ülkede yaşadı" dedi.

'TEKLİFİMİZDE BAŞÖRTÜLÜLERİN DE BAŞI AÇIKLARIN DA HAKKINI SAVUNUYORUZ'

AK Partili Zengin'in açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:

336 milletvekilimizin imzasıyla birlikte, başörtüsüyle ilgili anayasa değişiklik teklifi birazdan AK Parti, MHP ve BBP'nin imzasıyla Meclis'e sunuyoruz. Kanunla teminat altına alınan kanunla değişir. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çözülmelidir.

Teklifimizde; başörtülülerin de başı açıkların da hakkını savunuyoruz. Kısaca kadınların özgürlüğünü savunuyoruz. Diğer konu da ailele müessesine dair. Bizim anayasamızda aile toplumun temeli olarak görüşmüştür. Eğer bir tahrip etmek istiyorsanız, önce aileden başlamanız gerekir. Biz anayasamıza evlilik birliğinin bir kadın ve bir erkek arasında olan hukuki bir birliktelik olduğunu koyuyoruz.

TEKLİFTE NELER VAR?

Teklif, anayasanın din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 24 ve “ailenin korunması”na ilişkin 41. maddesinde değişiklik öngörüyor. 

AK Parti kaynaklarının BBC'ye verdiği bilgiye göre 24. maddeye iki fıkra ekleniyor.

Buna göre “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan hizmetlerden yararlanması hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz” hükmü yer alıyor.  

İkinci fıkrada ise “dini inancı” nedeniyle tercih ettiği kıyafet veya başını örtmesi nedeniyle kadınlara ayrımcılık yapılmasının önüne geçilmesi hedefleniyor:

“Hiçbir kadın dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim öğretim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile hak ve hürriyetleri kullanmaktan veya kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabii tutulamaz.”(DHA)