Dünya genelinde yaşanan enerji krizinin ortasında ve süper güçlerin Ukrayna'daki savaşa ve ABD ile Çin arasındaki gerilimlere odaklanmasıyla, jeopolitik gelişmeler dünyanın en büyük petrol ihracatçısına yeni bir kimlik kazandırıyor. ÜST DÜZEY TEMASLAR Washington'un geçen hafta kendisini 2018'de Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak yargılanmaktan muaf tutması ve İran tehdidine karşı Suudi Arabistan’ın güvenliğine olan bağlılığını alenen sergilemesiyle, Prens Selman, ABD'nin öfkesini yatıştırmış gibi görünüyordu. Sadece haftalar önce ABD Başkanı Joe Biden, Prens Muhammed'i Temmuz ayındaki petrol görüşmeleri nedeniyle kötü niyetli olmakla suçladıktan sonra "sonuçları" konusunda uyarıda bulunmuştu. Bu arada, Katarlı yetkililerin önceki açıklamalarına göre, Prens Muhammed bu ay Kahire'deki Cop27 iklim zirvesinde, Bali'deki G20 zirvesinde ve Bangkok'taki APEC zirvesinde yer aldı. Suudi prens, Temmuz ayında Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya geldi ve kısa bir süre sonra Riyad'da Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'i ağırlayacak. Ayrıca, Prens Selman’ın gençler için sinemalar, konserler ve iş fırsatları açtığı ülkede, Arjantin'e karşı alınan 2-1'lik galibiyeti muhtemelen imajını daha da parlatabilir. EN DÜŞÜK SEVİYEDE Suudi Arabistan'ın batı dünyasıyla ilişkileri hala tarihinin en düşük seviyelerinde. Son yıllarda, Suudi Arabistan petrolüne olan talep azalırken, ABD iç politikalarını sıkıntılı bulduğu müttefikiyle arasına mesafe koydu. Arap baharına karşı duruşu ve Suudi Arabistan'ın bölgesel tehditlere ilişkin korkularına rağmen İran'la nükleer anlaşma arayışı, Riyad'ı Washington'un Körfez güvenlik şemsiyesinden vazgeçtiğine inandırdı. Sonuç olarak Suudi Arabistan, Yemen'deki savaşıyla güvenliğini kendi ellerine almasının ardından batıyı ikiyüzlü olarak görmeye başladı. Ancak süper güç rekabeti ve enerji kıtlığı yeniden küresel siyaseti yönlendirmeye başladığı için, daha küçük gözüken krizleri bir kenara bırakabilirler. POLEMİK HABER/DIŞ HABERLER