Arab Barometer, BBC News Arapça için 9 ülkeden yaklaşık 23 bin kişiyle röportaj yaptı. Çoğu, bir ekonominin demokrasiyle zayıfladığı ifadesine katılıyor. Bulgular, Arap Baharı protestolarının demokratik değişim çağrısından neredeyse 10 yıl sonra geldi.

Protestolardan iki yıldan kısa bir süre sonra, bu ülkelerden sadece Tunus demokrasiyle kaldı, ancak geçen hafta yayınlanan bir anayasa taslağı, onaylanması halinde ülkeyi otoriterliğe doğru itebilir.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki üniversiteler ve anket kuruluşlarıyla birlikte çalışarak 2021'in sonları ile 2022 Baharı arasında anketi yürüten Princeton Üniversitesi merkezli bir araştırma ağı olan Arab Barometer'in Direktörü Michael Robbins, 2018/19'daki son anketten bu yana konuyla ilgili görüşlerde bölgesel bir değişim olduğunu söylüyor. 

‘HALK BEZDİ’

Robbins, “Demokrasinin mükemmel bir yönetim biçimi olmadığı ve her şeyi düzeltemeyeceği konusunda artan bir farkındalık var. Bölge genelinde gördüğümüz, insanların aç kaldığı, insanların ekmeğe ihtiyacı olduğu, insanların sahip oldukları sistemlerden bıkmış olmaları" diye ekledi. Anket yapılan her ülkede, katılımcıların yarısından fazlası, hükümetin türünden çok hükümetlerinin politikalarının etkililiği konusunda endişe duyduklarını söylüyor.

Çalışmanın yapıldığı ülkelerde, katılımcıların yarısından fazlası, ülkelerinin gerektiğinde işleri halletmek için "kuralları esnetebilecek" bir lidere ihtiyacı olduğu ifadesine katılıyor. Ekonomik durum, anketin yapıldığı Ürdün, Filistin, Tunus, Fas, Libya, Irak, Mısır, Lübnan ve Moritanya toprakları için yolsuzluk, istikrarsızlık ve Covid-19'un yayılmasının önündeki en acil sorun olarak görülüyor. Anket yapılan her ülkedeki her üç kişiden en az biri, geçen yıl içinde daha fazla satın almak için yeterli paraya sahip olmadan önce yiyeceklerinin tükendiği ifadesine katılıyor.

‘DÜNYANIN EN ŞİDDETLİ KRİZİ’

Tüm katılımcıların yarısından azının ülkelerindeki ekonomik durumu iyi olarak tanımlamaya istekli olmasıyla birlikte, ekonomik görünüm bölge genelinde kasvetli. Lübnan, anketteki tüm ülkeler arasında en düşük sırada yer alıyor ve Lübnanlıların yüzde 1'den azı mevcut ekonomik durumun iyi olduğunu söylüyor. Dünya Bankası, Lübnan'ın ekonomik krizini 19. yüzyılın ortalarından bu yana dünyanın en şiddetli krizlerinden biri olarak nitelendirdi. (BBC)