Kenya Katolik Doktorlar Derneği Başkanı Dr. Stephen Karanja, buhar inhalasyonunu ve hidroksiklorokin tabletlerini savunuyordu ve Covid-19 aşılarının güvenliği konusunda Katolik kilisesiyle görüş ayrılığı yaşıyordu.

‘YASAL VE ETİK’ AÇIKLAMASI

DSÖ Mart ayında yaptığı açıklamada, "Kenya'da dağıtılan aşı, yalnızca DSÖ'nün titiz süreci tarafından değil, aynı zamanda birkaç katı düzenleyici otorite tarafından da gözden geçirildi ve güvenli bulundu" dedi. Kenya Katolik Piskoposlar Konferansı da, aşıların "yasal ve etik açıdan kabul edilebilir" olduğunu söyleyerek, Doktor Karanja'nın Covid-19 aşıları hakkındaki görüşlerine karşı çıktı.

‘’AŞILAMANIN MOTİVASYONU GEREKSİZ’’

3 Mart tarihli bir mektupta Karanja, "Covid-19'u tedavi etmek için yeniden tasarlanmış ve etkili bir şekilde kullanılan ilaçlar var. Bu hastalığa yönelik aşılamanın motivasyonu şüpheli hale getirmenin tamamen gereksiz olduğunu da biliyoruz" şeklinde kaydetmişti. 

Buhar inhalasyonu ve bir ilaç kokteyli de dahil olmak üzere alternatif tedavileri savunan doktor, Covid-19 enfeksiyonunun neden olduğu komplikasyonlar nedeniyle hastaneye kaldırılmasının ardından geçtiğimiz gün hayatını kaybetti.

GEÇMİŞİ KABARIK

Doktor Karanja, Covid-19 aşısının güvenliği ve etkinliği konusunda Kenya'daki Katolik kilisesiyle anlaşmazlığa düşmeden önce, kitlesel aşılama kampanyalarına karşı çıkmak için sık sık dini liderlerle ittifak kurdu. 

Papilloma virüsüne (HPV) karşı aşının gereksiz olduğunu söyleyerek 2019'da, "yaşam tarzı sorumsuz cinsel davranışlar içeren" kişileri etkilediğini söyleyerek, kız öğrencilerin rahim ağzı kanserine karşı aşılanmasına muhalefet etti.

2014 yılında, dernek, yerel sağlık yetkilileri, WHO ve BM çocuk kurumu Unicef'in aşının güvenli olduğunu söylemesine rağmen, hükümetin kadınları hedef alan bir tetanoz aşısı uygulamasına karşı çıktı ve bunun bir kısırlaştırma kampanyası olduğunu iddia etti. 

Her iki durumda da hükümet planlarını sürdürdü, ancak yetkililer Karanja'nın itirazları sonucunda aşı konusunda tereddütle karşılaştıklarını bildirdi.

Aynı zamanda kürtaj karşıtı önde gelen bir kampanyacıydı ve 2018'de hükümetin kürtajla ilgili yönergeleri geri çekmesi nedeniyle dava açıldığı bir davada bilirkişi olarak mahkemeye çıktı. Yüksek mahkeme, hükümetin kararının hukuka aykırı ve yasadışı olduğuna hükmetti.

(BBC, çeviri:polemikhaber)