Ayrılık, bazıları için bir bitiştir, bazıları içinse...

Abone Ol

Dost kalabilirsin. 

Ayrılık, bazıları için bir bitiştir.

Bazıları içinse… bir yeniden tanımadır.

Bazı insanlar seni yaralamaz, sadece sana senin nereye kadar iyileştiğini gösterir.

Ve bazı karşılaşmalar, sizi aynı ilişkiye değil,

daha olgun bir bakış açısına götürür.

Ve işte o zaman, gerçekten büyümüşsündür.

Uzun zaman sonra tekrar karşılaştığında anlar insan:

Aynı yüz, aynı ses…

Ama artık bambaşka bir kalp var karşında — belki de içinde.

Bir ilişki bittiğinde, zihin onu hemen silemez.

Çünkü yaşanan her duygu, beyinde anlamlandırılmamış deneyim olarak kalır.

Bu, psikolojide “bilişsel bütünleşme eksikliği” olarak adlandırılır.

Zamanla, o boşluk içimizde büyür ya da sessizce durur.
Ve sonra…

Bir gün o kişi karşımıza çıkar.

İşte tam da o an, geçmişle barışmak ya da geçmişe takılıp kalmak arasında ince bir çizgide dururuz.

O Karşılaşma Neyi Değiştirir?

Belki ilk bakışta bir şey olmaz.

Ama içten içe bir şeyler çözülmeye başlar.

Zamanın bizde yaptığı o sessiz çalışmanın farkına varırız.

Bir bakışta görürüz:

Biz değişmişiz.

O değişmiş.

Ve her şey olması gerektiği gibiymiş aslında.

Bu farkındalık hali, psikolojide içgörü (insight) olarak bilinir.
İnsanın kendi duygularını ve geçmiş davranışlarını, dışarıdan biri gibi görebilmesi…

Bu güçtür. Bu iyileşmedir.

Bazı Karşılaşmalar Şifa Gibidir

Öz-şefkat gelişir: Kendimize kızmayı bırakır, yaşanmışlara olgunlukla yaklaşırız.

Duygusal regülasyon artar: Artık tepkisel değiliz.

Kabul başlar: Her şeyin olduğu gibi, olması gerektiği gibi olduğunu kabulleniriz.

Ve belki en önemlisi:

Affetmek… Hem onu, hem kendimizi.

Peki Sonrası?

Belki bir çay içilir, bir gülümseme paylaşılır.

Belki yeni bir sayfa açılır…

Ya da hiçbir şey eskisi gibi olmaz — bu da bir tamamlanmadır.

Çünkü bazı kapılar kapanmaz, sadece sessizce aralık bırakılır.

Ve bazen sevgi, kalmakla değil,

bırakmakla büyür.

Unutma:

Her karşılaşma, yeniden başlamak için değildir.

Bazıları sadece şunu demek içindir:

“Artık seni anlıyorum.”