Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Azerbaycan 18 Ekim 1991 yılında diğer Türk devletleri ile birlikte bağımsızlığını kazandı. Fakat bu süreç sancılı oldu. Çünkü Rusya zamanında bu devletleri bir birine bağımlı hale getirmişti. Örneğin birinde petrol çıkıyor fakat rafineri diğer ülkede. Veya birinde pamuk yetişiyor işleyecek tesis başka ülkede. Halk cephesi ve Ebulfez Elçibey bu şartlar altında iktidara gelmişti. Elçibey, Ruslar tarafından büyük işkencelere tutulmuş vatansever Türkiye ve Atatürk hayranı bir insandı. Öyle ki bir röportajında gördüğüm işkencelere üzülmedim yakamdaki Atatürk rozetini aldılar ona çok üzüldüm çünkü o benim Türk milletinin atasıdır demiştir. Yine Ruslar dağılmadan önce Azerbaycanlı gençleri genelde geri hizmette askere almışlar. Askerlere ve köylere votka iştikakı vermişlerdir. Ermenileri ise genelde komando eğitimleri vermişler. Rusya dağılınca 1 tugay gence. Kalmış 102’nci Kolordu’yu Ermenistan’a çekmişlerdir. Azerbaycan bağımsızlığını kazanmış fakat ordu yok denecek kadardı. E ekonomik olarak da çok zayıftı. O zaman 1 dolar 5000 manattı. Haziran 1993’de Azerbaycan’daki kaos ve darbeyi fırsat bilen Ermenistan, Dağlık Karabağ’da Hocalı soykırımını gerçekleştirdi. Dış güçlerin desteğini alarak özerk bölge dışındaki Azerbaycan topraklarına da girdiler. 23 Temmuz’da Ağdam’ın bir kısmının işgali ile başlayan süreç, Dağlık Karabağ dışında bulunan Fizuli’nin kısmen, Cebrail, Kübalı ve Zengin’in 31 Ekim 1993 de tamamen işgali ile sonuçlandı. ABD, Fransa, Rusya sözde Minsk grubunu oluşturdu. Minsk grubu, yıllarca sözde barış görüşmeleri diye oyaladı. Bu süreç 12 Temmuz’da Ermenistan, İntovoz Bölgesine saldırısı ile ve Azerbaycanlı General Polat Hâşim ve Albay Olga Mirzaliyev’le diğer subayların şehit edilmesi, bardağı taşıran son damla olmuştur. Ermenistan, bu savaşta Azerbaycan’la birlikte Türk ordusunun da olduğunu söylüyor. Bu iddia yalan ama şu gerçek. Azerbaycan ordusunu zaten Türk general subay ve astsubayları kurmuştur.
Azerbaycan ordusunun kurulma süreci Temmuz 1992’de başlar. Gönüllü Birlikler (Rüzgâr Birlik) cephede canla başla çarpışırken. Bağımsız Azerbaycan Savunma Bakanlığı kurulmasına rağmen gerçek devlet ordusunun varlığı, söz konusu değildi. Bunu iyi bilen Elçibey, 17 Haziran 1992’de yemin ederek göreve başladı. Tam bir hafta sonra İstanbul’da Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün kuruluş toplantısına katıldı. Bu arada İstanbul’da Kars’lı olan Azerbaycan kökenli emekli Tümgeneral Yaşar Demirbulak Paşa ile buluştu. Yaşar Paşa, milli ordunun kuruluş sürecine katılmak istediğini Elçibey kabul etti. Temmuz başlarında Bakü’ye gelen Yaşar Paşa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı sıfatı ile göreve başladı. İlk işi Azerbaycan milli doktrini hazırlamak oldu. Diğer alanlarda olduğu gibi milli ordu kurma çalışmaları da Türkiye ile yürütülecektir. Ön cephedeki gönüllüler desteklenecek 4-6 ay içinde kurulacak 12 bin kişilik Türk ordusunun aynısı milli ordu kurulacaktı. Bu çalışmalara emekli Osman Ilgaz Paşa da katılacaktı. O zamanki genelkurmay başkanı, benim de kendisine yakın koruma görevi yaptığım Doğan Güreş Paşa da bu çalışmalara tam destek veriyordu. Azerbaycan’daki generaller ve eğitmen subayların ilk işi yetenekli gençleri seçerek onları Türkiye’ye gönderip orda harp okulunda eğitim almalarını sağlamaktı. 12 Temmuz’da şehit olan ve General Polat Haşim ve Albay Olga Mirzaliyev, Türkiye’de eğitim alan ilk gençlerdendi. Bu arada Elçibey’in muhafız alay komutanı Albay Tahir’in komutasında 300 kişilik ilk grup Türkiye’ye geldi rahmetli Kâşif Kozinoğlu dâhil can dostlarımla bu guruba 2 aylık bir eğitim verdik. Ardından 300 kişilik bir grup daha geldi bunlar aynı eğitimleri alarak döndüler. Bunlar çok iyi eğitim alan ve cepheye savaşmaya giden gruplardandı. Ne yazık ki Suret Hüseynov, Gence’de isyan girişiminde bulununca Tahir albay yanına çok güvendiği askerleri alarak Gence, ye gitti. Burada şehrin ileri gelenleri araya giriyor kan dökülmesin diye. Suret Hüseynov da anlaşmış gözüküyor. Fakat Tahir Albay Gence dönünce, 3 otobüsü de pusuya düşürüp hepsini şehit ediyor bu olayı duyunca çok üzülmüştüm.
Tüm engellere rağmen Yaşar Paşa ve Osman Paşa Mayıs 1993’de 12 bin kişilik orduyu kurarak planın ilk aşamasına ulaşmışken. Haziran da baş gösteren kaos ön cepheden gönüllülerin çekilmesi yüzünden 5 il daha işgal edilince yaşar ve Osman paşa geri döndüler. Buna rağmen Azerbaycan gençlerinin seçilip Türkiye’de eğitime gönderilmesi. Azerbaycan ordusunun eğitimi devam etti. Türk ataşeliğine Engin Alan, Sadık Ercan, Saldıray Berk gibi deneyimli savaşçı paşalar gönderildi. Öyle ki Azerbaycan ordusundaki rütbelilerin yüzde 70’i Türkiye’de eğitim gördü. Bir diğer husus kuruluşunda yeterli silah ve teçhizatı olmayan ve çok az savunma bütçesi bulunan Azerbaycan, bugün 36 uçağı; helikopterleri savunma sistemleri, insansız hava aracı ve silahlı insansız hava araçları olan. Geçmişte askerlerine iki öğün yetersiz gıdayı zor verebilirken bugün zengin kumanya verebilen. Her türlü iklim şartlarına uygun teçhizatı olan, savunma harcamasına 2 milyar 250 milyon dolar harcayan, İsrail, Rusya, Türkiye’den istediği silahları alan. İyi yetişmiş hava, kara, deniz kuvvetleri ve çok iyi yetişmiş özel kuvvetlere sahip bir Azerbaycan ordusu var. Karşısında ekonomik zorluk içinde olan cephedeki asker kaçmasın diye ayağına zincir vurulan inancını kaybetmiş 625 milyon anca savunma harcaması yapan bir Ermeni ordusu var.
Azerbaycan ordusunun Türk askerine ihtiyacı yoktur. Çünkü Azerbaycan ordusu Türk askeri tarafından yıllardır eğitilmiştir. Azerbaycan ordusunun hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Tek bir şeye ihtiyacı vardır. Halkın kendileri için dua etmesi. Siyasi iradenin de dimdik arkasında durmasına.
Türkiye her fırsatta başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis Başkanı, tüm muhalefet liderleri; Sivil Toplum Kuruluşları da Azerbaycan’ın yanındadır.
Türk milleti Azerbaycan’la birdir. Bizim gamımız, da canımız da birdir.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
Tanrı Türk’e yar olsun.