Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da grup toplantısına katıldı. 

Grup toplantısı öncesi sosyal medya hesabından açıklama yapan İmamoğlu, "Bugün CHP Grup Toplantısı için Ankara'dayım. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettim. Bu süreçte, 16 milyon İstanbullunun iradesine sahip çıktığı için teşekkürler" sözlerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözlerle yüklenerek,  "Sen kimsin Ekrem İmamoğlu kim? Sen Ekrem İmamoğlu'nun tırnağı bile olamazsın. İmamoğlu'nun adını ağzına almak için önce bir ağzını yıkayacaksın" sözlerini kullandı.

'ALTI LİDER BİR ARADAYIZ'

Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şu şekilde:

Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini biliyorum. Kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. İnançla devam edeceğiz. Türkiye'ye huzuru, kucaklaşmayı, helalleşmeyi getireceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirmeden 85 milyon insanı kucaklayacağız bunun sözünü veriyorum bütün halkıma.
Bize düşen görev Türkiye'yi bugün içinde bulunduğu zor atmosferden çıkarmak. Türkiye'de devletin kurumlarını liyakatli kişilerin üretebileceği bir sürece evirebilmek. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğiz. Altı lider bir aradayız. Hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. Demokrasiyi savunuyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz.

'HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR'

Bazen soruyorlar veya eleştiriyorlar. 'Demokrasi diyorsunuz milletin mutfağına bir şey kalmadı' diye. Mutfakta bir şeyin kalmamasına yol açan temel olay bu ülkede demokrasinin olmamasıdır. Bu çerçevede ilk adım demokrasi sonra hep beraber hızla büyüme ve kalkınma. Çünkü her şeyimiz var.
Demokrasinin olmadığını gösteren temel bir olay. Bir partinin genel başkanı İstanbul'da Kadıköy'de kendi ilçe binasına giremiyor. Talimat verilmiş. Altı milyon oy alan bir siyasi partinin genel başkanı kendi ilçe binasına giremiyor. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar ve bizler beraber mücadele edeceğiz. Polis arkadaşları asla suçlamıyorum onlara talimat verenler sorumlusu. Talimat verenin kim olduğunu, gücünü saraydan aldığını da çok iyi biliyorum. O nedenle bizler taşkınlığa kapılmadan, sağ duyu ile hareket ederek sandığı bekleyeceğiz. Sandık gelecek, oyumuzu kullanacağız saray ve şürekasını yolcu edeceğiz.

'ADALETTEN İNSAN HAKLARINDAN YANAYIZ'

Haksızlıkların çok fazla olduğunu biliyorum. 85-90 yaşında insan hapishanede tutulmaz. Tuvalete gidemeyecek bir kişi hapiste tutulmaz. Eğer devlet olarak siz bunu yapmaya kalkarsanız kişilerden intikam alırsınız. Devlet intikam duygusuyla yönetilmez, adaletle, bilgiyle, birikimle yönetilir. Eğer insanları 85-90 yaşında ben sizi hapislerde öldüreceğiz derseniz demokrasinin, insan haklarının olmadığı algısı çok daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar. Buradan iktidar sahiplerine sesleniyorum. Eğer 85-90 yaşındaki insanlar hapiste kalmasın diyorsanız her türlü katkıyı vermeye hazırız. Çünkü biz adaletten, insan haklarından yanayız.

'ONLAR ADINA MÜCADELE VERDİM'

Herkes bilir. Eğer Kılıçdaroğlu bir olaya el attıysa o olay çözülünceye kadar onun mücadelesi verir. Yine Türkiye'de herkes çok iyi bilir bize oy versin veya vermesin adalet duygumu, insan ayrımı yapmadığımı, kinden ve öfkeden arındığımı, sabırla hareket ettiğimi bilir. Taşeron işçiler, ilk işçileri 7-8 yıl önce Erzurum'da örgütledim. Dernek kurun, sizin sözcünüz ben olacağım dedim. Bir süre sonra hepsini İstanbul'da topladım ve onlar adına mücadele verdim.

'SÖZÜM VAR'

Herkes bilir. Eğer Kılıçdaroğlu bir olaya el attıysa o olay çözülünceye kadar onun mücadelesi verir. Yine Türkiye'de herkes çok iyi bilir bize oy versin veya vermesin adalet duygumu, insan ayrımı yapmadığımı, kinden ve öfkeden arındığımı, sabırla hareket ettiğimi bilir. Taşeron işçiler, ilk işçileri 7-8 yıl önce Erzurum'da örgütledim. Dernek kurun, sizin sözcünüz ben olacağım dedim. Bir süre sonra hepsini İstanbul'da topladım ve onlar adına mücadele verdim. En son kadroları verildi. Hala 150 bine yakın taşeron işçisi var. Kadro bekliyorlar. Bunlara da sözüm var. Hiç merak etmeyin, Allah nasip edecek sizlerin oylarıyla geleceğiz her biriniz beklemeden kadro sahibi olacaksınız.

'KUL HAKKI YENİR Mİ?'

Dramatik bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. Van Büyükşehir Belediyesi'nde 306 taşeron işçisi var. 306 arkadaş kararnamenin gereği olarak sınav açılıyor, sözlü sınava giriyorlar. Bir kişi bile kazanamıyor, tamamını eliyorlar. Yargıya gidiyorlar. Yargı işçilerin hakkını teslim ediyor. Bunun üzerine ikinci kez sözlü sınava alınıyorlar, ikinci sınavda da aynı numara çekiliyor. Bir kişi bile kazanamıyor. Bunlar da din, iman var mı? Yine itiraz ediliyor. Üçüncü kez tekrar sınava giriyorlar. 24 Kasım 2022 tarihinde yine bu sınavda bir kişi bile sınavı kazanamıyor. Bu kadar büyük vicdansızlık olur mu? Kul hakkı yenir mi?

'HANGİ VİCDAN KABUL EDER BUNU?'

Bunların aileleri, çoluk çocukları var. Bu süreçte 6 işçi hayatını kaybetti. Bir kişi, cumhurbaşkanı danışmanını kurtarmak için gitti gönüllü olarak o kişi hayatını kaybetti. Devlet ona hakkını teslim etmiyor ama o bir kişi çığ altında kalmasın diye gönüllü gidiyor ama kendisi hayatını kaybediyor. Vebali kimin omuzlarında? Bütün muhafazakar kardeşlerime sesleniyorum. Bunun vebali kimin omuzlarında? Mesut Babat intihar ediyor. Hüsnü Timur, icra memurları geliyor kapısına kalp krizi geçiriyor. Hasan Turgut kanserden, İdris Karaca beyin kanamasından yaşamını yitiriyor. Hangi vicdan kabul eder bunu? 306 kişinin sınavı geçememesi hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur. Sınavda neler soruluyor? Barbie bebeğin yanındaki sevgilisi kim' soruya bakın. 'Kırk haramilerin lideri kim' diye soruluyor. Ben olsaydım kim olduğunu biliyorum da, bunlar onu söyleyemezler.

'BERABER YÜRÜDÜK'

Bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Merkez Bankası'nın önüne Kılıçdaroğlu neden gitti? Enflasyonla mücadele edin diye gitti. Yasanın verdiği görev yerine getirilsin diye gitti. Yapmadılar. Kılıçdaroğlu TÜİK'e niye gitti. İşçinin, emeklinin enflasyonu düşük gösterecekler, düşük maaş almalarına yol açıyor haklarını teslim edin diye gitti. MEB'in önüne niye gitti? Dayısı olmayanı sözlüde eliyorlar. Dayısı olmayanın arkasında durmak için gitti. Et ve Süt Kurumu'na niye gittik? Bu ülkenin çocukları süte, ete ihtiyaç duyuyorlar. Bunun için gittim. Adalet Bakanlığı'na vekil arkadaşlarımla beraber yürüdük. 

'BU KARDEŞİNİZ HAKLI'

6 yaşındaki bir çocuğa sistemli tecavüz edilmesi ve bunun karşısında iktidarın suskun olması... Bunlarda vallahi de billahi de ahlak, vicdan, erdem yok. Sistematik tecavüze uğruyor. Bakan '2 yıldır haberimiz' var diyor. Devleti çalıştırmadılar, savcıları, polisleri çalıştırmadılar. Arkasındaki güç kim? Bunun cevabını hala almış değilim. Bir çocuğun hakkı için bakanlığa yürüdüm. Sonra ne oldu? Devletin refleksi çalışmaya başladı. Demek ki bu kardeşiniz haklı.

'ONLARIN YAPAMADIĞINI YAPIYORUZ'

Bunlar devleti yönetemiyorlar. Çalışan devleti durduruyorlar, üretecek devleti engelliyorlar. Eylül ayında 123 bin ton olan süt üretimi Ekim ayında 104 bin tona düştü. 3 adım sonrasını bırakın yarın sabah ne olacağını bilmiyorlar. Tek söyledikleri 'Biz yaparız'. Senin yaptığın meydanda zaten. Eleştiriyoruz ki doğruyu yapın. Adaletten yana olun adaletten. Çocukların süte ihtiyacı var. Ekrem Başkana sordum. 100 bin aileye her sabah süt veriyor. Onların yapamadığını yapıyoruz, tahammül edemiyorlar. 

'ALIN TERİNE DEĞER VEREN'

Sabah akşam bizi düşünüyorlar nasıl engelleriz diye. Engelleyemezsin kardeşim. İktidara sesleniyorum. Okul sütü programını yeniden başlatın. Çiftçi borç batağında. Çiftçilere verilmeyen para tefecilere gidiyor. Çiftçi kardeşim ülkeni düşüyorsan, artık bu düzen değişmelidir diyorsan, birileri yoruldu yolcu etmemiz lazım diye düşünüyorsan bakacaksın orada 6 oku göreceksin, altında CHP yazdığını göreceksin. Alın terine değer veren bir parti göreceksin, senin hakkını hukukunu koruyan bir parti göreceksin. O partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi'dir.

'CHP GELİNCE NE YAPACAK'

CHP gelince ne yapacak? Bankalardan aldığın kredilerin faizleri bir günde sıfırlanacak. Havza bazlı planlama yapılacak. Hiçbir çiftçi asla ve asla zarar etmeyecek. Kırmızı mazot getireceğiz. Asla ve asla veterinere, ziraat mühendisine, teknikerine para ödemeyecek. Tamamı kamu personeli olacak. Kadınların, gençlerin sosyal güvenlik primlerini biz ödeyeceğiz. Bütün çiftçi kardeşlerime sesleniyorum. Bu sözü verdiniz diye bir kenara yazın. Sözün arkasında nasıl kapı gibi durduğumuzu hepinizde, dünyada görecek.

'AYRIMCILIK YAPMAZ'

Sağlıklı bir toplum örgütlü bir toplumdur. Aynı alanda çalışanlar, aynı hedefe kitlenenler örgütlenirler. Bazen sendika olur, bazen STK olur. Örgütlü bir toplum güçlü demektir. Örgütlü bir toplum haksızlıklara karşı direnç gösteren bir toplumdur. Yüzde 2 örgütlenme barajı getiriyorlar. Neye göre? Yandaşa göre. Bazı sendikaları nasıl elimine ederiz diye getiriyorlar. Devlet kamu çalışanları arasında ayrımcılık yapmaz. 

'SİZİN HAKKINIZI TESLİM EDECEĞİZ'

Kanun çıkarsa AYM'ye götüreceğiz ama çıkmaması için elimizden geleni yapacağız. Barajları yıkacağız meraklanmayın. Sarayın koyduğu bütün barajları yıkacağız hiç endişe etmeyin. Yüzde 2 barajı olanlara 707 lira verilecek ikramiyeye göre, yüzde 2 değilse 250 lira verilecek üç ayda bir. Aynı işi yapıyorlar farklı sendikadalar, 'Sen oradan istifa et, oraya geçersen 707 lira alacaksın' diyorlar. Devlet bilinçli olarak aynı işi yapanlar arasında ayrımcılık yapamaz. Sendika kuramayanlar da var. Onlara verilmiyor, açıkça onlar cezalandırılıyorlar. Polis, savcı, infaz koruma memurlarına sesleneyim. Sizin hakkınızı teslim edeceğiz. Adaleti sağlayacağız hiç endişe etmeyin."