MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İstanbul’un Fethinin 569. Yılı Kutlamaları ve Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi İlk Fidan Dikim Töreni'nde konuştu.

Bahçeli'nin açıklamalarının satır başları şu şekilde

Sayın Cumhurbaşkanım, aziz İstanbullular, ne güzel de söylemiş Necip Fazıl;

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından

Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;

Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan

Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,

İstanbul...

Ne güzel de söylemiş, merhum şairimiz, Kısakürek, her şafak hisarlarda oklar çıkar yayından, hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayı'ndan, Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar olmaz... İstanbul, İstanbul...

Selam olsun sana yedi tepeli İstanbul. Gıpta edilecek bugünkü coşku sağanağıyla emin olun gurur duyuyorum. Fetih onuru bağımsızlık ve beka onurumuzdur. Minareleri şehadet parmağı gibi İstanbul övünç madalyamızdır. Dünyanın en büyük Türk - İslam kentine yapılan her hizmet dua bereketidir. 

Merhum Hocamız Süheyl Ünver'in ifadesiyle söylersek "İnsan bahtiyar olmak isterse İstanbul'u ihmal etmemelidir.

Memnuniyetle müşaade ile ediyorum ki, uzun yıllar hasretin ve vuslatın buluşma noktası olan AHL, 5 milyon metrekarelik yeşil örtüyle örtülecektir. Milletimizin yaşam alanı genişleyecek, şehrin birikmiş stresi tasfiye edilecektir. Her taraf yeşile boyanacak millet bahçesi gelecek hayallerini buluşturacaktır. Bina ve peronların müze sanat merkezi olarak kullanıma sokulması tarihin çağrısına cevap vermek anlamına gelecektir. Millet bahçesi kucaklaşmanın adresidir. Müflis ve iki yüzlü siyasetçilerin estirdiği yalan rüzgarının tam tersine Atatürk Havalimanı'nda yıkım yoktur, israf yoktur, heba edilmiş miras yoktur. İstanbullu kardeşlerimi ferah ve sefaya kavuşturacak ihya vardır. Atatürk isminin silinmesi kimsenin hatırına ve gündemine gelmemiştir. Fakat aklını kiraya verenler siyasetini rehin bırakanlar vicdanını esir düşürenler akletmek şöyle dursun, ne ahde vefayı bilirler ne ahlakı tanırlar ne de vatan millet sevgisine bağlı kalırlar. İşleri güçleri fitne fesattır, geçim kapıları gıybettir.

Dört ağaç değil, kriz çıkarma hevesi, Türkiye'yi yönetilemez hale getirme aracıdır. Gezi'de gündeme getirdiler. 6-8 Ekim olayında dile getirdiler ihanetlerini ağır şekilde ödediler. Hendek kazıp çukur açtılar, açtıkları çukura emelleriyle birlikte gömüldüler. 15 Temmuz'da FETÖ'cü hainlerle üstüme geldiler, Türk milletinin haşmetiyle ezildiler yenildiler. Hangi tuzağı kurarlarsa kursunlar Türkiye'yi geçemez, İstanbul'u teslim alamaz, iman setini aşamazlar.

İnanıyorum ki buna en başta sizler izin vermeyeceksiniz. Türkiye'nin geleceğini zillet değil Cumhur tayin edecektir. Toplumsal ve siyasal mühendislik peşinde koşanlar istikbal haklarımıza ambargo koyamayacaktır. Bunların amacı destek değil köstektir, hezimete davetiye çıkarmaktır.

Bir ara helalleşmekten bahsedip, kavga moduna dümen kuranlar, namzet, kifayetsiz müsterifler. Onların huzursuzluğu ve mutsuzluğu Türkiye'nin hayrına hizmettir. Kurumlarımızın kapılarını zorladılar açılmadı. Utanmadan sıkılmadan bürokrasiyi tehdit ettiler, tutmadı. AHL'den yeni gezi çıkar mı dediler tutmadı. Boşunadır, kaderin üstünde kader bir kez daha tecelli edecek, nitekim iftira siyaseti kaybetmeye her zamanki olduğu gibi mahkum hale düşecektir.

Hakikatin sesini bastıramazlar. Hiçbir vatandaşın İstanbul'un bugünkü dramına bakarak ecdad yadigarı bu kutlu şehrimizin çaresiz olduğunu zannetmesin. İnanıyorum ki sel olunca denize deprem olunca kayağa, kar yağınca balığa gidenler İstanbullu kardeşlerimin tokadını yiyecekler, geldikleri gibi gidecekler. Haksızlık karşısında susmayacağız. İstanbul'un yıllarını gasp edenlere sessiz kalmayacağız. Onların maskelerini hep beraber indireceğiz. Zalimlerin hesabına harıl harıl çalışanlara Türkiye'yi bırakmayacağız. Bu kararlılık, adanmışlık bizde var. Çünkü arkamızda cumhur var, millet var, tarih var.

Nihayetinde adalet mülkün temelidir muhakkak yerini bulacaktır. Milletin önünde hiçbir bariyer duramayacaktır. Sadağından çıkan ok hedefine varacaktır. Türk milleti hak ve hukukunu çiğnetmeyecektir. AHL'nin çevresinde eylem yapanlar, kaos senaryolarını tedavüle sokmak için fırsat kollayanlar mağlup olmaktan kaçamayacaklardır. 

Allah imhal eder ancak ihmal etmez. İnancımız, gücümüz ve güvencemiz budur.

İstanbul Mehmedimizi Fatih yapan, Ayasofya'yı tevdih ışığıyla donatan kilidimizdir. Fetih yalnızca kılıçla olmaz, askeri harekatla olmaz. Silahla gerçekleşmez. Fetih her şeyden önce gönül seferidir. İman ve adalet seferberliğidir. Kalemsiz, duasız, merhametsiz, haksız bir fetih bizim tarih sayfalarımızda görülmemiştir.

Yürekleri dayanmaz, vicdanları el vermez. 569 yıl önce yankısı hala geçmeyen, yası bitmeyen fetih hareketiyle bir çağın kapakları inmiş, yeni çağın kapıları açılmıştır. Tarihin akış ve ilerleyişi kökten değişmiştir. Türk milleti Bizans'a indirdiği kamçı darbeleriyle kıtaları titretmiş, artçı sarsıntıları bugüne kadar ulaşmıştır. İstanbul'un Fethi sıradan başarı değildir.

Yalnızca tevekküle sığınan, kadere teslimiyet gösteren anlayışın çok daha ötesinde tarihin dokusunu ve zamanın şartlarını doğru okuyan bir akılla, muhtevalı hazırlık adımlarıyla fethin adımları çalınmış, hamurları yoğurulmuştur. Görülmeyen manevi muhafızlarımız da var olmuştur. Bizans'ın surları top ve iman gücüyle devrilmiştir. İstanbul'un fethi, Hacı Bayram-ı Veli'nin dileği, Molla Gürani'nin duası, Eyüp El Ensari'nin davası olup manevi duruşuyla desteklenmiştir.

Kahraman neferler Fatihimizle birlikte sadece Bizans'la değil  batılın kalbine de hançer gibi inmiştir. İstanbul'un fethi faziletle bezenmiştir. Fetih, Ertuğrul Gazi ile başlayan jeopolitik atılımın zirveye yükseldiği çok önemli bir adımdır. Türklerin Orta Asya'dan başlayan ilerleyişi Avrupa içlerine doğru ilerlemiş, hükümdarlık ufku böylece gelişmiştir. İstanbul'un Türkler tarafından sahiplenilmesi, köklü şuurun taşındığı ferasetin ifadesidir. 

Türk milletinin yönetiminde ve Türk milletinin hakemliğinde karşılıklı teamül ve işbirliğine dayalı beşeri düzen mazlumların özlemi olmuştur. Bu tarihten sonra Avrupa'da Türk İslam düşmanlığı dalga dalga yayılmış, Türkleri Anadolu'dan atabilmek için asırlar süren mücadele günümüze kadar devam etmiştir. Alçakların ecdadımızı katil olmakla suçlayan utanmazların karşılarında büyük Türk milleti sonuna kadar duracaktır. Cumhurun muazzez ittifakı zalimlere haddini bildirecektir.

Küresel tuzakların, bölgesel oyunların başlangıcı 1453 yılında başlayan fetihle başlayan süreçte aramak yanlış olmayacaktır. Anadolu'dan Türklüğü atmak üzere Mondros ile yola çıkan müsterihler yarım kalmış vicdanlarında hep saklı tutmuşlardır. 

Muhteşem nesillerin kılavuzu büyük Türk milleti olduğu gibi hak ettiği yerlere mutlaka yükseltecektir.

Hayırlı uğurlu olsun İstanbul, fethimizin 569'uncu yıl dönümü kutlu olsun.