Bankacılık ve finans sektörü, 600 yıl boyunca sadece ürünlerini geliştirmekle kalmadı, aynı zamanda müşterilerine karşı güçlü bir güven yapısı da oluşturdu. Fakat 2008 yılında ortaya çıkan küresel kriz, köklü yapılar üzerine kurulu olduğuna inanılan bankacılık ve finans sektörüne yönelik tüketici bakış açısında güven sarsılması meydana geldi. Tüketiciler, bankacılık ve finans sektörünün yanı sıra bu yapıları düzenleyen merkezi kurumlara karşı da ciddi bir güven kaybı yaşadılar. Kendilerine satılan finansal ürünleri ve hizmetleri yeterince kontrol etmediği ve regüle etmediği için merkez bankalarını suçlayan tüketiciler, bankacılık sisteminde yatırım yapmaya yönelik inançlarını büyük ölçüde yitirdiler. Küresel çapta gerçekleşen 2008 finansal krizini tetikleyen ABD şirketi olan Lehman Brothers’ın iflası, aynı yılın Eylül ayında gerçekleşmişti. Bu olaydan sadece iki ay sonra, bugün dahi gerçek kimliği belli olmayan ve “Satoshi Nakamoto” takma adını kullanan bir kişi (veya bir grup) “Bitcoin: Eşten Eşe Elektronik Nakit Ödeme Sistemi” başlıklı teknik bir çalışma yayınladı ve günümüzde çokca dile getirilen Bitcoin varlığı bu şekilde doğdu. Dijital çağın parası: Kriptopara Bitcoin kelimesini duymayan kalmamıştır diye tahmin ediyorum zira bitcoin, blockchain teknolojisini kullanan bir kriptopara pirimidir. Fakat blockchain ve bitcoin terimleri birçok kişi tarafından karıştırılır ve çoğu zaman aynı şey olarak algılanır. Burada ikisinin de çok farklı şeyler olduğunu anlamak için gelin bu konuyu biraz daha açalım. Geleneksel sistemlerde veri, merkezi bir yerde tutulur. Örneğin ne kadar paramızın olduğunun kaydı, bankamızın veritabanında tutulur. Hesap bakiyemizin miktarını sadece bankamız bilir, bu konuda danışılacak ikinci bir merci yoktur. Biz bankamız aracılığıyla çeşitli ödeme gibi işlemleri yaparız ve bu kayıtların bankamız tarafından doğru ve eksiksiz bir şekilde tutulacağına güveniriz. Çünkü bu kurumlar; yüzyıllar boyunca gelişen kanunlar, iş yapma yöntemleri, müşteri sözleşmeleri ve teknoloji kullanımı ile olgunlaşır ve böylece yüzyıllar içerisinde sisteme güven oluşur. Blockchain ise merkeziyetsiz ve dağıtık olarak, bir konsensüs sonucunda kriptografi teknikleri ile verilerimizi saklama şeklidir. Burada merkeziyetsizden kasıt hiçbir otoriteye, devlete veya merkez bankası gibi merkezi kurumların denetimine veya gözetimine bağlı kalmamak. Dağıtıktan kasıt ise yine bu verilerimizin tek bir veritabanında değil de sisteme dahil olan herkeste dağıtık bir şekilde tutulması gibi. Bu da, tek merkezde tutulan veritabanına zarar gelmesi durumunda aynı verilerden herkeste bulunduğu için bütün verilerin kaybolmasından veya çalınmasından korur. Bu özelliklerin bize ne sağladığını örneklemek gerekirse: bankadaki hesap bakiyenizi veya hesap geçmişinizi düşünün, bu bilgiler sadece bankanız tarafından bilinir. Eğer hesabınıza saldırı veya bankadan kaynaklı bir hata olursa bu bilgi yine sadece bankanız tarafından biliniyor olacaktır. Fakat blokzincirinde, dağıtık özelliği sayesinde hesabınızda yapılan her değişik sistem dahil olan herkes tarafından bilinir ve kayda geçmeden önce mutabakata varılır. Eğer uyuşmazlık var ise işlem kayda alınmaz. Bunun sonucunda ise sistem demokratik bir şekilde kendi kendini denetler, herhangi bir merkezi denetleme kuruluna ihtiyaç duymaz. Son olarak da bu bilgiler kriptografi tekniğiyle yani şifreleme tekniğiyle saklanır, bu da mahremiyeti arttırır. Gelelim bitcoine, bitcoin ise sadece bu teknolojiyi kullanan ve blockchain teknolojisinin ilk ürünü olan bir kripto para birimidir. Bitcoin’in namıyla başlayan blockchain devrimi günümüzde yoğun ilgiyle insanlar hatta devletler tarafından takip ediliyor. İnsanlar geleneksel bankacılığın sunduğu faiz gibi ürünlerden tatmin olmadıkları için ve kendi ulusal paralarına güvenmedikleri için kripto paralara yöneliyorlar. Bu paralar bazen altın gibi bir yatırım aracı olarak görülürken bazen de özgürlüğün ve adilliğin olmadığı finans sisteminden kaçış yolu olarak görülüyor. Bitcoin ile hayatımıza giren blokzincirin ilk kullanım alanlarından biri uluslararası para transferi oldu. Ancak blokzincir sadece para transferi veya finansal çözümlerde faydalı olacak bir teknoloji değil. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan rapora göre blockchain; kimlik yönetimi, sürdürülebilirlik, varlık yönetimi, yönetişim ve tedarik zinciri gibi alanlarda da katma değer sağlamaktadır.