Yerel

Bornova’da hemşireye hakaret davası: Sağlık çalışanlarından KHK çağrısı

Birlik Sağlık Sen, Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Derya Aydın'ın hemşire Şeyda Ezer’e hakaretten adli para cezasına çarptırılmasının ardından hemşire Ezer'in görev yeri ve sorumluluklarının değiştirilmesine tepki gösterdi.

Abone Ol

Birlik Sağlık Sen üyeleri, Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Derya Aydın'ın 4 Ocak 2024 tarihinde kimliksiz hasta kaydı tartışması sırasında servis sorumlusu hemşire Şeyda Ezer'e "geri zekalı" diyerek hakaret ettiği gerekçesiyle İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi'nce 365 gün adli para cezası verilmesinin ardından hemşire Ezer'e görev yeri ve sorumluluklarının değiştirilmesini protesto etti.

Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, yaşanan olayın Türkiye'de bir ilk olmadığını belirterek "Maalesef ülkenin her bir köşesinde onlarca, yüzlerce, belki de binlerce hemşire arkadaşımız ya da teknisyen arkadaşımız bu tür mobinglere, bu tür saldırılara, bu tür nezaketsizliklere ve hakaretlere maruz kalmaktadır. Bunun sebebi nedir? Bunun sebebi 2012 yılında gelmiş olan 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle sözleşmeli yöneticiliktir. Sözleşmeli yönetici olabilmek için liyakat sıfırdır. Bir tek yol vardır. Sadece siyasetten geçmiş olmaktır. Arkadaşlarımız iki, iki buçuk yıllık süre içerisinde sözleşme imzaladıkları zaman dilimi içerisinde maalesef kendilerini bu kurumların sahibi zannetmektedirler. Bu kurumların sahibi devlet. Bu kurumların sahibi siz değilsiniz. Bu kurumların sahibi millet ve devlet o koltuklarda rahat oturamayacaksınız. Biz Birlik Sağlık Sen olarak ister Van'da ister Edirne'de ister Sinop'ta olsun mağdur olan tüm arkadaşlarımızın yanındayız" dedi.

Erdoğan ve Memişoğlu'na çağrı

663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin aldırılması için Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunan Doğruyol, şunları kaydetti:

"Sayın Sağlık Bakanım, Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu 663 sayılı KHK'yı ortadan kaldırınız. Bizim görevimiz burada millete en sağlıklı hizmeti vermektir. Bunun için bir başhekim muavinin, bir hemşire arkadaşımıza sadece ve sadece görevini yaptığı için hakaret etmesi ve bu arkadaşın halen koltukta oturması kabul edilebilecek bir durum değildir. Bu arkadaşına acilen bu koltuktan alınması gerekir. Aynı şekilde buna çanak tutan başhekimin daha bir buçuk ay olmadan göreve gelen sağlık bakım hizmetleri müdürünün de bu koltuklardan acilen alınması gerekmektedir. Bu kurumlar kimsenin babasının çiftliği değil. Bu kurumlar benim kurumlarım, sizin kurumlarınız. Bundan dolayı herkes haddini bilecek. Haddini bilmek zorunda. Biz alanlardayız. Biz haksızlık yapanların karşısında dilsiz şeytan olmayacağız. Olmadık, olmayacağız. Biz hakkın, hukukun, adaletin ve liyakatin üstünlüğü için üç maymun oynamayacağız. 'Bilmem, görmem, duymam' demeyeceğiz. Bugüne kadar demedik. Bundan sonra da demeyeceğiz. Bundan dolayı bu koltuklarda haksızlık, hukuksuzluk, adaletlik yapanlar rahat oturmayacak, oturmamalı. Biz, bir tek şey istiyoruz. Adaletin üstünlüğünü istiyoruz. Hepimiz için. Tüm vatandaşlarımız adaletin üstünlüğünü bugüne kadar hiçbir vatandaşımızı dilinden, dininden, ırkından, mezhebinden ve meşrebinden dolayı ayrıştırmadık. Ayrıştırmayacağız. Hepsi başımızın tacı. Ama bu adaletsizlikten uzaklaşanları bu kurumları babalarının çiftliği gibi görenlerden lütfen hesap sorun. Bu arkadaşlar yargı önünde de hesap versin. Türkiye'nin her bir köşesinde haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan arkadaşlarımız lütfen dik dursunlar. Lütfen onlara şahitlik yapacak olan arkadaşlar dik dursunlar. Bugün Şeyda Hanım'a yapılanlar yarın size yapılabilir. Öbür gün bir başkasına yapılabilir. Bundan dolayı adalet kendinize yapılan haksızlıklarda dik durduğunuz kadar şahit olduğunuz adaletsizliklerde de dik durmaktır. Onların da hakkını, hukukunu sonuna kadar aramaktır."

Mağdur hemşire: "Mobbing hala devam ediyor"

Hemşire Şeyde Ezer ise "Maalesef olayın mağduru benim. Görevimi yaptığım için, Sağlık Bakanlığı talimatlarına uyduğumuz için sekreterlerimiz torpilli hastadan kimlik istedi. Hasta kimliğini getirmemiş sekreterlerimizi tehdit etti. Üzerlerine kalem fırlattı. Daha sonra ben telefonla aranıp önce telefonda bana 'geri zekalı' denildi. Daha sonra sekreterlerimiz aşağıya çağrılarak şahitlerin de önünde gıyabımda 'geri zekalı' kelimesi kullanıldı. Hakkımı bırakmadım, bırakmayacağım. Aramaya da devam ediyorum. Şu anda daha önce görevden alınmaya çalışıldım fakat görevimi iyi yaptığım için arkamda duruldu. Hakkımda hiçbir şikayet olmadığı için hiçbir denetimden eksi puan almadığım için arkamda duruldu. Ama şimdi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü değişti. Bunun tehdidini ben zaten temmuz ayında almıştım. Ama hiçbir şey yapmadım. Çünkü ben kendimden eminim. Görevimi düzgün şekilde yaptığıma eminim. Ama ağustos sonu itibarıyla mobbingler, kendi kurduğum birimde sorumluluktan alındım. Daha sonra benim yetiştirdiğim hemşire arkadaşım benim yerime sorumlu oldu. Tamamen bir itibarsızlaştırma olayı. Farklı günlerde, farklı yerlerde görevlendirildim. Tamamen bir itibarsızlaştırma olayı yaşıyorum. Mobbing hala devam ediyor. Ben sendikama ve yanımda beni destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum" dedi.

Açıklamayı okuyan Birlik Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Mahmut Oğuz ise şunları söyledi:

"4 Ocak 2024 tarihinde, mide ağrısı şikâyeti ile Bornova Türkan Özilhan Devlet Hastanesi’ne başvuran hastanın yanında kimlik bulunmaması nedeniyle, Sağlık Bakanlığı ve idarenin talimatı gereği hastaya kayıt işlemi yapılamamıştır. Yaşanan bu olay üzerine, Hastane Başhekim Yardımcısı Dr. Derya Aydın, olayla ilgili görüşmek üzere Endoskopi Ünitesi çalışanlarını odasına çağırmıştır. Başhekim Yardımcısı Derya Aydın, bu görüşme esnasında olaya son derece sinirli bir şekilde tepki göstermiş ve servis sorumlu hemşiresi Şeyda Ezer için 'O Şeyda geri zekalısı konuyu bilmiyor mu?' şeklinde aşağılayıcı ve hakaret içeren ifadeler kullanmıştır. Bu eylem nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulan Derya Aydın, İzmir 34. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, Türk Ceza Kanunu'nun 125/3-a maddesi uyarınca hakaret suçundan mahkûm olmuş ve 365 gün adli para cezasına çarptırılmıştır. Mahkeme, ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı vermiştir. Ancak, mahkûmiyet kararı sonrasında dahi, mağdur üyemiz Şeyda Ezer hakkında, servis sorumluluğundan alma, Hemşire Şeyda Ezer’e ayrı ayrı birimlerde görev verme gibi girişimlerde bulunulmuş bu durum, suçu işleyen değil, mağdur olan kişinin cezalandırıldığı izlenimi oluşturmuş ve kabul edilemez bir uygulama haline gelmiştir.

Bir kamu görevlisi, özellikle de başhekim yardımcısı gibi idari sorumluluk sahibi bir yönetici, çalışma arkadaşlarına karşı saygılı ve ölçülü davranmakla yükümlüdür. Mahkeme tarafından da sabit görülen ve cezai yaptırıma bağlanan bu tür bir hakaret eylemi, Derya Aydın'ın bir yönetici olarak taşıması gereken vasıfları taşımadığını, çalışanlar üzerinde oluşturduğu olumsuz psikolojik etki ve otorite zafiyeti nedeniyle artık aynı birimde yöneticilik yapmasının uygun olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Çalışma barışını ve güvenini temelden sarsan, sendikalı bir çalışanı hedef alan ve cezai hükmü bulunan böyle bir eylemin failinin, aynı yönetim kademesinde kalması hem personel motivasyonu hem de kurumsal itibar açısından sakıncalıdır. Bu nedenlerle; Bornova Türkan Özilhan Hastanesi Başhekim Yardımcısı Derya Aydın’ın başhekim yardımcılığı görevinden alınarak hastane yönetimi ve personeli ile doğrudan temasının olmayacağı farklı bir birime atanması için gerekli idari işlemin ivedilikle yapılması konusunda İl Sağlık Müdürümüze ve Sağlık Bakanımıza çağrıda bulunuyoruz. İdareciler tarafından çalışanlara yapılan bu hakaret ilk değildir. Son da olmayacaktır. Siyasetin çok fazla müdahil olduğu sağlık kuruluşlarımızda çalışanlarımız hakkını aramaktan korkar hale gelmişlerdir. Bu yaşanan olayda, sadece doğruları söyleyerek, adaletin tecelli etmesini sağlayan olayın şahitlerini ve korkmadan dik duran hemşire Şeyda Ezer’i tebrik ediyoruz. Biz, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmayacağız. Biz, haksızlığa uğrayanları gördüğümüzde şahit olduğumuzda bilmem, görmem, duymam diyerek üç maymunu oynamayacağız. Biz, dili, dini, ırkı, mezhebi, meşrebi, partisi her ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletinin birlik ve bütünlüğü kırmızı çizgimiz olmak koşuluyla tüm vatandaşlarımızı başımızın tacı yapacağız. Temennimiz odur ki, bu karar mobbinge uğrayan binlerce sağlık çalışanımıza örnek olacak bir karardır.

Adalet nedir bilir misiniz? Adalet kendinize yapılan haksızlıklarda nasıl müdahale ediyorsanız, şahit olduğunuz haksızlıklarda da aynı şekilde müdahale ve mücadele etmektir. Biz inanıyoruz ki, bir hemşireye geri zekalı diyen bir başhekim muavinini İl Sağlık Müdürümüz ve Sağlık Bakanımız görmezden gelmeyecek, gereğini yapacaktır. Biz inanıyoruz ki, hemşireyi hakaret eden başhekim muavinini koruyan, ceza verdirmeyen yapılanları göz yuman Başhekim Ali Fuat Yalvaç’ı ve kuruma geleli yaklaşık 1,5 ay olan hiçbir gerekçe olmadan mağdur hemşireyi sorumluluktan alan, birkaç görevi birlikte veren Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Emine Atalay’ı İl Sağlık Müdürümüz Sayın Doç. Dr. Ayhan Kul ve Sayın Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, görmezden gelmeyecektir."