Gündem

CHP'den 14 yıl sonra Bayburt'ta tarihi miting... Özgür Özel'den iktidara 'kale' yanıtı!

CHP'nin "Ekrem İmamoğlu'na Özgürlük" talebi ile başlattığı miting serisinin onuncusu Bayburt'ta düzenleniyor. CHP, 14 yıl sonra Bayburt'ta... CHP lideri Özgür Özel halka hitap ediyor.

Abone Ol

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” sloganıyla düzenlenen mitinglerin 10’uncusu bugün Bayburt’ta gerçekleştiriliyor. CHP, Bayburt’ta 14 yıl aradan sonra ilk kez miting yapıyor.

CHP’nin miting için kent merkezindeki alan talebi Valilik tarafından reddedildi. CHP'liler engellemeye tepki gösterirken miting, Bayburt Genç Osman Stadı önünde düzenleniyor.

BAYBURT'UN KALBİNE ASILDI

Bayburt'ta kent merkezinde, Çoruh Nehri'nin üzerindeki köprüye CHP'li vekiller tarafından "İmamoğlu'na Özgürlük" pankartı asıldı.

MANSUR YAVAŞ YURTTAŞLARA SESLENDİ

CHP lideri Özel’den önce mikrofonu ABB Başkanı Mansur Yavaş aldı.

Yavaş, yurttaşlara şöyle seslendi:

“Demokrasi istiyoruz. Hukuk istiyoruz. Demokrasinin hukukun olmadığı yerde ekmek de olmaz. Türkiye'deki siyaset maalesef çok gergin gidiyor. Oysa etrafımızdaki savaşları da gördüğümüz zaman birlik beraberlik içerisinde olmamız gereken bir zamandayız. Siyaset asla bizi ayırmamalı.

Siyaset bir zenginlik, fikirlerin zenginliği olmalı. Bölünme amacı olmamalı. Bölmemeli, bizi bütünleştirmeli. Bunu neden söylüyorum? 2019 yılında aday olduğumuzda mevcut bakamlarını bırakmamak için Ankara'daki rantları başkasına bırakmamak için o düzenin devam etmesi için biz daha iyi yönetiriz deyip aday olduğumuzda bütün televizyonlarda gördünüz. Neler söylediler? İşçileri çıkaracaklar. Yardımları kesecekler. Bunlar belediyeyi yönetemezler. Su sayaçlarını PKK'lılar okuyacak. DHKP-C'liler fatura getirecek dediler. Neden yaptılar bu karalamaları? O koltukları bırakmamak için.”

YAVAŞ: EKONOMİYİ KÖTÜ YÖNETTİLER

“Ancak Ankara Halkı bunlara inanmadı. Ankara Halkı inanmadığı gibi Türkiye çapında 11 tane Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladık. Halk yaptığımız hizmetlerden memnun oldu ki hemen hemen bu 11 belediye başkanımızın tamamı oylarını artırarak seçtiği gibi tekrar seçildiği gibi sayımız da arttı.

Türkiye çapında 250 belediyemiz varken şu anda 420 civarında belediyemiz oldu. Belediye başkanlarımız halktan yana farklı bir belediyecilik yaptılar. Yardımları kesecek derken paket paket evlere koli dağıtmak yerine inancımıza uygun bir şekilde biz onlara kart verip onlara para yükledik.

Esnaftan çoluğunun çocuğunun istediğini almasının yolunu seçtik. Bize ne demedik. Ekonomiyi kötü yönettiler. Biz de uzak duralım da vatandaş iyice bir yokluğu hissetsin diyemedik. Vicdan sahibi olarak herkese sahip çıktık. Şu anda ben Ankara'da 210.000 aileye düzenli şekilde destek oluyorum. Eskiden yapılmadığı şekilde oluyorum. Bu iktidar emeklilere 14.000 küsur lirayı layık gördü. Bu yaşa gelmiş insanlar bu parayla nasıl geçinir? Kira mı ödeyecek? Başka tür şeyleri mi ödeyecek? Ne yiyecek ne içecek demediler.”

YAVAŞ’TAN İKTİDARA “ASGARİ ÜCRET” TEPKİSİ

“Şu anda ben Ankara'da tam 74.000 küsur emekliye düzenli şekilde her ay 2.100 lira nakit yardımı yapıyorum. Yani bütün harcamalarınızı halktan yana yapıyoruz. Asgari ücreti biliyorsunuz, düşük ilan ettiler. Bunun üzerine biz asgari ücret programı yaptık. Şu anda 15.000 kadar asgari ücretliye de düzenli şekilde yardım yapıyoruz.

Ulaşım yardımı yapıyoruz. Çocuğu ortaokul lisede okuyan 50.000 öğrenci ücretsiz taşınıyor. Kreşleri gönderemeyenlerin kreş ücretini servis ücretini ödüyoruz. Ankara Halkı bunları önceden görmedi. 40 civarında yeni kreş açtık. Eskiden sıfırdı. Öğrencilerin barınması için binalarımızı yurt olarak, misafirhane olarak onlara açtık. Dolayısıyla ayrıca bütün engellemelere rağmen yaptığımız hizmetlerle Ankara Halkı bizleri ödüllendirdi. Yüzde 51 olan oyumuzu yüzde 61'e 3 olan belediye sayımızı da 16'ya çıkarttı.”

YAVAŞ: ÜRETKEN BELEDİYECİLİK YAPTIK

“Hükümetin bizleri adlandırırken belediye meclisindeki azınlık olmamız nedeniyle topal ördek olarak adlandırılması ve hizmetlerimizin birçoğunun engellenmesiydi. Belediye başkanlarının birçoğu benim odama dahi gelmedi. İlçeleri için bir şey istemediler. Ancak Ankara Halkı onları cezalandırdı ve hiçbirisi seçimi kazanamadı.

Şu anda siyaset sahnesinde yoklar. Bunu neden söylüyorum? Eğer bu şekilde belediyelerimize yapılan hücumlar devam ederse Türk milleti yarın sandığa gittiği zaman bu engellemeleri yapanlara, bu haksızlıkları, adaletsizlikleri yapanlara sandıkta çok büyük bir ders verecektir. Buna kalbim kadar inanıyorum. Sevgili Bayburtlular, sadece sosyal belediyecilik değil, üretken belediyecilik de yaptık. Siz burada tarımla hayvancılıkta geçiniyorsunuz.

Dönemde sadece kırsal kalkınma desteği denince sadece ve sadece Ziraat Odalarına birer tane traktör vermişler. Biz şu anda 30.000'in üzerindeki çiftçiyle birebir görüşüyoruz. Onlara ücretsiz tohum yardımı, fide yardımı, gübre, mazot yardımı yapıyoruz ki onlar üretsin bizi Hansa George yarın mahkum etmesin diye. Evet hükümet henüz yapmadı. Biliyorsunuz Türkiye'nin birçok yerinde don oldu. 6500 çiftçiye şu anda dondan dolayı gördüğü zararı telafi etmek için yardımcı oluyoruz.”

FERDİ ZEYREK’İ ANDI

“Bakın en son yaptığımız çalışmalardan birisi şu. İçinizde çok emekli vardır. Eczaneye doktora gittiğin zaman katkı payı isterler değil mi? Şu anda Ankara'da hiçbir eczane bizden sosyal yardım alanlardan katkı payı istemiyor. Tamamını Ankara Büyükşehir Belediyesi ödüyor. Yani cebinde parası yok diye ilacı alamamazlık yapamıyor.

Şimdi varmak istediğim sonuç şu. Değerli Bayburtlular, şimdi yeni seçilen belediye başkanlarımızdaki başarı oranı şu anda %58. Bunu görünce daha önce 11 olan belediye sayısı 14'e çıkıp birçok il başkanı da kazanılınca iktidar değişecek korkusuyla bu operasyonlara başladılar. Bakın Ferdi başkanımızı rahmetle anıyorum. Henüz 14 aylık bir belediye başkanı. O kadar başarılı olmuş ki her kesimden on binlerce kişi cenazesine katıldı.”

YAVAŞ’TAN İKTİDARA “TRT” ÇAĞRISI

“Bunu siz parayla pulla silah soruyla sağlayamazsınız. Dolayısıyla belediye başkanlarımızın bu başarısı iktidarı ürküttü bu operasyonlara başladı. Bizi yargılamayın demiyoruz. Hiçbir dokunulmazlığımız yok. TRT'de canlı yayınlayın.

Ancak tutuksuz yargılayın. Bir kimse cezası Yargıtay'dan onaylanıncaya kadar masumdur. Bunların hepsi maalesef askıya alındı. Hukuk askıya alındı. Sorulduğu zaman %65 bu tutuklamalar siyasidir diyor. Onun için biz bugün buraya Ekrem Başkanla tutuklu belediye başkanlarımızla Ümit Özdağ'la haksız yere tutukların herkese sahip çıkmak, onların hakkını savunmak, sizlere de bu uygulamaları şikayet etmek için geldik. İnşallah en kısa zamanda yapılacak seçimde hak hukuk yerini bulacak ve gerçekten hiç kimseyi ayırmayan, herkesi Türk milletinin şerefli bir ferdi olarak gören bir yönetim gelecek. Kimseyi ayırmadan herkesi kucaklayıp halktan yana uygulamalarıyla inşallah nasıl belediyelerdeki memnuniyet varsa iktidar değişikliğinden dolayı da ortaya çıkan memnuniyeti inşallah Türk milleti olarak hep birlikte yaşayacağız.”

İMAMOĞLU'NUN MEKTUBU OKUNDU

19 Mart sivil darbesiyle özgürlüğü elinden alınan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bayburt Oslu Baba Caddesi’ni hınca hınç dolduran on binlere, Silivri’deki hücresinden seslendi.

İmamoğlu’nun Silivri’den Bayburt’a yolladığı mektubu, CHP Bayburt İl Başkanı Haktan Yücel okudu.

Mektubuna, “Çoruh’un onurlu insanları, Kop Dağı’nın yiğit çocukları, yüce dağlar arasındaki yeşil ova, yüce gönüllü, yüce karakterli halkın şehri Bayburt. Sizlere, kilometrelerce uzakta, haksızca ve hukuksuzca hapsedildiğim Silivri zindanından sesleniyorum” sözleriyle başlayan İmamoğlu, şu mesajları paylaştı:

“Trabzonlu kardeşiniz olarak, Bayburt’u iyi bilirim. Bayburt halkı, ıssızlığın ve tenhalığın ne demek olduğunu bilir. Soğuk havanın, uzaklığın, ihmal edilmenin ne demek olduğunu bilir. Mezalim görmüş bir şehirdir. Zulmü bilir ama diz çökmez. Haklarını kazanmak için, gerektiğinde mücadele vermiş bir kenttir; mücadeleyi de bilir. Bu sebeple beni çok iyi anlayacağınızı, uzaklarda bir hapishane hücresinde sizlere duygularını yazan kardeşinizi bağrınıza basacağınızı da ben biliyorum.”

“BENİM VE MESAİ ARKADAŞLARIMIN SUÇSUZ, GÜNAHSIZ YERE TUTSAK EDİLDİĞİMİZİ TÜM TÜRKİYE BİLİYOR”

“Bizi siyaset yapmaktan, milletin sesine ses olmaktan men etmeye çalışıyorlar kardeşlerim. Benim ve mesai arkadaşlarımın suçsuz, günahsız yere tutsak edildiğimizi tüm Türkiye biliyor. Amaçları bizim halka hizmet etmemizi engellemek, bu millet için siyaset yapmaktan uzak tutmak. Ama bunu başaramayacaklarını, milletin akın akın meydanlara koşarak iradesine sahip çıkmasıyla gördüler. O yüzden her gün zulümlerini arttırıyorlar. Onlar bugün, zalimler zümresine adlarını yazdırıyorlar. Bunu biz yapmıyoruz. Kendi kendilerini bu hallere düşürdüler. Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları ekonomi, mutfaklarda boş kalan tencereler, istediğine vurmak için sopaya dönüştürülmüş hukuk sistemi, kadim kurumlarımızı ve değerlerimizi çürüttüler.”

“KOLTUKLARINI KAYBETMEK KORKUSU İLE TİTREYEREK, KARŞILARINA DİKİLEN HERKESE CEZA YAĞDIRMAYA BAŞLADILAR”

“Bile isteye, milli iradeyi hiçe sayarak, bu canım ülkeyi sadece kendileri ve yandaşları için yaşanabilir, diğer herkesin sıkıntı çektiği bir hale getirdiler. Yetmedi; koltuklarını kaybetmek korkusu ile titreyerek, karşılarına dikilen herkese ceza yağdırmaya başladılar. Onlar zalim oldular, bizler mazlum. Onlara zalimlik çok yakıştı. Biz ise onlar gibi zalim olmaktansa, mazlum olmayı tercih ederiz. Yüz yıllardır bu şehrin yalnızlığına tanıklık eden Bayburt Kalesi şahittir ki; Bayburt halkı devletini sever, devletine itaat eder. Fakat Bayburt halkı da ister ki devleti âdil olsun, hakkaniyetli olsun.”

“SİZ VARSANIZ, HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”

“Bugün geldiğimiz noktada, saygınlığını ve güvenilirliğini yitirmiş, bin yıllık devlet geleneğini baş aşağı etmiş, devletin içini boşalmış bir iktidar eliyle, sizlerin güveninin de sarsıldığını çok iyi biliyoruz. Merak etmeyiniz kardeşlerim. Güvendiğimiz, sırtımızı yasladığımız devlet geleneğimizi, birlikte yeniden inşa edeceğiz. Yeniden ‘devlet ebed müddet’ diyeceğiz, yeniden birlik olmayı öğreneceğiz. Onlar zulümlerini arttırdıkça, biz yeniden dirileceğiz, meydan meydan çoğalacağız. Bu dirilişte yanımızda olursanız, bu yolculuk güzel olacak. Siz varsanız, her şey çok güzel olacak. Her şey Bayburt’ta çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak…”

ÖZGÜR ÖZEL HALKA HİTAP EDİYOR

Ardından, mikrofonu CHP lideri Özgür Özel aldı. Özel, halka hitap ediyor.

CHP lideri Özel’in açıklamaları şu şekilde:

* Anadolu'ya gelen Türkleri bağrına basan Çoruh Nehrinin kıyısında yeşeren Dede Korkut Diyarına, be böreğin yurduna selam olsun. Bayburt'un yüreğinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan güzel insanlarına selam olsun. Doğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan tarihi İpek yoluna Evliya Çelebi'nin zengin yurt dediği güzel Bayburt'a Bayburt'un eli öpülesi analarına, babalarına, dedelerine, gencecik evlatlarına selam olsun.

* Hoş geldiniz. Bayburt Rus işgaline direnen bir asır önce direnen Kop savunmasında bu vatan için kanını verenlerin, canını verenlerin zulmü gören zulme teslim olmayanların ateşten geçen yanan ama teslim olmayanların direnişin haysiyet mücadelesinin kenti Bayburt selam olsun sana. Miting diyeceğiz dedik. "Gitme Bayburt'a. Oraya Gezi gelmedi." dediler. Bayburt'a gideceğim diyorum. Gitme Bayburt'a. 19 Mart'tan sonra Bayburt'ta bir şey olmadı. Ben gideceğim Bayburt'a diyorum." Bayburt AK Parti'nin kalesi" dediler.

"MİLLETİN KALESİ"

* Dedim ki bu ezberler bitti. Bu eski siyaset bitti. Bayburt'a gideceğim. Bayburt'a selam vereceğim. Bayburt'la kucaklaşacağım. Bayburt bizi bağrına basacak dedim. Bugün artık öyle siyasi partilerin kalesi, kale siyaseti bitmiştir. Artık Bayburt ne AK Parti'nin ne Tayyip Bey'in ne başkasının değil Bayburt bir bütün olarak bu milletin kalesidir. Bu milletin kalesidir.

* Artık Bayburt iktidar dostu bir şehir diye değil. Çünkü Bayburt bu iktidara çok dostluk yaptı, çok destek verdi. Ama iktidar Bayburt'un ona yaptığı dostluğu Bayburt'a yapmadı. Bunun için artık biz şimdi Bayburt'un sesini duymaya, duyurmaya Allah'ın izniyle ilk seçimlerden sonra Bayburt'ta yapılmayanı fazlasıyla yapmaya geliyoruz inşallah. Bugün Bayburt birazdan sorunlarını konuşacağım. Ama jandarmamızın bolca görev yaptığı ve o Jandarma ki şehirde görev olması gerektiği zaman polisin de imdadına yetişen o Jandarma. Kırsalda var, hapishanede var, köyde var, yaylada var, gece var, gündüz var. Mesai yok, uyku yok, var gücüyle çalışıyor.

* Bugün o teşkilatın kuruluşunun 186. yıl dönümü ve kahraman Jandarma şehit ver deyince şehidi veren canını ver deyince canını veren Jandarma. Ama günü gelince de 5 kere şark görevine zorlanan Jandarma. Astsubayın tazminat sorununun olduğu Jandarma. Uzmanının kadro sorununun olduğu Jandarma özlük hakları sorunuyla her birinin zorluklar yaşadığı o jandarmaya buradan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinden bir selam çakıyorum. Sorunlarınızı biliyoruz, çözmeye geliyoruz. Hepinizden Allah razı olsun.