Kınık’ta çiftçilik yapan Sefa Köken, geçen yılın zararını kapatmak için büyük risk aldıklarını belirterek, “Geçen senenin zararını çıkarmamız için kumar oynamamız lazımdı. Büyük bir kumar oynadık” dedi.
Domates fidesinin 3,5 TL, biber fidesinin 5,5 TL’ye çıktığını, mazotun 32 TL’den 55 TL’ye fırladığını belirten Köken, elektrik ve işçilik maliyetlerinin de katlandığını söyledi. Girdi fiyatları 3 katına çıkarken domatesin tarladaki fiyatı geçen yılın seviyelerinde kaldı.
“Komple zarar ediyoruz”
Köken, “Biz bu sene tamamen zarar ediyoruz. Bu yıl son şansımız. Ya borçlarımızı ödeyip ayakta kalacağız ya da yok olacağız” diyerek Türkiye genelindeki çiftçilerin aynı durumda olduğuna dikkat çekti. Soğan, patates ve pamuğun neredeyse bedavaya gittiğini söyleyen Köken, “Pamuk eken bir çiftçi kafa kafaya çıkıyor. Hiç ekmese daha karda” ifadelerini kullandı.
“Biz batarsak seneye ürün bulamayacaksınız”
Salçalık domates ve kurutmalık domatese talep olmasına rağmen aracıların çiftçiden ucuza ürün almak istediklerini belirten Köken, “Domatesi 7,5-8 liraya satsak bize yeter. Yat alacağız demiyoruz, borcumuzu ödeyip seneye tekrar ekelim istiyoruz” dedi.
Barajda su yok, derin kuyular cebimizden yakıyor
Bir diğer önemli sorun ise su. Devletin yaptığı barajlarda yeterli su birikmemesi nedeniyle çiftçiler derin kuyulardan su çekmek zorunda kalıyor. Bu durum elektrik maliyetini artırırken, Devlet Su İşleri'nin sulanmayan tarlalar için bile ücret talep etmesi çiftçilerin tepkisini çekti.
“Ziraat odaları nerede?”
Köken, üreticilerin içinde bulunduğu zorluğa rağmen hiçbir kurumun yanlarında olmadığını vurguladı:
“Ziraat Odaları Başkanına sesleniyorum; senin temsil ettiğin kişiler bu haldeyken neden sessizsin? Ekimle, bakımla, kırağıyla, güneşle biz uğraşıyoruz. Her şeyle yalnız başımıza mücadele ediyoruz.”
“Sadece hakkımızı verin”
Kınık’ta emekli olduktan sonra çiftçiliğe yönelen üreticiler de aynı dertten muzdarip. Girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle domates yerine sadece mısır ve yonca ektiklerini belirten üreticiler, ilaçlamanın bile tarlaya 10 bin TL’ye mal olduğunu, düşük verim nedeniyle birçok üreticinin zarar ettiğini anlattı.
Çiftçiler, “Çok bir şey istemiyoruz. Ürünümüz hak ettiği değeri bulsun. Sadece hakkımızı verin” diyerek seslerini duyurmaya çalıştı.