6 Şubat'ta meydana gelen 47 bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş depremlerinden sonra Halkçı Hukukçular tarafından bu yıkımın ve can kaybının sorumlu olduğu iddiasıyla iddiasıyla AK Parti’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar, valiler, belediye başkanları'na Halkçı Hukukçular suç duyurusunda bulunmuştu. 
Suç duyurusuna 14 gün içinde çok hızlı bir şekilde takipsizlik kararı verildi. 21 Şubat’ta verilen dilekçe 7 Mart’ta takipsizlikle sonuçlandı. 

'BİLİNÇLİ TAKSİRLE ÖLDÜRME'

21 Şubat 2023'te Halkçı Hukukçuların bir araya gelmesiyle AK Parti’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bakanlar, depremin yaşandığı kentlerin valileri ile belediye başkanları, GSM operatörleri, müteahhitler ve yapı denetim bürolarının sorumluları hakkında, “olası kastla birden fazla insanın öldürülmesine ve yaralanmasına neden olma”, “bilinçli taksirle öldürme”, “denetim görevinin ihmali, “görevi kötüye kullanma”, “tehdit”, “hakaret”, “haberleşmenin engellenmesi”, “yardım veya bildirim yükümlüğünün yerine getirilmemesi”, “ihaleye fesat karıştırma”, “edimin ifasına fesat karıştırma” ve “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” gerekçeleriyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

Cumhuriyet'in haberine göre, kararda şu ifadelere yer verildi:
“Şikayet dilekçesinde olayda doğrudan doğruya zarar halinin varlığını gösteren, eylem tespit edilmediği, soruşturma aşamasında, şikayet edilenlere isnat edilen suçun unsurlarını içerip içermediğinin değerlendirileceği, olay, maddi vakıa olmaksızın salt idarenin eyleminin yerinde olup olmadığını denetlemenin ise kanunen mümkün olmadığı, bu haliyle şikayet edilenlerin görevi kötüye kullandıkları iddiasının soyut ve genel mahiyette olduğu anlaşılmış olmakla; şikayet dilekçesinin 4483 sayılı yasanın 5232 sayılı yasa ile değişik 4/son maddesi gereğince işleme konulmamasına karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi. 
Savcı H.A.B., Danıştay 1. Dairesi’nin 03/03/2005 tarihli 2004/794 esas ve 2005/301 karar sayılı ilamını gerekçe göstererek kararın kesin olduğunun altını çizdi. Böylece “işleme konulmama” kararına itiraz yolu kapatıldı.

'SAVCI HUKUKA TAKLA ATTIRMIŞTIR'

Kararı Cumhuriyet.com.tr’ye değerlendiren Halkçı Hukukçular’dan Tacettin Çolak, “61 hukukçunun deprem suç duyurusuna memur suçları bakımından yıldırım hızıyla işleme konulmama kararı veren savcı hukuka takla attırmıştır. Bu karar; suçluları aklama telaşıyla verilmiştir. Bu kararı veren savcı da suç işlemiştir” dedi. 

‘ERDOĞAN 'KADER PLANINA' HAVALE ETTİ

“Tayyip Erdoğan, deprem felaketini ‘kader planına’ havale etmişti. Savcı ise ‘kader’ bile demeden ortada bir suçun varlığını görmezden gelerek cezasızlık öngörmektedir” diyen Çolak, şunları kaydetti:

'GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA'

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı H.A.B. tarafından 7 Mart 2023 tarihinde verilen işleme konulmama kararında, 61 avukat tarafından 32 şüpheli hakkında (ki il ve ilçe belediye başkanları ile diğer yerel yöneticiler ve iletişim şirketlerinin sorumluları eklendiğinden bu sayı daha da artacaktır ve bunun tespitini savcının yapması gerekir.) 11 ayrı suçtan yaptığımız suç duyurusunda onlarca somut vakıa anlatılmasına karşın, sadece TCK’nin 257’nci maddesinde öngörülen 'görevi kötüye kullanma' suçundan inceleme yapılmıştır. 

'HABERLEŞME ENGELLENDİ'

Oysa Kahramanmaraş merkezli depremlerde on binlerce insanımız vefat etmiş, binlerce bina yıkılmış, kamu görevlileri denetim görevlerini ihmal etmişler, deprem sonrası yardım veya bildirim yükümlülüğü faaliyetlerinde önemli oranda zafiyet gösterilmiş, depremzedelerin haberleşmesi, Twitter’a erişim engelinin getirilmesiyle engellenmiştir. Bütün bu suçlardan dolayı kamu görevlileri soruşturulmayacak da kim soruşturulacak? Dolayısıyla bu suçluları kurtarmayı amaçlayan bu kararı veren savcının da sorumluluğu doğmuştur.
İşleme konulmama kararında; ‘soruşturulması gereken olay ve maddi vakıadan bahsedilmediği, şikâyet dilekçesinde olayda doğrudan doğruya zarar halinin varlığının gösteren eylem tespit edilemediği’ gibi gerekçelere yer verilmesi hukuk adına utanılacak değerlendirmelerdir. 

ÖLÜMLER GÖRMEZDEN GELİNDİ

6 Şubat 2023’ten bu yana 14 milyon insanımızın yaşadığı 11 ilde vatandaşlarımızın çektiği acıları, ölümleri, maddi kayıpları görmezden gelen bu savcı açıkça siyasal saiklerle hareket etmektedir. İktidarın baskısı altında aceleyle (14 gün içinde) bu kararı vermiştir. 
Öyle ki, suç duyurusu dilekçemizde de belirttiğimiz gibi; Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin yaşandığı illerin tamamının Türkiye deprem haritasında yer aldığı, yayımlanan fiziki haritada fay hatlarının koyu renklerle gösterildiği, devamında fay hattındaki deprem bölgelerinin tek tek koordinatlarıyla verildiği ve deprem olasılıklarının hesaplanarak tablolaştırıldığı ve bu harita ve koordinat sistemi içinde, 06.02.2023 tarihinde gerçekleşen depremin yaşandığı tüm bölgelerin yer aldığı da görülmektedir. Dolayısıyla bu depremin yaşanacağı bütün yöneticiler tarafından bilindiği halde gerekli önlemlerin alınmadığı açıktır.”

'SUÇUN İŞLENDİĞİ YETERLİ OLDUĞU HALDE'

“Cumhuriyet savcısının bütün bu maddi vakıaları yok sayıp dilekçemiz hakkında işleme konulmama kararı vermesi de CMK’nin 160/1’inci maddesindeki görevinin yerine getirilmemesi sonucunu doğurur” diyen Çolak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suçun işlendiği izlenimini veren bir halin öğrenilmesi dahi soruşturma açılması için yeterli olduğu halde, on binlerce insanımızın hayatını kaybettiği deprem felaketinde daha ne maddi vakıa arıyor bu savcı?”

'YARGILANACAKLAR'

Avukat Tacettin Çolak, “Maalesef AKP’nin hukuk bürosuna dönüştürülen yargıdan böylesi hukuk dışı keyfi kararlar gelmektedir. Gerekirse bu süreç Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar taşınacaktır. Deprem katliamının sorumlularının cezasızlıkla kurtarılmasına seyirci kalmayacağız. Bu devran değiştiğinde hem bu kararı veren savcı hem de deprem felaketinin tüm sorumluları elbette yargılanacaklar" ifadelerinde bulundular.