Sahte diplomalara ilişkin yürütülen soruşturmaları gündeme taşıyan Davutoğlu, “Bir sahtekârlık pandemisiyle karşı karşıyayız. Her alana sirayet etmiş bu yozlaşma, anlam dünyamızı yıkıyor. Diplomalardan tapulara, mülakatlardan TÜİK verilerine kadar her şey sahte; her şey anlamını kaybetti” dedi.
İktidarın liyakatsizliği teşvik ettiğini savunan Davutoğlu, “Ey ahlakını, vicdanını kaybetmiş iktidar! Anlam dünyamızı yok ettiniz. Gazze için döktüğünüz gözyaşı bile sahte" ifadelerini kullandı.
“Devlet mührüyle verilen belgeye güven kalmadı”
Toplumsal güven krizine dikkat çeken Davutoğlu, “Devlet mührüyle verilen belgenin noter belgesi kadar güvenilir olmadığı bir sistem sürdürülebilir mi? İnsanlar hekime, hâkime, hocaya güvenini kaybederse bunun doğuracağı kaosu kimse yönetemez” dedi.
"Beştepe'de sözleşme imzalattılar"
Konuşmasında 6 Şubat depremleri sonrasında ortaya çıkan bir dolandırıcılık vakasına da değinen Davutoğlu, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edilen bir iddianameyi örnek gösterdi. Buna göre bazı dolandırıcıların Çevre Bakanlığı'nı ofis gibi kullandığını, çakarlı araçlarla kurbanlarını Beştepe’ye götürerek sahte sözleşmeler imzalattığını anlattı.
“Bu kişiler sahte kimlik kartlarıyla daire başkanı ve genel müdür gibi davranıp milyonlarca liralık vurgun yaptı. Eğer bu kurumlar bu olaydan habersizse görevlerini yapmamışlardır; eğer haberdarlarsa bunun adı ihanettir” diye konuştu.
“Bu sistem çöküyor”
Sahteciliklerin münferit değil, sistematik olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, “Bu, sadece kişilerin suistimali değil; bu bir düzen. Eğer sistem hesap vermezse bireyden nasıl hesap sorarsınız? Bakanların kendi bakanlıklarından ihale aldığı bir yerde güçlü devletten söz edilemez. Bu sistem ya değişecek ya değişecek” diyerek sözlerini tamamladı.