Gündem

Depremin diğer yüzü: Aileleri kaybolanları arıyor

Abone Ol

Depremin ardından enkazdan çıkarıldıktan sonra bir daha haber alınmayan veya enkaz altında bulunamayan çok sayıda kişi olduğu belirtiliyor.

Halktv yazarı İsmail Saymaz, depremde kaybolanların hikayesini yazdı.

Yazıdan bir kısım şu şekilde:

Depremin üzerinden iki hafta geçti ve fizikçi Yusuf Karlı gibi, yakınlarına, ölü ya da diri, ulaşamayanlar var.

29 yaşındaki Karlı, Avusturya’da fizik doktorası yapıyor.

Depremden bir gün önce, 5 Şubat’ta, Eskişehir’de konferansa katıldı. Konferanstan sonra Hatay’a geçerek, üniversitede okuyan kardeşlerini ziyaret etti.

30 yaşındaki ablası Ayşegül de Hatay’daydı.

Abla-kardeş bir otobüse binerek, Adıyaman’daki baba evlerine gittiler. Onlar evlerine vardıktan iki saat sonra Adıyaman sarsıldı.

***

Karlı babasını, amcasını, halasını, eniştesini, ninesini kaybetti. Kendisi, annesi, halası ve kuzenleri sağ kurtuldu. Ablası Ayşegül yaralı olarak çıkarıldı.

Karlı:

“Halamın anlattığı; ablam enkazdan çıkarılırken su istemiş. Su vermişler. Yorgana koymuşlar. Yolda götürürken, ambulansı durdurup almalarını sağlamışlar. Nabzına bakmışlar, yaşıyormuş. Bilincini kaybetmiş.”

Sonrası yok.

Karlı Ailesi, o günden beri Ayşegül’den haber alamıyor. Annesi Adıyaman’daki hastaneleri ve morgları gezdi, ölülere tek tek baktı, kızını bulamadı. Emniyet’e ihbarda bulundular, ses çıkmadı.

***

Karlı Ailesi, tek örnek değil.

Onlarca, hatta yüzlerce kayıptan söz ediliyor.

Onlardan birisi de 55 yaşındaki öğretmen Aliye Gözübüyük.

***

Hatay’da, yıkılan Mercan Sitesi’de depreme yakalandı.

Kardeşi Leyla Kaya:

“Ablamı depremden bir saat sonra aradım ve telefonu bir bey açtı. ‘Telefonun sahibi hayatta mı?’ diye sordum. Enkazda kaldığını, benimle görüşemeyeceğini, meşgul etmemem gerektiğini söyledi. Telefonu yana baktı. Enkazdakiyle konuşuyor, ‘Sizi kurtaracağız’ diyordu. Konuştuğu kişi ablam mıydı, başkası mı, bilmiyorum.”

Kaya, ertesi gün Hatay’a gitti.

Enkazın başındakiler Gözübüyük’ün ambulansla götürüldüğünü söyledi.

Kaya, “Aradık, izine rastlamadık. Kimsesizler Mezarlığı’na gittik, bulamadık. Çaresiz durumdayız” diyor.

Ve bir de enkazda bulamayanlar var.

Mesela, 19 yaşındaki Elif Kaya…

Mesela, Haydar ve Merve Mursaloğlu ile iki yaşındaki kızları Alemşah Ada…

***

Peki, ya Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve diğer illerdeki enkazlardan sağ çıkarılıp yolda ya da sevk edildiği illerde hayatını kaybedenler ve buraya gömülenler?

Bu sorunun yanıtını alabilmek için Adli Tıp Kurumu Başkanı Hızır Aslıyüksek’i aradım. Aslıyüksek, dün itibariyle 2401 kimliği meçhul cenazenin bulunduğunu söylüyor.

Her cenazeden DNA örneği aldıklarını ve örneklerin Adli Tıp Kurumu bünyesindeki Adli Laboratuvar İşletim Sistemi (ALİS) adlı havuzda toplandığını vurgulayan Aslıyüksek, şu bilgileri veriyor:

“Cenaze yakınından aldığımız DNA örneği, havuzda kimliği meçhul cenazelerle eşleşince diyoruz ki, ‘Cenazeniz şu morgda, şu mezarlıkta, şu numarada. Bu şekilde ulaşabiliyorsunuz.”

Kimliği meçhul 2401 cenazenin kimlere ait olduğu bütünüyle aydınlığa kavuşmayabilir. Çünkü bazı cenazeler kayıt dışı şekilde yaşayan Suriyelilere ait olabilir. Yahut bu cenazelerin yakınları da ölmüş olabilir.

2401 rakamı bütün kayıpları içermiyor da olabilir. 17 Ağustos Depremi’nde bile 5840 kayıptan söz edilirken; kapsamı, yarattığı hasar ve meydana gelen kayıp itibariyle Kahramanmaraş Depremi’nde kayıp sayısı 2401’i hayli aşar.