Perinçek, savaşın sadece İran’ın değil, tüm bölgenin kaderini etkileyen bir dönüm noktası olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“12 gün gibi kısa bir sürede İran devleti, İran silahlı kuvvetleri, İran halkı ve onların dostları büyük bir zafer kazandı. Bu savaş sonucunda Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail pes etmek zorunda kaldı. Bu çok büyük bir başarıdır.”
“Amerikan planları çöktü”
Bölgedeki dengelerin değiştiğini söyleyen Perinçek, İran'ın direnişi sayesinde ABD’nin Ortadoğu’daki stratejisinin ciddi yara aldığını iddia etti:
“Bu savaş, bölgedeki Amerikan planlarını bozmuştur. Artık ABD’nin bölgeye yönelik askeri ve siyasi müdahaleleri eskisi kadar kolay olamayacak. İran'ın bu başarısı, sadece kendi güvenliği için değil, bölge ülkeleri için de bir direnç kaynağıdır.”
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İran'ın Sahar TV(Azeri kanalı) ekranlarına 12 Gün Savaşı hakkında bir demeç verdi. Perinçek, şunları söyledi:
"12 Gün Savaşı sonucunda Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail pes etti. Bu çok önemli. Yani 12 gün gibi kısa bir sürede İran devleti, İran silahlı kuvvetleri, İran halkı ve onların dostları büyük bir zafer kazandı ve İsrail olsun, Amerika Birleşik Devletleri olsun pes etmek zorunda kaldılar. Bu çok büyük bir başarıdır ve bölgedeki Amerikan planlarını bozmuştur. Aynı zamanda Filistin halkına da çok büyük bir destektir. Gazze, Gazze'deki direnen o kahramanlara ve bütün Filistin halkına çok büyük bir destektir. Aynı zamanda Türkiyemize de çok büyük bir destektir. Bu plan Amerika ve İsrail'in bölgemizde bir ilk. İsrail devleti Kürdistan adı altında kurma planlarına çok ağır bir darbe indirdi. Bu bakımdan Filistin başarırsa Kürdistan olmaz. Kürdistan başarırsa Filistin olmaz. Bu denklemde Filistin'in varlığına ve Filistin'in başarısına çok büyük bir destek olduğu gibi bu Kürdistan projesini bozarak Türkiye'deki barışa, Türkiye'nin bütünlüğüne, bağımsızlığına da İran'ın bu direnişi, bu başarısı, bu zaferi çok önemli katkılarda bulunmuştur. Bu bakımdan Türkiye'den baktığımız zaman İran'ın zaferini hepimiz büyük bir sevinçle paylaştık. Vatan Partisi olarak Türkiye'de kitle hareketleri yaptık. En son Ankara'da Sakarya Caddesinde çok büyük bir kitle toplantısı yaptık ve oradan İran mücadelesini destekledik. İran'a hep birlikte selamlar yolladık ve İran'ın zaferini paylaşmanın mutluluğunu hep birlikte yaşadık.
Dünya çapında bakarsak bütün Amerikan emperyalizmiyle ve İsrail'le cephe cepheye gelen bütün insanlığa İran bir başarı armağan etmiştir ve onlara çok önemli bir destek sağlamıştır. Burada tabii bu başarının sırrını da konuşmakta fayda var. Silahla kazanılan bir başarıdır bu.
"Amerikasız bir İsrail'in yapabileceği bir şey yok"
İsrail kendi ayakları üzerinde duran bir rejim değil. Sürekli Amerikan emperyalizmi tarafından desteklenerek o siyonizm inancı ve hepsi İsrail'i ayakta tutmaya çalışıyor. Bundan sonrası için büyük bir şamar yedi İsrail. İsrail'in geleceği sorusuna şöyle de cevap verebiliriz. Amerika'nın geleceğini sormuş oluyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgemizde geleceği nedir? Çünkü Amerikasız bir İsrail'in yapabileceği bir şey yok. Doğu Akdeniz'de Amerika Birleşik Devletleri İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Doğu Akdeniz'de tatbikatlar yapıyorlar. bu tatbikatlar Tevrat'tan birtakım intikam masallarını konu alıyor. İntikamdan kasıtları da Kıbrıs'ta Türkiye'den intikam almak ve Doğu Akdeniz suları ısınıyor, Kıbrıs ısınıyor. Türkiye'ye yönelik tehditler ağırlaşıyor. İran'ın bu daha ağır darbesi tabii Türkiye'yi rahatlattı belli ölçülerde ama bütün bunlara rağmen Trump'ın Doğu Akdeniz'e odaklandığını görüyoruz Amerika Birleşik Devletleri'nin. yani Ukrayna'da Rusya'ya karşı bir başarı kazanma şansları yok. Çin çok dişli. Tayvan Boğazı'a Çin Halk Cumhuriyeti'ne karşı bir askeri başarı şansı yok. Amerika Birleşik Devletleri Suriye'de bir başarı kazandılar. Suriye'de Beşar Esad rejimini devirerek bir ilerleme kaydettiler ve bunun devamı olarak Doğu Akdeniz'e yükleniyorlar. Doğu Akdeniz'de odaklanıyorlar. Ama Doğu Akdeniz'de de karşılarında çok önemli güçler var. Nedir? İran var, Türkiye var. Suriye sonuç itibariyle İsrail tehdidi altında olduğu için Türkiye İran tarafına geçmek durumundadır. Dolayısıyla bölge dengelerine baktığımız zaman Rusya da bölgede bizlerle beraber olmak zorundadır. Çünkü Amerika'yla savaşıyor sonuç olarak. Çin Halk Cumhuriyeti ise çok önemli ölçüde Hürmüz Boğazı'ndan e enerji kaynaklarını sağlıyor. Yani yüzde 60'ı Hürmüz Boğazı'ndan gidiyor. Dolayısıyla İran'a karşı olan tecavüzleri ve Doğu Akdeniz'de Amerika ve İsrail'in başarıya ilerlemesini Çin Halk Cumhuriyeti de istemiyor. Dolayısıyla bütün bu kuvvetleri, bu dengeleri dikkate aldığımız zaman, bölgemizde Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in yeni mevziler kazanması, daha ileri hamleler yapması ihtimalini görmüyoruz. Sonuç itibariyle bu süreç İsrail'in hizaya getirilmesi sürecidir. Amerika Birleşik Devletleri'nin Ortadoğu ülkelerinin bağımsızlıklarını, egemenliklerini, toprak bütünlüklerini tanımak mecburiyetinde kalması sürecidir.
"Amerika ve İsrail iddialarını sürdürecek güce sahip değiller"
Yani bugün iş şuraya düğümlendi. PKK silah bırakacak mı bırakmayacak mı? Amerika, İsrail bırak bırakma sakın devam et diyor. Türkiye'de bırakması için tabii İran'da aynı şekilde Irak'ta, Suriye'de bu ülkelerde bırakması için mücadele ediyor. Bu arada tabii önemli bir cepheleşme Suriye'nin kuzeydoğusunda. Orada bir PYD, YPG varlığı var. Yani PKK'nın oradaki güçleri ve önemli bir silahlı güçleri de var. Dolayısıyla Suriye'nin toprak bütünlüğü ve Suriye'de Suriye devleti dışında ikinci bir ordunun, askeri gücün bulunmaması hem Türkiye'nin hem İran'ın hem Irak'ın ve Suriye'nin tabii en başta e menfaatlerine dolayısıyla bir de Suriye'nin kuzeydoğusunda böyle bir cepheleşme söz konusu. Bütün bunlara baktığımız zaman İsrail'in ve Amerika'nın istikbalinin pek parlak olmadığı ortadadır. Yani Amerika ve İsrail iddialarını sürdürecek güce sahip değiller."
Perinçek, Malatya’daki Kürecik Radar Üssü ile İncirlik Üssü’nün Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kontrol altına alınması çağrısını yineleyerek, “Bu üsler NATO üzerinden İsrail’e istihbarat sağlıyor. Başkomutan olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan bu adımı atmalı” dedi.
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimini “NATO darbesi” olarak niteleyen Perinçek, bu tarihten sonra Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet ve yargıdan NATO bağlantılı kadroların temizlendiğini belirtti. “Türkiye, Gladio yapılanmasını tasfiye ederek zincirlerini kırıyor” diye konuştu.
Türkiye’nin yönünü bölgesel işbirliğine çevirmesi gerektiğini vurgulayan Perinçek, İran, Suriye, Irak ve Türkiye arasında Avrupa Birliği benzeri bir birlik kurulmasını önerdi. “Bu süreç, bölge halklarının inisiyatif aldığı bir dönemi işaret ediyor” dedi.
Türkiye ile İran arasında tarihsel ve kültürel bağların güçlü olduğunu belirten Perinçek, “Türk milleti İran’la birlikte. Kimse bu kardeşliği bozamaz. Prangaları kırıyoruz, kıracağız” ifadelerini kullandı.