Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır; Katar'ın İran'la olan dostluğundan şikayet ediyordu. 

Katar'ı El Kaide ve IŞİD teröristlerinin yanı sıra birkaç Körfez ülkesinin yasakladığı ve terörist grup olarak belirlediği İslamcı bir örgüt olan Müslüman Kardeşleri desteklemekle suçluyordu. 

Katar liderleri terörü destekledikleri iddialarını şiddetle reddediyor ve bloğun taleplerine bağlı kalmanın ülkenin egemenliğini ihlal edeceğini savundular.

KATAR, İLK ŞOKU TÜRKİYE SAYESİNDE ATLATTI

Katar ve komşularının doğalgazı arasındaki rekabet, Basra Körfezi'nin ötesine uzanıyordu. 

Ülkeler kendilerini Libya'daki vekalet savaşının iki tarafında buldu. Katar’ın Türkiye'ye yaklaşması, ambargonun ilk şokunu atlatmasına yardımcı oldu. Bu arada, Türkiye’nin diğer Körfez ülkeleriyle bağları da bozuldu. 

Örneğin, ülke Libya'da BAE destekli güçlere karşı savaşmak için asker konuşlandırdı ve Suudi ajanların İstanbul'da Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçı'nın 2018 cinayetinde öldürüldüğünü gösteren bilgileri yayınladı.

TİCARİ ZARAR EN AZ 7 MİLYAR DOLAR

Uluslararası Para Fonu'na göre, ambargodan önceki yıl olan 2016'da Katar'ın BAE ile ticareti 3,5 milyar dolardı. Katar, Suudi Arabistan ve Mısır arasındaki ticaret ise yaklaşık 3,3 milyar dolardı. 

Bu ticari ilişkiler dışında ülkeler arasındaki turizm de sona erdi. Yine de Katarlılar, ambargonun yeni iş bağları kurmalarına ve gelişmekte olan endüstrileri, özellikle de ülkenin başka türlü gelişemeyeceği gıda üretimini teşvik etmelerine yardımcı olduğunu savunuyor.

ABD: İRAN’LA MÜCADELEDE BİRLİK ŞART

Boykot eden devletler, özellikle BAE, Katar'dan gelen turistleri ve yatırımcıları kaybetti ve anlaşmazlık, birçok şirketin Körfez ve daha geniş Orta Doğu operasyonları için üs olarak kullandığı bölgesel iş merkezi Dubai'ye olan güveni sarstı. 

ABD, askeri üslerine ev sahipliği yapan ve küresel petrol tedarikleri için önemli bir ihracatçı ve rota olan bir bölgede, anlaşmazlığın güvenlik konusunda yapılan işbirliğine zarar verdiği endişesini dile getirdi.

Washington ayrıca, ABD'li yetkililerin bölünmelerden faydalandığını düşündüğü İran'la savaşmak için Basra Körfezi ülkeleri arasındaki birliği gerekli görüyor.

ÇATIŞMA BEKLENİYORDU

Katar ile Suudi Arabistan arasındaki çatışma yıllardır demleniyordu. 

Suudi Arabistan, petrol zenginlikleri ve İslam'ın en kutsal alanlarının koruyuculuğu ile uzun süredir kendisini tüm Ortadoğu olmasa da Körfez bölgesinin doğal lideri olarak görüyor. Kendisine rakip olarak ise İran’ı görüyor. 

Katar, 20 yıl önce doğal gaz ihracatıyla zenginleşmeye başladıktan sonra, Suudilerden ayrıldı ve bağımsızlığını ilan etti. Katar, devasa bir açık deniz gaz sahasını paylaştığı İran ile samimi bağlar kurmaya çalıştı.

KATAR BOYKOTU NASIL ATLATTI?

Katar, dünyanın en zengin devletlerinden biri olarak ambargo sürecinde ekonomisinin dirençli olduğunu kanıtlamıştır. 

Ülke, nakliye koridorlarını açtığı için gaz ve petrol satışları kesintisiz devam etti. Suudi Arabistan, ülkenin tek kara sınırını kapatarak Katar'ı şoka uğrattı.

Ancak küçük ülke hızla alternatif ticaret yolları açtı ve başta Türkiye, İran ve Hindistan olmak üzere yedek tedarikçiler buldu. 

Ülkenin, binlerce askeri ve burada bölgesel bir hava harekat merkezi bulunan ABD ile arası iyi durumda. Petrol karteli OPEC'ten 2019'un başında ayrılan Katar, enerji politikasında da komşularından farklı bir yol izliyor. 

Ülkenin 2022'de FIFA Dünya Kupası futbol turnuvasına ev sahipliği yapması planlanıyor.