Azerbaycan'ın Ulusal Lideri Haydar Aliyev'in temellerini attığı çok kültürlülük politikası aslında asırlardır ülkede var olan çok kültürlülük ve beraber yaşama geleneğinin devlet politikası haline getirilmesiydi. Bu geleneğin devlet politikası haline gelmesinden hemen sonra Azerbaycan'da mevcut olan tüm halkların ve dinlerin temsilcileri aynı, eşit haklara sahip oldular. Azerbaycan çok kültürlülüğü bir yaşam biçimi ve devlet politikası olarak uygulamak ve geliştirmekle yetinmedi, aynı zamanda dünyaya Azerbaycan çok kültürlülüğünü bir model olarak sunmayı başardı. Bugün artık dünyada çok kültürlülüğün ve dini çeşitliliğin korunması üzerine devletlerin geliştirdikleri politikalar iflasa uğrarken, ülkemiz bunu başarıyla sürdürüyor. Bunun da aslında kendine özgü nedenleri var. Şöyle ki, Azerbaycan'da şimdiye kadar asırlardır bir arada yaşayan milletler ve farklı dinlerin temsilcileri arasında asla bir sürtüşme yaşanmamış, tam tersi tüm Azerbaycan yurttaşları buraları kendi öz Vatanları olarak bilmiş ve kendi aralarında kardeşçe, dostça yaşamışlardır. Bunun en güzel örneklerini biz I ve II Karabağ Savaşlarında yaşadık. Ermeniler Azerbaycan'da yaşayan halklar arasında bölücülük propogandası yapmaya kalktılar, ama bu isteklerini asla gerçekleştiremediler. Zira, bu savaşlarda ''Azerbaycan bizim ortak Vatanımızdır'' düşüncesiyle savaşa katılan Lezgisiyle, Avarıyla, Rusuyla, Talışıyla, Tatıyla, Kürdüyle, Ukraynalısıyla, Yahudisiyle tüm Azerbaycanlılar düşmanı yerlebir ettiler, şehitlik mertebesine yükseldiler, gazi olarak yaşamlarını sürdürdüler. Kırk dört günlük Vatan savaşında da bu birlik ve beraberliğe hep beraber tanık olduk. Şanlı Zaferimizden sonra gerek verilen enformasyon savaşında, gerekse de sayın Cumhurbaşkanımız, Muzaffer Ali Baş Komutan sayın İlham Aliyev'in de söylediği Karabağ'ın cennete dönüştürülmesi sürecinde Ulusal Lider Haydar Aliyev'in bizlere miras bıraktığı Azerbaycancılık ideolojisine sarıldık millet olarak. Ve bundan sonra da bu birlik ve beraberliğimiz, dayanışmamızı asla ve asla bozamayacaklar.

Bu sözleri Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili ve Kültür Komisyonu Başkanı, milletvekili Prof.Dr.Ganire Paşayeva Türk basınına verdiği demeçte Azerbaycan'da mevcut olan çok kültürlülüğün ve dinsel çeşitliliğin son durumunu değerlendirirken söyledi. Paşayeva bir toplumda çok kültürlülük fikrinin sürdürülebilir olması için en önemli faktörün, o toplumun üyeleri arasında karşılıklı sevgi ve saygının var olmasıyla ilgili olduğunu vurguladı. Onun sözlerine göre, bir toplumda çok kültürlülüğün mevcut olmaması hümanizm, yüksek bireysel ve uluslararası ilişkiler, karşılıklı anlayış, zenginleşme, insanlar arasında dostluk ve işbirliğini imkansız kılıyor. Modern zamanlarda dinsel ve ırksal çeşitliliğe saygı ve saygı geleneklerinin tanıtılması ve yaygınlaştırılmasının önemine dikkat çeken milletvekili, Azerbaycan'da din, milliyet veya ırk ayrımı gözetilmeksizin insan hak ve özgürlükleri güvence altına alındığını belirterek ülkesinde çok kültürlülüğün ve dinsel çeşitliliğin korunmasını ayrıca teşvik etmeye gerek olmadığını söyledi:

''Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Ulusal Lider Haydar Aliyev'in çok kültürlülük politikasının devamlılığını sağlamakla aynı mirası taşıdığını ortaya koyuyor. Bugün dünyada çok kültürlülüğün ve dini çeşitliliğin korunmasının örneği olarak tanınan Azerbaycan sadece iç politikada çok kültürlülüğü uygulamıyor, aynı zamanda uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması için sürekli girişimlerde ve çağrılarda bulunuyor. Uluslararası insani yardım forumlarının düzenlenmesi, dünya dini liderlerinin zirveleri, dünyadaki farklı kültürlerin ve farklı inançların temsilcilerinin katılımıyla üst düzeyde düzelnlenen Bakü Süreci diye bilinen insanlığı ilgilendiren küresel konularda ortak tartışmaların yapıldığı toplantılar da bunun açık örneklerindendir.

Bu konuyla alakalı özellikle Haydar Aliyev Vakfı'nın faaliyetlerini gözardı edemeyiz. Vakıf Ulusal Lider'in bizlere bıraktığı mirasa sahip çıkarak ülke içinde ve dışında bir çok sosyokültürel çalışmalara imza attı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı I Yardımcısı, Haydar Aliyev Vakfı Başkanı Mihriban Aliyeva'nın gayretleriyle gerek yurt içinde ve gerekse de yurt dışında çeşitli dinlere ait ibadethaneler inşa veya restore edildi, halkımızın çok kültürlülük ve dini çeşitlilik geleneklerini uluslararası arenada tanıtmak için sergiler ve toplantılar düzenlendi.

Tarih boyunca dinlerin ve kültürlerin birleştiği nokta olan ülkemiz bugün de aynı işlevi başarıyla yerine getirmektedir. Karabağ'daki şanlı zaferimizden sonra da Şuşa'da Haydar Aliyev Vakfınca düzenlenen Harıbülbül Müzik Festivali'nde de ülkedeki farklı etnik kültür yelpazesinin Şuşa'dan tüm dünyaya sergilenmesi de devletimizin bu konuya nasıl özen gösterdiğini kanıtlar niteliktedir.  Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in  Azerbaycan'da çok kültürlülük konusunda söylediği: “Azerbaycan'da çok kültürlülük bir devlet politikasıdır. Tarihsel geçmişimizin bunu zaten belirlediğini söylemeliyim. Aynı zamanda, çok kültürlülük Azerbaycan'da bir yaşam biçimidir.'' sözlerini de hatırlatmadan geçemeyeceğim. Evet, biz bu yaşam biçimine her zaman sadık kaldık, devletimizi bu kültür üzerinde kurduk ve bundan sonra da aynı çok kültürlülük geleneğimizi sürdereceğiz.''