Çin, kendisini farklı türde bir büyük güç olarak göstermek istiyor. Diplomatik faaliyetlerden kısa bir süre sonra, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi basına, Ortadoğu'da “asla bir “güç boşluğu” olmadığını söyledi.

Wang, Çinli yetkililer ve politika yapıcılar arasında Amerika'nın bölgedeki varlığının istikrarı bozan bir güç olduğuna dair uzun süredir devam eden inanca atıfta bulunarak, "bölge, yabancı müdahaleler nedeniyle uzun süredir devam eden huzursuzluk ve çatışmalardan muzdarip" dedi.

Çinli yetkililer, geleneksel olarak Ortadoğu'da ABD'ye meydan okumak konusunda isteksiz davrandı, çünkü Amerika, Çin'in çıkarlarını koruyan güvenliği sağlıyor. Büyük güç rekabeti ve ABD'nin güvenlik desteğini geri çektiği algısı karşısında, Pekin'in hesapları değişmiş gibi görünüyor. Çin'in bölgeye yaklaşımı, stratejik riskten korunma ilkelerinden yararlanarak sürekli olarak temkinli olmuştur. Pekin, bölgedeki tüm ülkelerle samimi ilişkiler geliştirmeye, derin ekonomik bağlar kurmaya ve kademeli olarak etki elde etmeye çalıştı.

İLİŞKİLER DERİNLEŞİYOR

Pekin'in bölgedeki çıkarları son yıllarda derinleşiyor. Çin, sürekli gelişimini sağlamak için ihtiyaç duyduğu enerjinin yaklaşık yarısını sağlamak için Ortadoğu'ya bağımlı. Doğu Asya devinin Körfez ülkeleriyle ticareti geçen yıl 200 milyar doları aşarak onu petrol zengini bölgenin önde gelen ortağı haline getirdi. Bu arada, Çin'in Ortadoğu ülkelerine yaptığı ihracatın yüzde 60'ının Birleşik Arap Emirlikleri'nden geçtiği tahmin ediliyor.

Bölgede Çin, Mısır, İsrail ve Lübnan için en büyük ithalat kaynağı ve Türkiye, Suriye ve Ürdün için ikinci büyük ithalat kaynağı. Sadece yirmi yılda, Çin'in bu altı ülkeye ihracatının değeri, 2000'de 4,2 milyar dolardan 2020'de 53,4 milyar dolara ulaşarak neredeyse on iki kat arttı.

Bölgedeki ülkeler, akıllı şehirler ve yenilenebilir enerji altyapısından beşinci nesil telekomünikasyon ağlarına kadar birçok konuda Huawei ve Alibaba gibi şirketlere başvurdu.

ABD ÇEKİLİRKEN ÇİN YATIRIM YAPIYOR

ABD, 2021'de askerlerini Afganistan'dan çekerken Çin ekonomik işbirliğini ikiye katladı. Fudan Üniversitesi Yeşil Finans ve Kalkınma Merkezi tarafından Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi yatırımına ilişkin yakın tarihli bir rapora göre, "Arap ve Orta Doğu ülkelerinde 2020'ye kıyasla yatırım artışı yaklaşık yüzde 360 ve inşaat katılımı yüzde 116 arttı. Suriye yakın zamanda Pekin ile bir Kuşak ve Yol işbirliği anlaşması imzaladı, Fas ise Pekin ile girişim için bir uygulama planı imzaladı. Bu hamleler, bu tür etkileşimin 2022 boyunca artmaya devam edeceğini gösteriyor.

BÖLGENİN YENİ ‘AĞABEYİ’

Çin'in büyüyen bölgesel askeri varlığına rağmen, Pekin, başta Rusya olmak üzere diğer ülkelerin güvenlik garantileri sağlamasına izin verirken, ekonomiye odaklanmayı sürdürmek istiyor gibi görünüyor. 

Bugün Ortadoğu'daki Çin, İngiltere ve Fransa'nın baskın yabancı askeri güçler olduğu 1920'lerin sonlarında ABD’nin bölgedeki konumuyla paralellik gösteriyor. Sonraki çeyrek yüzyıl boyunca, Avrupa'nın gücü azaldı. ABD, önceki kırk yıl boyunca geliştirdiği ve beslediği çıkarlarını koruyarak Ortadoğu'da baskın güç olarak devreye girdi. Bugün dünya çok farklı olsa da, Ortadoğu'daki ulusal çıkarları ilerletmek için büyük güçlere duyulan ihtiyaç, Çin'in bölgeyi yeniden şekillendirmesiyle devam ediyor. (Asia Times)