Danimarka'ya ait olan ancak özerk olan geniş bölge, Kuzey Amerika ile Avrupa arasında yer alıyor ve sadece 56 bin nüfusa sahip. Grönland'ın ekonomisi balıkçılık ve Danimarka sübvansiyonlarına dayanıyor, ancak eriyen buzlar ve planlanan bir maden ocağı, oyların seyrini ve bölgenin geleceğini değiştirebilir.

İKTİDAR DESTEKLİYOR

Grönland'ın güneyinde tartışmalı bir madencilik projesi konusundaki anlaşmazlık hükümeti ikiye böldü ve seçimlerin önünü açtı. 

Kvanefjeld'deki tesisin sahibi olan şirket, madenin elektronik ve silah üretiminde kullanılan 17 elementten oluşan "nadir toprakların en önemli batı dünyası üreticisi olma potansiyeline" sahip olduğunu söylüyor.

Simuit Partisi, yüzlerce iş sağlayacağını ve on yıllar boyunca yılda yüz milyonlarca dolar üreteceğini ve bunun da Danimarka'dan daha fazla bağımsızlığa yol açabileceğini savunarak gelişmeyi destekliyor. 

Ancak muhalefetteki Inuit Ataqatigiit Partisi, radyoaktif kirlilik ve toksik atık potansiyeli konusundaki endişeler nedeniyle öneriyi reddetti.

‘’ÜLKEYİ SATIN ALABİLİRİZ’’

Kvanefjeld madeninin geleceği Çin için çok önemli, çünkü maden, Çinli şirket tarafından desteklenen bir Avustralya şirketi olan Greenland Minerals'e aittir. 

Grönland, son yıllarda birkaç kez manşetlere çıktı ve o zamanki Başkan Donald Trump, 2019'da ABD'nin bölgeyi satın alabileceğini öne sürdü.

Çin'in Grönland ile halihazırda madencilik anlaşmaları mevcutken, Thule'de Soğuk Savaş döneminden kalma önemli bir hava üssüne sahip ABD, milyonlarca dolarlık yardım teklifinde bulundu. 

Danimarka, bölgenin önemini kabul ederek, 2019'da Grönland'ı ilk kez ulusal güvenlik gündeminin en üstüne yerleştirdi.

ÇİN’E BAĞIMLILIĞI AZALTMAK İÇİN

Ve bu yılın Mart ayında bir düşünce kuruluşu, Birleşik Krallık, ABD, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda'nın temel maden kaynakları için Çin'e olan bağımlılıklarını azaltmak için Grönland'a odaklanmaları gerektiği sonucuna vardı.

(BBC, Çeviri: polemikhaber)