Bu uzun ve çalkantılı AB ve Türkiye birlikteliğin her zaman her iki tarafta da yaratıcı diplomat ihtiyacı vardı. 

Ancak son beş yılda, Türkiye’nin batı ile ilişkileri çöküşün eşiğine geldi. Avrupalı liderler bunun için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı suçluyor. Yine de onun otokratik
eğilimlerini haklı olarak vurgularken, pragmatizmini ihmal ediyorlar.

"ÇOK FAKİRLER DİYE ALMADILAR"

2005 yılında tantanayla başlayan Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri kısa süre sonra kademeli olarak durduruldu. 

Sorunun bir parçası, Kıbrıs'ı yeniden birleştirme amaçlı BM planının 1974'ten beri Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasındaki bölünmeydi. 

Daha da zarar verici bir şekilde, Fransa, Almanya ve diğerleri, çok büyük, çok fakir ve Müslüman olduğunu düşündüklerinden, Türkiye'ye AB üyeliğinin önündeki engelleri yükseltmeye devam ettiler.

BRÜKSEL TÜRKİYE’Yİ GÖRMEZDEN GELDİ

AB, stratejik bir çapa olarak hareket etmek yerine, Türkiye'nin batıdan koparılmasına yardım etti ancak AB, Suriyeli mültecileri geri tutmak için çaresizce yardıma ihtiyaç duyduğunda fırsatçı bir şekilde Ankara'ya yaklaştı. 

Brüksel, göç anlaşmasının bir parçası olarak belirlediği şeyleri yerine getirmedi. Ankara’yı görmezden gelerek kendi endişelerine yöneldi ve Türkiye, bunu kötü niyet olarak gördü. 

Ankara, en azından 1995 yılında AB ile girdiği gümrük birliğinin iyileştirilmesi ve yanı sıra vize muafiyetleri üzerine eylemde bulunmayı beklemişti.

NEO-OSMANLICI POLİTİKALAR VAR

Başbakan olarak üç dönem sonra, Erdoğan cumhurbaşkanlığına yükseldi ve yargı bağımsızlığının altını oyarak, parlamento yönetimini başkanlık sistemiyle değiştirerek başbakan rolünü kaldırdı. 

Bu değişiklik Türkiye'yi AB üyeliğinden uzaklaştırdı. Türkiye,Suriye'den Libya'ya neo-Osmanlı yayılmacılığına meyilli görünüyor. Ege ve Doğu Akdeniz'de büyük bir hak iddia ediyor. 

Ve Avrupa Konseyi bu hafta Brüksel'de görüşürken, Erdoğan Dağlık Karabağ'daki Ermenilerin elindeki toprakları geri almasına yardım ettikten sonra Azerbaycan'da bir zafer geçidinde olacak. 

Türkiye zor bir ülke, NATO üyesi olduğu halde Rus hava savunma sistemlerinden satın aldı. G20 üyesi ama Hamas'ı ağırlıyor.

AB’NİN KOZLARI VAR

Ancak AB'nin hâlâ kozları var. Türk ticaretinin ve yatırımının yarısından fazlası Avrupalı. Türkiye'nin, çökmekte olan hukukun üstünlüğünü desteklemeye yardımcı olabilecek gelişmiş bir gümrük birliğine şiddetle ihtiyacı var.