Birkaç komşusu ve Mısır tarafından üç buçuk yıllık bir ablukanın üstesinden gelmesinden bir yıl sonra, ABD Başkanı Joe Biden 31 Ocak'ta Beyaz Saray'da Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani ile görüşmeden önce "Katar iyi bir dost ve güvenilir ve yetenekli bir ortaktır" dedi.

Biden, "İlişkimizin önemini yansıtmak için Katar'ı 'NATO olmayan büyük bir müttefik' olarak belirleyeceğimi Kongre'ye bildiriyorum. Bence çok geç kalındı" dedi ve Katar'ın geçen yaz Afganistan'dan tahliye çabalarındaki kilit rolüne ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere sağladığı mali yardıma değindi.

Katar’a "NATO olmayan başlıca müttefik" statüsünün verilmesi, Washington'un bir saldırı durumunda Katar'ın savunmasına geçeceğini garanti etmez. Ancak bu atama, Doha'ya daha önce sahip olmadığı teknoloji, güvenlik sistemleri ve ABD savunma kuvvetlerinin eğitimine daha fazla diplomatik prestij kazandırıyor.

Sadece 17 ülkeye bu özel statü verildi, ancak Biden yönetiminin, bölgedeki diğer iki büyük ABD müttefiki olan Riyad ve Abu Dabi'den önce Doha'ya verme kararı, kaşları kaldırdı.

‘TRUMP’IN HATALARINI DÜZELTİYOR’

Washington DC'deki Amerikan Üniversitesi Arap Dünyası Çalışmaları programında öğretim üyesi olan Mustafa Gürbüz, Katar'ın Yemen'deki son derece popüler olmayan savaşa kendini kaptırmama kararının ve ABD'nin geçen yaz Afganistan'dan aceleyle çekilmesi sırasında sağladığı yardımın altını çizdi.Gürbüz, Middle East Eye'a verdiği demeçte, "Biden, Trump'ın Beyaz Saray'ını rahatsız eden bazı ciddi hataları düzeltme yolunda. Güçlü lobi gruplarının etkisi altında, Trump yönetimi Katar'ı tecrit etme politikası izledi” dedi. 

Gürbüz, Biden'ın kararını bölgedeki jeopolitik değişimlerin bir yansıması olarak nitelendirerek, “Siyasal İslamcılık artık büyük bir tehdit olarak algılanmıyor" dedi. ABD için Körfez'deki birçok ülke ile güçlü ikili ilişkilere sahip olmanın "özellikle ABD'nin bölgeden çekilme algısının yaygın olduğu bir zamanda akıllıca bir strateji" olduğuna dikkat çekti.

SALDIRGANLIK ÖDÜLLENDİRİLMEYECEK

RANE'de Ortadoğu ve Kuzey Afrika analisti olan Ryan Bohl da benzer şekilde Katar'ın bu atamayı "büyük ölçüde bölgesel faaliyetlerinin ABD stratejilerini baltalamadığı veya belirtilen ABD önceliklerine aykırı olmadığı için" aldığına inanıyor.

Bohlverdiği demeçte, "Örneğin, Yemen'deki Emirlik, ABD'nin bu ülkenin ikiye bölünmesini engelleme çabalarına karşı çıktı ve ABD'nin orada diplomasiyi yeniden canlandırma çabalarını baltaladı" diyerek, "Katar'ın ataması sadece Afgan tahliyeleri için bir ödül değil, aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE'ye, Katar'ın ablukası da dahil olmak üzere daha agresif bölgesel stratejilerinin ABD tarafından ödüllendirilmeyeceğine dair bir işaretti" şeklinde ekledi.

‘EN GÜVENİLİR ORTAK’

Katar Üniversitesi İbnHaldon Merkezi'nde araştırma görevlisi olan Ali Bakir, Doha'nın büyük olasılıkla "Körfez'deki en istikrarlı, olgun, güvenilir ve güvenilir ortak" olduğu için ödüllendirildiğini söyledi.

Bakirverdiği demeçte, "Diğerleri onları böyle bir konumda olmaya hak eden niteliklere sahip olabilir, ancak kötü niyetli davranışları ve karanlık gündemlerinin yanı sıra istikrarsız performansları onları böyle bir atamadan mahrum bırakmış olabilir. Katar'ın Afganistan'daki en son kritik rolü ve ABD'nin ülkeyi tahliye etmesine yardım etmesi, diğer sorunların yanı sıra, Doha'nın bölgeyi istikrara kavuşturmaya ve feci sonuçlardan kaçınmaya yardımcı olma kapasitesinin ve istekliliğinin kanıtıdır" dedi. (Middle East Eye)