İran’da Mahsa Amini’nin zorunlu başörtüsü yasalarını uygulayan ahlak polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından ölmesiyle ilgili protestolar birçok kente yayıldı.

Sosyal medyada eylemlerle ilgili paylaşılan görüntülerde güvenlik güçlerinin göstericilere sert şekilde müdahale ettiği ve çok sayıda göstericinin gözaltına alındığı görüldü. Yine görüntülerde Tahran’daki protestocu kadınların başörtüsü zorunluluğuna karşı başörtülerini çıkardıkları görülüyor. Bazı eylemci kadınlar ise “Saç yoksa günah da yok” diyerek saçlarını kazıttı. İran devlet televizyonunun haberine göre de Kirmanşah kentinin başsavcısı Şehram Keremi, gösteriler sırasında iki kişinin yaşamını yitirdiğini 25 kişinin de yaralandığını duyurdu. 


İranlı gazeteci Golnaz Esfandiari

Özgür Avrupa Radyosu’nda çalışan İranlı gazeteci Golnaz Esfandiari, protestolara ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. 

Gösterilerin çok önemli olduğunu kaydeden Esfandiari, “Çünkü halkın öfkesini vurguluyorlar. 40 yıldır devam eden kadına yönelik şiddete, ahlak polisine ve 1979 devriminin ardından 1981’de zorunlu hale gelen tesettür yasasına duyulan öfkenin yansıması olarak gösteriler oldukça önemli. Ancak bu protestoların İran’ın düzenini, din insanlarının ideolojik temellerinden biri olan başörtüsü kuralından vazgeçmeye zorlamasının pek olası olmadığını düşünüyorum” dedi.

ABD’nin New York kentinden düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında protestocular İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin yargılanması için gösteriler düzenledi.

'İRAN’A BASKI SÜRSÜN'

Amini’nin ölümünün uluslararası medyanın ilgisini çektiğine dikkat çeken Esfandiari, “Uluslararası kınamaların ve soruşturma çağrılarının yapıldığını düşünüyorum. Ülkelerin İran’a, kadına yönelik şiddeti sona erdirmesi ve Amini’nin ölümüyle ilgili bağımsız bir soruşturma yürütmesi için baskı yapmaya devam etmesini umuyorum. Umarım İslam Cumhuriyeti’nin kadınlara nasıl davrandığı konusu unutulmaz ve İran üzerindeki baskı devam eder” ifadelerini kullandı.

'TACİZCİ' AHLAK POLİSLERİ

Esfandiari, “Ahlak polisi, kadınlara karşı devletin bir baskı aracıdır. Ahlak polisleri tarafından taciz edilmeyen İranlı bir kadın bulamazsınız. Bence Aminin’in ölümünden sonra oluşan öfkenin sebebi bu olayın herkesin başına gelebilecek olmasıdır. İranlı kadınlar ahlak polisi tarafından tutuklanmanın nasıl bir korku, öfke ve aşağılama hissi yarattığını çok iyi biliyorlar” dedi.