İsrail güçleri, Perşembe sabahı erken saatlerde Nablus'un 25 kilometre güneyindeki kasabaya büyük bir buldozerle indi ve iki yıldır ibadet edenleri ağırlayan Ebu Seyf Camii'ni yerle bir ettiler.

“MÜSLÜMANLARA MEYDAN OKUMA”

Vakıflar Bakanlığı Müsteşarı Hüsam Ebu el-Rub, yıkımı "uluslararası ve insani normları ihlal ettiğini" söyleyerek eleştirerek, "Bu eylem, Müslümanların duygularına açık bir meydan okumadır ve bu işgalin tekrarlanmasını ve tüm bölgeyi sürekli tecavüz içinde bir din savaşına itmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan bu işgalin genişlemesini önlemek için ciddi bir tavır almamızı gerektirir" dedi.

Ebu el-Rub, uluslararası toplumu ve dini kurumları "kutsallarımızın ve ibadet yerlerimizin daha fazla ihlal edilmesini" önlemeye çağırdı.

ULUSLARARASI HUKUK ‘YASADIŞI’ DİYOR

İsrail ile Filistin Yönetimi (PA) arasındaki 1995 Oslo Anlaşmaları uyarınca, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria, A, B ve C Alanları olmak üzere üç bölüme ayrıldı. Duma'nın ezici çoğunluğu C Bölgesi'ne giriyor, yani tamamen İsrail tarafından yönetiliyor.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yerleşim genişletme politikası sürdüren İsrail, Filistinlilerin Batı Şeria'nın yüzde 60'ını oluşturan Doğu Kudüs ve C Bölgesi'nde inşaat yapma izni almalarını imkansız kılıyor. Politika, Filistinlileri resmi belgeler olmadan inşaat yapmaya, ciddi para cezaları ve yıkım riskine maruz bırakmaya sevk etti. 

C Bölgesi, büyük çoğunluğu Bedeviler ve ağırlıklı olarak çadırlarda, karavanlarda ve mağaralarda yaşayan çoban topluluklarından oluşan 300 binden fazla Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

Uluslararası hukuk, Doğu Kudüs'ü ve Batı Şeria'nın geri kalanını işgal altındaki topraklar olarak görüyor ve İsrail'in oradaki tüm yerleşim yerlerini yasadışı sayıyor. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne (OCHA) göre, İsrail Ocak ayından bu yana Batı Şeria'da 291 Filistinlinin evini ve 130 yapıyı yıktı ve 320'si çocuk olmak üzere 592 kişiyi yerinden etti. (Middle East Eye)