Biyografi yazarı Ron Chernow'a göre, milisleri Manhattan'da kaçarken 44 yaşındaki komutan akli dengesini yitirmek üzereydi. ABD'nin ilk başkanı olacak olan Washington'ı komutanları ve yardımcıları engelledi. Daha sonra, generallerinden biri olan Nathanael Greene, komutanının çok sıkkın olduğunu ve yaşamaktansa ölmeyi tercih ettiğini söyledi.

Bu örnek, en büyük liderlerin bile baskı altında duygusal çöküntü yaşayabileceğini gösteriyor.

Sonraki 250 yıl boyunca, halefleri de benzer sınavlara maruz kaldı.

Son olarak Başkan Trump da göreve başladığından beri, psikolojik durumuyla ilgili iddialar her taraftan tepkilere yol açıyor. Öyle ki, psikiyatriste gitmesi gerektiği yönünde yayınlar yapıldı.

Bu yayınlardan bazılarının başlıkları şöyleydi: Donald Trump'ın tehlikeli durumu, 27 Psikiyatr ve akıl sağlığı uzmanı başkanı inceliyor, Nükleer çılgınlık ve Donald Trump'ın aklı, Açık ve mevcut tehlike, Donald Trump döneminde narsisizm.

"JOHN ADAMS BAZEN KESİNLİKLE DELİRİYOR"

Trump öncesine dönecek olursak… ABD'nin ikinci başkanı John Adams için, en büyük rakibi Jefferson "Bazen kesinlikle deliriyor" demişti.

Anormal Psikoloji Dergisi'ne göre Theodore Roosevelt de, bilinçli zihinsel süreçlerde bozulma yaşayan en meşhur psikolojik örneklerden biriydi.

1912'de Roosevelt başkanlık koltuğuna geri dönmek için kampanya yürütürken, ABD'li tarihçi Henry Adams onun için "Aklı paramparça oldu, sinir bozukluğu sinirsel bir çöküntüye dönüşebilirdi" dedi.

Woodrow Wilson da felç geçirdikten sonra muhalifleri, Beyaz Saray'ın akıl hastanesine döndüğünü, giriş kattaki camlara demir parmaklıklar yapıldığını söyledi.

Oysaki o demir parmaklıklar, tarihçi John Milton Cooper'a göre Roosevelt'in zamanında, çocukları beyzbol oynarken camları kırmasın diye yapılmıştı.

37 başkanın psikolojik durumunu inceleyen bir analize göre de Adamsi Roosevelt ve Wilson, tedavi edilmesi gereken akıl hastalıklarıyla baş etmeye çalışıyordu.

2006'da yapılan incelemeye göre başkanların yüzde 49'u, hayatlarının bir noktasında akıl hastalığı geçirdi.

Yüzde 27'si bu hastalığa başkanlık görevi sırasında yakalandı.

Kuzey Karolina'daki Duke Üniversitesi Tıp Merkezi'nde analiz üzerinde çalışan ekip, Woodraw Wilson da dahil dörtte birinin depresyona girdiğini söylüyor.

Roosevelt ve Adams'ta da bipolar kişilik bozukluğu olduğunu, Thomas Jefferson'ın sosyal kaygı bozukluğu yaşadığı bilgisi veriliyor.

Çalışmayı yöneten profesör Jonathan Davidson, gizli kalmış ya da geriye itilmiş bu tip rahatsızlıkların, başkanlık gibi bir işin baskısı altında tetiklenebileceğini söylüyor.

Örneğin Versay Anlaşması'nın kabul edilmesi için çalışırken 1919'da inme inen Wilson, 1921'de başkanlığa devam edene kadar depresyon ve paranoyayla mücadele etti.

"PSİKOPAT BAŞKANLAR"

Her ne kadar akıl sağlığı bozuk başkanlar sorun yaratmış olsa da, bazı uzmanlar bu tip hastalıkların bazı liderlere yardımcı olduğunu söylüyor.

Georgia'daki Emory Üniversitesi'nin 2012'de yaptığı bir çalışmaya göre Bill Clinton, psikopat davranışlar sergiliyordu.

Lyndon Johnson ve Trump'ın kahramanı olan Andrew Jackson ise ABD başkanları arasında en fazla psikopat özelliğe sahip olanlar.

Bu özellikler "yüzeysel cazibe, benmerkezcilik, yalancılık, duyarsızlık, risk alma, dürtülerini kontrol etmekte zorlanma ve korkusuzluk" olarak sayılıyor.

Örneğin Johnson, yanında karısı da otururken, diğer yanında oturan bir kadının eteğinin altından elini sokmayı gayet normal bir davranış olarak görüyordu.

Çalışanlarını aşağılamak için tuvaletteyken yanına çağırır, tuvaletini yaparken emir verirdi.

Amerika'nın Vietnam'daki savaşı tırmandırmak için halkına yalan söylemekten de çekinmemişti.

Nixon'ın da henüz başkan yardımcısı olduğu dönemden itibaren kaygı bozukluğu ve depresyon için ilaç kullandığı, geceleri de alkolle birlikte uyku hapı alarak uykuya daldığı biliniyor.

Beyaz Saray kayıtlarında Nixon'ın konuşurken sıklıkla kelimeleri şaşırdığı, cümleleri düzgün kuramadığı duyuluyor.

Richard Nixon'ın dışişleri bakanı Henry Kissenger, başkanın Ortadoğu'da yaşanan bir kriz sırasında kendisini arayan İngiltere Başbakanı'nın telefonunu "çakırkeyif" olduğu için açamadığını söylemişti.

Peki Donald Trump gerçekten ruh hastası mı?
Prof. Davidson'a göre, değil.

Davidson, Trump'a atfedilen "narsist" tanımının gerçek bir kişilik bozukluğu olup olmadığının bile tartışıldığını söylüyor.

"Birinci Derece Delilik" kitabının yazarı Nassir Ghaemi'ye göre ise Trump, klasik manik özelliklere sahip.

Boston'daki Tufts Üniversitesi'nde Tıp Fakültesi'nde çalışan Profesör Ghaemi, Trump'ın pek fazla uyumadığını, çok yüksek bir fiziksel enerjiye sahip olduğunu, para harcama konusunda takıntılı olduğunu, cinsel konularda düşüncesizce hareket ettiğini ve hiçbir şeye odaklanamadığını söylüyor.

Ancak bu özellikler, başkanlık seçimi sırasında çok işine yaradı.