Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemde döviz kurlarındaki hızlı yükselişi dengelemek ve kuru belli bir seviyede tutmak amacıyla kamu bankaları üzerinden 128 milyar dolar satıldığına dair iddialar gündeme gelmişti.

Gizli kapaklı 128 milyar dolar döviz satışını ilk keşfeden iktisatçı Haluk Bürümcekçi, 2019 Mart ayında başlayan ve 128 milyar dolarlık rezerv erimesini takip etmesinin ardından bu yıl da yapılan değişimleri verilerle ortaya koyuyor. Bürümcekçi, bu kez Merkez Bankası'nın bu yılın ilk çeyreğinde 24.3 milyar dolarlık döviz satışı yaptığını hesapladı.

Dünya'dan Şebnem Turhan'ın haberine göre, IMF tanımlı net uluslararası rezerv için hesaplama yapan Bürümcekçi, reeskont kredileri, kur korumalı mevduatta döviz dönüşümü ve ihracat gelirinin belli yüzdesinin alınması başta olmak üzere rezervlere döviz girişi sağlandığını belirterek çıkışların ise KİT’lere satış, swaplar, Hazine işlemleri olduğunu belirtti.

Bürümcekçi'nin hesabına göre reeskont kredilerinden ilk çeyrekte 4.9 milyar dolarlık bir katkı sağlandı rezervlere. KKM’de dövizden dönüşten gelen miktar ise yaklaşık 28.6 milyar dolar seviyesinde. KİT’lere 12.8 milyar dolar döviz satılırken swaplardan 2.4 milyar dolar düşüş, Hazine işlemlerinden ise 1.2 milyar dolarlık azalma var. İhracat bedellerinin yüzde 25’i hariç tutulduğunda uluslararası net rezervlerin 17.1 milyar dolar ilk çeyrekte artması gerekiyordu. Ancak resmi verilere göre artış 7.8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yani 9.3 milyar dolar daha az artış oldu.

Buna Bürümcekçi yaklaşık olarak her ay 5 milyar dolar seviyesinde ihracat bedeli eklendiğinde artışın yaklaşık 32.1 milyar dolar olması gerektiğini yani bunun da 24.3 milyar dolarlık fark yarattığını vurguladı.

Bürümcekçi bir çok verinin şeffaf olarak açıklanmadığı için hesaplamalarda hata payı olabileceğine de işaret etti.


 Ekonomist Haluk Bürümçekçi

BASİT BİR MATEMATİK

Ekonomist Haluk Bürümcekçi, çok yüksek negatif reel faiz olduğunu ve KKM ile bu durumun çözülmeye çalışıldığını dile getirerek ancak bunun da garantisi olmadığını söyledi. Bürümcekçi, “Döviz satma politikasının sürmesi için gelenin iyi olması gidenin de onu aşmaması lazım. Yani basit bir matematik” dedi.

Sürdürülebilirlik için bazı verilerin takip edilmesi gerektiğini dile getiren Bürümcekçi önceliği cari dengeye verdi.

Bürümcekçi şu şekilde konuştu:

“Cari denge yüksek gidiyor. Doğalgaz ve petrol fiyatlarının yükselmesi etkili. Doğalgaz mevsim itibariyle biraz rahatlatabilir ama yine kış gelecek. İyi gidecek şeyler de var tabii. İhracat, turizm tarafı iyi gider. Ama şu anda dış açık kötüye gidiyor. Enerji hariç dış denge çok kötü değil ama böyle de bir gerçek var. İkincisi yabancı çıkışları. Çok azaldığı için sorun yok zaten yabancının doğru dürüst pozisyonu kalmadı. Buradan baskı gelmiyor. Üçüncü olarak hane halkının talebi. KKM bunu tutuyor, işe de yarıyor, döviz talebini geciktirmiş oluyor. Ama KKM belli bir büyüklüğe ulaştı. DTH’tan yeni dönüşler olmazsa buradan sisteme yeni döviz girişi olmayacağı anlamına geliyor. İzlemek gerekiyor. Son olarak da parasallaşmanın boyutu ne olacak bilmiyoruz. Kredi pompalamaları nereye gidecek? Merkez Bankası da kredi verecek. Tüm bunlar bu politikanın ömrü uzayacak mı kısalacak mı gösterecek.”

BU POLİTİKA OLMASAYDI KUR 18'E VURMAZDI

Bürümcekçi, “Çok harcandı fena da patladı sonunda. Hiç yapmasanız bunları dolara/TL 18’e gelmezdi belki ama 18’e vurdurdunuz. Hiç olmayacak bir yere geldi. Şimdi de normalde reel kur olarak yetiyor olması lazım ama enflasyon çok yüksek olduğu için zorluyor. Enflasyonu düzeltmeden kuru tutmak çok daha zor olur. Sisteme yönelik zamanlama için bir şey diyemem ama böyle bir şey sürdürülemez. Ancak ömrünü uzatacak şeyler olabiliyor. KKM’nin bir anda çıkması oyun değiştirdi. Şimdi belki enflasyon korumalı tahvil bir süre idare ettirecek. Ve vakit kazandıracak. Rusya Ukrayna krizi çıkmasa çok daha rahat sürdürülebilirdi. Şimdi bilemiyoruz belki iyi bir şok da olabilir” dedi.