Kredilerin takibe atılma bekleme süresinin 90 günden 180 güne çıkarıldığı düzenleme 30 Haziran'da sona eriyor. Ancak Dünya Gazetesi’nin haberine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben sorunlu kredilerin takibe atma süresindeki esnekliğin eylül ayına uzatılmasına ilişkin çalışmaların gündemlerinde yer aldığını açıkladı. Akben, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 64. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada “Bu süreçte, kurumumuz görev alanı çerçevesinde salgın nedeniyle ortaya çıkan olumsuz etkileri azaltmaya yönelik bir dizi önlemi hayata geçirmiştir. Bunlar arasında; kredilerin takibe aktarımlarına ilişkin sürelerde uzatıma gidilmesi, şirketlerin kredi geri ödeme kapasitesinin artırılması ve tüketici kredileri için geri ödemelerde yapılacak ötelemelerin mevzuattaki vade sınırlarında dikkate alınmadan yapılabilmesi gibi kredi kanallarını açık tutmaya yönelik önlemler öne çıkmaktadır" dedi.

Pandemi döneminde takibe düşme süresinin 90 günden 180 güne çıkarılması nedeniyle, icra ve hacizlerdeki artış hızı bir nebze yavaşlamıştı. Ancak salgın kapsamında alınan bu önlemlerde artık sona geliniyor. Düzenlemenin sona ermesi halinde bu süreçte borçlanan ancak gelirsiz kalan yurttaşlar ile bankalar arasındaki gerilim artacak.

700 milyara yakın gecikmiş kredi

Konuyu BirGün’e değerlendiren Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, normale dönüş sürecinde vatandaşların olumsuz etkileneceğini, icra, haciz ve teminat satışlarının aratacağını söyledi. Babuşcu vadesinde ödenemeyen kredilerin 650-700 milyar TL’ye çıkabileceğini de sözlerine eklerken, 5 grupta takip edilen kredileri şu şekilde özetledi; “Bankacılıkta kredileri 5 grupta izliyoruz. Birinci gruba “canlı krediler” deniyor. Bu gruptaki krediler vadesi henüz gelmemiş kredilerden oluşuyor. İkinci grup “yakın izlemelerdeki krediler” olarak anılıyor. Canlı bir kredi vadesinde ödenmedi ve vadesinin üzerinden 30 gün süre geçti. Artık bu kredi yakın izlemedeki kredilere dönüşüyor. Uluslararası standartlar ve Türkiye’deki düzenlemeler böyleydi. Ancak pandemi döneminde bu süreyi 90 güne çıkarttık. Yani canlı bir kredinin yakın izlemeye alınması için vadeyi geçtikten sonra eskiden 30 gün beklemek gerekirken pandemi dönemindeki düzenleme nedeniyle 90 gün beklemek gerekiyor. Yakın izlemedeki bir kredinin üçüncü gruba geçmesi için yani batık alacak durumuna dönüşebilmesi için önceden 90 gün bekliyorduk, pandemideki düzenleme nedeniyle 180 gün beklemek gerekiyor. Tüm bu düzenlemeler aslında ödenemeyen kredileri canlıymış gibi göstermektir. Bu düzenleme normal şartlarda 30 Haziran’da bitiyordu ancak 30 Eylül’e uzatılacak. Şimdi 3’üncü grup ve sonrasında bizde 160 milyar TL donuk veya batık alacak bulunuyor. İkinci grupta yani yakın izlemedeki krediler ise 360 milyar TL. Yakın izlemedekilerde aslında vadesi gelmiş ama ödenmemiş krediler. Bu yakın izlemedeki 360 milyar TL’nin önemli bir bölümü pandemi düzenlemesi bittikten sonra 160 milyar TL’lik batık alacaklar bölümüne eklenecek. Bir de canlı krediler dediğimiz alacakların da yüzde 5’inin takibe düşeceği varsayılırsa zamanında ödenemeyen kredi tutarı 650-700 milyar TL’yi buluyor. 30 Eylül’den sonra bankalar artık bu alacaklar için yasal süreci başlatacaklar. İcra, haciz ve teminat satışları artacak. Tabii bu vatandaşı ciddi boyutta etkileyecek. Eğer bankalar tahsilatta zorlanırsa karşılık ayırmak zorunda kalacak ve zarar yazacaklar. Şu an için böyle risk yok ama gelecekte olabilir.”
(Birgün)