İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun ve Erzurum Milletvekili Naci Cinisli düzenledikleri ortak basın toplantısında, çiğ süt fiyatlarında yapılan son düzenleme ve süt üreticilerinin içinde bulunduğu durumu değerlendirerek, yapılması gereken tedbirlerin neler olduğuna dikkat çektiler.

“BAKAN PAKDEMİRLİ VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI”

Türkiye’nin son 2 yıl içerisinde derin bir ekonomik kriz içinde olduğunu ifade eden Ergun, Türk Lirası’nın değer kaybı neticesinde, özellikle tarım sektöründe girdi maliyetlerinin arttığına dikkat çekti. Ergun, “Gıda Komitesi toplantısında, çiğ süt tavsiye fiyatının 2 Lira 80 Kuruş olarak belirlendiği Ulusal Süt Konseyi tarafından duyurulmuştur. Gıda Komitesinin bu kararı açıklanırken süt/yem paritesinde 1.3 seviyesini baz aldığı ortaya çıkmıştır. Halbuki daha önce Tarım Bakanı sayın Pakdemirli süt/yem paritesi konusunda 1.5 seviyesinin baz alınacağını ifade etmiş idi. Neticede açıklanan bu rakamla, Bakan verdiği sözü tutmamış ve süt üreticilerini büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştır” şeklinde konuştu.

“ÇİĞ SÜT REFERANS FİYATININ 3 LİRA 60 KURUŞTAN AZ OLMAMASI GEREKİRDİ”

Geçtiğimiz yıl 15 Kasım tarihinde 2 Lira 30 Kuruş olarak belirlenen çiğ sütün litre fiyatının bu sene 2 Lira 80 Kuruşa çıkmasının oransal olarak yüzde 22 artış olduğunu ifade eden Ergun, Gıda Komitesi’nin belirlediği yüzde 22’lik bu artış ile üreticinin rahatlatmasının mümkün olmadığını vurguladı. Ergun sözlerinin devamında, “Çünkü geçen yıl Kasım ayından bu yana yem fiyatlarında yüzde 60 civarında bir artış meydana gelmiştir. Bütün bunlara bağlı olarak da çiğ süt üretim maliyeti yüzde 48.3 oranında artmıştır. Dolayısıyla, maliyetlerin bu şekilde arttığı bir dönemde, açıklanan çiğ süt referans fiyatının da 3 Lira 60 Kuruştan az olmaması gerekirdi. Böyle bir fiyat vererek, sütün maliyet ve fiyatı arasındaki makası daha fazla açan iktidar, süt üreticisine adeta ‘hayvanını kes kardeşim’ demektedir. Bu şekilde çiftçimiz üretmeye ve besiciliğe devam ettikçe zarar edecektir” ifadelerini kullandı.

“2008’DEN DAHA BÜYÜK BİR ET KRİZİ YAŞANMASI KAÇINILMAZDIR”

2008’deki çiğ süt krizinde 1 milyonu aşkın inek kesildiğini hatırlatan Ergun, “O zamanlarda ‘et üretimi artıyor diye sevinenler bir yıl sonra canlı hayvan ve et ithal etmek zorunda kalmıştır. Şimdi ise milyonlarca lira yatırım yapan, kredi kullanan, yurt dışından damızlık düve ithal eden işletme sahipleri de ineklerini kesmek durumunda kalacaklardır. Buradan uyarıyoruz: Bu çok tehlikeli bir süreçtir. Bu süt politikası bu şekilde devam eder ve bu yanlış politikanın sonucunda oluşması mutemel inek kesiminin önüne geçilmez ise, Türkiye’de 2008’dekinden daha büyük bir et krizi yaşanması kaçınılmazdır. İktidarın aldığı bu trajikomik kararla, süt üreticisini bir kez daha mağdur ettiği açıktır. İktidar ithalat lobisine çalıştığını bir kez daha göstermiştir” diye konuştu.

“ÇİĞ SÜT REFERANS FİYATI YENİDEN REVİZE EDİLMELİDİR”

Metin Ergun konuşmasını tamamlarken çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

“İktidarın tarımda ithalat politikasına bir an evvel son vermesi üreticimizi desteklemesi ve girdi maliyetleri konusunda sübvanse etmesi gerekmektedir. İYİ Parti olarak, iktidarı üreticinin sesine kulak vermeye çağırıyoruz. Bu konuda ivedilikle çiğ süt referans fiyatı tüketiciye zarar vermeyecek araçlarla yeniden revize edilmelidir. Ya üreticiye makul sübvansiyonlar ve vergi indirimleri sağlanmalı ya da çiğ süt referans fiyatı 3 Lira 60 Kuruşun altında olmayacak şekilde güncellenmelidir. Ayrıca, üreticiyi girdi fiyatlarında yaşanan dalgalanmalardan korumak için 3’er aylık periyodik fiyat ayarlamaları yapılmalıdır. Süt üreticisi vatandaşlarımızın para kazanabilmelerinin ve üretime devam edebilmelerinin başka yolu yoktur.”

Toplantıda konuşma yapan Erzurum Milletvekili Naci Cinisli ise şu konulara değindi:

“BU İKTİDAR ÇİFTÇİ DÜŞMANI MI?”

“Tarım Bakanlığı’nın idaresine bugün milli diyemezsiniz, yerli olabilirler ama milli değil. Son 10 senede sadece hayvan ithalatına 8,5 milyar dolar harcandı. Ovaları meraları boş olan bir ülkede, bu kadar verimli toprağı olan bu ülkede ithalata harcıyorsunuz, çünkü üretimden çiftçiyi uzaklaştırmışsınız. Biz bugün baklagillerle Avrupa’nın karşısına kuvvetli çıkıyorduk ama bakla ithal eder konuma geldik. Tarım Kredi Kooperatifleri tefeci mantığı ile çalışan bir kurum oldu. Ziraat Banasından satın aldıkları kredileri son derece yüksek faizleri çiftçiye satan bir kurumdur. Buna karşılık herhangi bir kolaylaştırma yoluna gitmemişlerdir. Borçlar yapılandırılırken çiftçi görmezden gelindi. Sormak istiyorum bu iktidar çiftçi düşmanı mıdır?”

“FAHRETTİN POYRAZ KANUNSUZ, USULSÜZ KURALLARA UYGUN OLMAYAN ATANMIŞ BİR GENEL BAŞKANDIR”

“Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Başkanı Fahrettin Poyraz eski AK Parti milletvekilidir ve protokollerin dışında usulsüzce atanmıştır. Kendisi şu anda kanunsuz, usulsüz kurallara uygun olmayan atanmış bir Genel Başkandır. 4 yıl yüksek okul mezunu olması gerekirken, 8 yıl bir kamu kuruluşunda veya kurumunda çalışan bir kişi olması gerekirken son derece pervasızca kimseyi tanımadan bu atama yapılmıştır. Bu atama yapıldıktan sonra Tarım Kredi Kooperatiflerinde son derece şaibeli, soru işaretleri uyandıran işlemler yapılmaya başlamıştır. 2019 yılında bizim itirazlarımız sonucunda Fahrettin Poyraz’ın durumu kurtarılmak istenmiş ve bu yönetmelik değiştirildi ve Fahrettin Poyraz’ın durumuna göre yenilendi. İki sene boyunca Poyraz kanunsuz, hukuksuz başkanlık yapmıştır, bugün hala o kurumun başkanı olarak biz kabul etmiyoruz. Çitçiler de kabul etmiyor tarım sektörü de kabul etmiyor. Fahrettin Poyraz’ın keyfi uygulamalarından dolayı Tarım Kredi Kooperatif Merkez Birliği ve iştirakleri son derece şaibeli işler içindedir.”