Akaryakıt zamları ve tarımsal girdilerdeki yüksek artışlar semt pazarlarını da vurdu. Tezgâhtaki ürünlerin fiyatlarından esnaf da yurttaş da memnun değil. Cumhuriyet, Küçükesat ve ağırlıklı olarak orta gelirliler ile üniversite öğrencilerinin yaşadığı Çankaya 100. Yıl semt pazarlarındaki esnaf ve yurttaşı dinledi. 

Fiyatlardaki artış nedeniyle müşterilerinin yüzde 60 azaldığını belirten esnaf, “45 dakikada bir satış yapıyoruz. Satış miktarını yükseltebilmek için kâr marjını yüzde 50’den 20’ye düşürdük. Kazanç yarı yarıya azaldı. Günlük 300 lira mazot masrafını zor karşılıyoruz” dedi. Sigorta primlerini ödeyemediklerini belirten başka bir esnaf ise “22 bin lira prim borcum var. Primlerimizi ödesek ne olacak? Hastaneden randevu alamıyoruz ki” tepkisini gösterdi. 

‘HALKTA NAKİT YOK’

Kiloyla alışveriş yapan yurttaşın şimdi 100-200 gram alabildiğini aktaran kuruyemişçi, “Bir yılda ceviz 40 liradan 80 liraya antepfıstığı 110 liradan 300 liraya çıktı. POS makinesi olmasa iş yapamayız. Satışların yüzde 70’i kredi kartıyla. Millette nakit para yok. Ona da komisyon ödüyoruz. Geçen yıl 10 lira olan poşetin tomarı bile 40 TL oldu” ifadelerini kullandı. Bir esnaf, elindeki 25 lirayı göstererek, “Saat üç oldu sabahtan beri ancak bunu kazandım” diye dert yandı. 

‘100 TL’YE İKİ ÇEŞİT’

Üniversitede iki çocuk okuttuğunu belirten enginar satıcısı, “Satış yok, geçim yok. Enginarın büyüğü 10, küçüğü 8 lira. Fiyatlar yüzde 200 arttı. 20 liraya beş tane alınıyordu. Şimdi iki tane” sözleriyle enflasyonun geldiği boyuta dikkat çekiyor. 

En ucuz peynirin kilogram fiyatının 95 lira olduğunu söyleyen peynirci, “Toptancıdan 650 liraya  aldığım Ezine peynirinin tenekesi şimdi bin 950 lira oldu. Geçen yıl günde iki teneke satardım artık yarım tenekeye düştü” diyerek yurttaşın fiyatı artan ürünleri satın alamadığını, işlerinin azaldığını belirtiyor. Zamlarla beraber günlük mazot giderinin 300 liraya ulaştığını vurgulayan esnaf, “30 liraya mazot olmaz insanlar yetiştiremiyor. Haftalık yakıt gideri 1500 liraya ulaşıyor. Ancak kendimizi çeviriyoruz. Mazota, sattığımız ürüne sürekli zam geliyor, yerine yenisini koyamıyoruz” diyor. Yarı dolu pazar arabaları ve ellerindeki birer ikişer torbayla tezgâhlar arasında dolaşan yurttaş da en az esnaf kadar dertli. Sebze ve meyvelerin kilogram fiyatlarının yüksekliğinden şikâyet eden yurttaş, “100 TL ile pazara geliyorum, ikişer kilo biber domates alıp dönüyorum. Başka bir şey almaya gücüm yetmiyor” sözleriyle satın alma gücünün düştüğünü vurguladı. 

‘GEÇİNEMİYORUZ’ 

Pazar alışverişine çıkan emekli bir diğer vatandaş ise emekli maaşının düşük olması nedeniyle eşinin ilerleyen yaşına karşın çalışmak zorunda kaldığını, geçinmekte zorlandıklarını söyledi. Pazar arabasını gösteren emekli bir vatandaş da “Fiyatlar zehir gibi. Araba 350 liraya doluyor. Azar azar almaya çalışıyorum” diyor.

‘10 KURUŞUN HESABINI YAPAR OLDUK’

3 bin 200 lira aylık alan emekli, “70 liraya yarımşar kilodan dört çeşit sebze aldım. 10 kuruşun hesabını yapıyorum” sözleriyle artan fiyatlar karşısında yaşadığı zorluğu anlattı. 2 bin 500 lira emekli aylığı alan bir vatandaş ise “Şu pazar arabasını 250 liraya doldurdum, yakında yiyecek bir şey bulamayacağız” ifadelerini kullanırken, elindeki boş pazar arabasıyla yürüyen bir emekli de “Bütün pazarı geziyorum. En ucuzunu bulduktan sonra alışveriş yapıyorum” ifadelerini kullandı.