Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 'güvenilirliği' tartışma konusu olmaya devame derken Karar yazarı Yusuf Ziya Cömert, 'Kaliteli ve kalitesiz itaat' başlığıyla yazdığı köşesinde bu konuyu gündemine aldı.

Vatandaşın 'TÜİK verilerine neden inanmadığı' sorusunu soran Cömert, polemikhaber.com'un yaptığı 'gerçek enflasyonu'nu örnek gösterdi...

Polemikhaber.com'un enflasyonu yüzde 14,6 olarak belirleyen TÜİK'in 'enflasyon sepeti'ne dayanarak yaptığı araştırmaya göre vatandaşın gerçek enflasyonu yüzde 43 çıkmıştı.

İşte polemikhaber.com'un 'gerçek enflasyon'u ortaya çıkardığı o video:

Cömert'in Karar'daki köşe yazısı şu şekilde:

Kaliteli ve kalitesiz itaat

Türkiye’de enflasyonun yüzde kaç olduğunu bilen var mı? 

Enflasyonun yüzde kaç olduğunu bilmekten mesul kurum TÜİK. Yani Türkiye İstatistik Kurumu. 

Biliyor mu TÜİK enflasyonun yüzde kaç olduğunu? 

Bilmesi lazım. Enflasyon sepetini o belirliyor, fiyat artışlarını o takip ediyor. 

Sonunda, 2020 yılı için yüzde 14,6 gibi bir oran açıklıyor. 

Doğru mudur bu? 

Geçen sene Ocak ayından Aralık ayına kadar fiyat artışı yüzde 14,6 mıdır? Yani bir sene önce 10 lira olan bir ürünün fiyatı bu sene 11 lira 46 kuruş mudur? 

Öyleyse iyi. 

Fakat niye kimse inanmıyor? 

Pazara gittiğinde geçen sene 4-5 lira olan portakalı, mandalinayı bu sene 8-10 liraya aldığı için olabilir mi? 

Meteorolojiciler, biliyorsunuz, teknoloji ilerledikçe hava tahmin raporlarında güzel ayrıntılar vermeye başladılar. 

Diyorlar ki, sıcaklık 15 derece. Yani termometre 15 derece ölçüyor. Ama poyraz yüzünden hissedilen sıcaklık 9 derece. 

Acaba TÜİK termometreyle ölçüp 14,6 buluyor da, biz fiyatlardaki poyraz yüzünden mi yüzde 20-25 hissediyoruz? 

Belki TÜİK her ay peynirin, domatesin, çiçek yağının ucuzunu seçiyordur. Ya da enflasyon sepeti denilen şeye her ay fiyat artış ortalamasını aşağı çekecek birkaç mamul ilave ediyordur. 

Geçen Aralık sonunda Polemik Haber’in muhabirleri A 101’e gitmişler. 

Ellerinde bir yıl önce 26 Aralık 2019’da yaptıkları alış verişin listesi var. 

Toz deterjan, mercimek, peynir, çikolata, yumurta, kıyma, kabartma tozu dahil, her evin ihtiyacı olan tüketim malzemelerinden satın almışlar. 

Aralık 2019’da 200 lira 50 kuruş ödedikleri ürünlere Aralık 2020’de 287 lira 35 kuruş ödemişler.  

Fiyatı değişmeyen tek şey 25 kuruşluk alışveriş poşeti. 

Küsuratı saymazsak arada 87 lira fark var.  

Bu hesaba göre enflasyon yüzde 43. 

(Bu işte A 101’in kabahati yok. Hayat böyle.) 

İsteyen kendi enflasyon paketini hazırlayıp deneyebilir. 

TÜİK’in işsizlik hesap yöntemlerinde de ilginç tadilatlar yaptığı söyleniyor. 

Ekonomi yazarımız İbrahim Kahveci zaman zaman işgücü sayısını düşürmek, iş arayanların bir kısmını İş-Kur’a tekrar müracaat etmedikleri için işsiz sayısından düşmek gibi tadilatlardan bahsediyor. 

Milli gelir hesaplama yöntemlerinde tadilat yapıyor muyuz? 

Biraz yapıyoruz. 

Tadilat yaparak gelirimizi olduğundan biraz iyi gösteriyoruz.  

İşsiz sayımızı kağıt üzerinde azaltıyoruz. Ama sokakta azaltamıyoruz. 

Tamam, iyi hoş da... 

İyi hoş falan değil. Vatandaşın, devletin doğru söylediğini düşünebilmesi daha iyi olurdu. 

Ama acaba şöyle bir şey var mı? 

TÜİK, kamuoyuna açıkladığı rakamların yanı sıra, devletin yetkililerine, Cumhurbaşkanı’na, Maliye Bakanı’na doğru rakamları içeren bir çizelge sunuyor mu? 

Sunsa iyi olur. Hiç olmazsa yetkililer, biz düzeltilmiş rakamlarla meşgul olurken gerçeğin ne olduğunu bilirler, ekonomiyi ona göre yönetirler. 

Aslında bunlarla çok ilgili değilim. 

Geçenlerde TÜİK Başkanı Muhammed Cahit Şirin görevden alındı. Yerine yardımcısı Ahmet Kürşat Dosdoğru vekaleten tayin edildi. 

Merak ettiğim şu: 

Önceki başkan, verileri düzgün, objektif kriterlerle hesap etmediği gerekçesiyle mi görevden alındı? 

Olur ya, devlet birdenbire vatandaşa doğru bilgiler vermeye karar verir. 

Ve yerine getirilen Kürşat Bey, soyadındaki gibi dosdoğru istatistiklerle hem yetkilileri hem kamuoyunu aydınlatır.  

Yoksa eski başkan verileri üstlerini memnun edecek şekilde tanzim etme görevini yerine getirirken çok mutlu olmadığını, gönülsüz olduğunu hissettiriyor muydu? 

Nasıl hissettirirsin gönülsüz olduğunu? 

Belki araya laf sokarak, belki uygun bir şekilde tebessüm etmeyerek. 

Bizim siyasi ortamımızda parmağını isteksiz kaldırmak, istenileni yaparken yeterince coşmamak sorun olabiliyor çünkü. 

Yanlış iş yaparken de mutlu olmak, coşkulu olmak, utanmamak, zamanın ruhunu okumanın göstergelerinden biri. 

İtaat ederken müşteri memnuniyetini gözeteceksin, kaliteli itaat edeceksin. İtaat ettiğin merci’e itaatten dolayı mesut ve bahtiyar olduğunu hissettireceksin.