TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Koç Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığıyla oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından düzenlenen “Enflasyon Artarken Neo-Fisher Yaklaşım Ne Diyor” başlıklı seminerde açıklamalarda bulundu.

Yüksek enflasyona karşı uyarıda bulunan Turan konuşmasında, "Küresel ekonomide bol para döneminin azaldığı ve finansman koşullarının geçmişe kıyasla daha zor olacağı bir döneme girdik. Türkiye bu dönemde akranlarının aksine farklı bir politika tercihi ortaya koydu. Dünyada akran ülkelere baktığımızda hem en yüksek enflasyona  hem de son derece yüksek risk primine sahip ülke konumundayız. Unutmayalım ki yakın geçmişte yaşadığımız ekonomik zorluk dönemleri global rüzgarların arkamızdan estiği dönemlerdi. Ve bu zorluklarla bir şekilde mücadele edebildik. Oysa şu an global ekonominin geçmekte olduğu döngüde rüzgar önümüzden esmekte ve işimizi çok daha zorlaştırmakta. Global görünüm de lehimize değil" ifadelerini kullandı.

Turan, "Bugün gelişmiş ekonomilerde yıllık enflasyon yüzde 7-8.  Gelişmekte olan ülkelerde de yüzde 10'a yakın seyrediyor. Ülkemizde ise enflasyon oranı dünyada var olan genel düzeyin maalesef katbekat üzerinde, yüzde 70 seviyelerini oluşturmaktadır. Enflasyonda her geçen gün hedef dediğimiz noktadan uzaklaşıyoruz" yorumunda bulundu.

'HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA EK MALİYET'

Turan, "Aslında enflasyon sorunu bizim sadece son 9 aydır yaşadığımız bir durum değil. Özellikle son 4-5 yıldır enflasyon dinamiklerinin yapısının belirgin düzeyde bozulduğunu görmekteyiz. Gerekli adımları doğru zamanlama ile atamıyoruz. Böyle olunca da para politikası etkinliğini kaybediyor ve gün sonunda enflasyonda yaşadığımız tablo ortaya çıkıyor" dedi.

Turan, "Ancak zamanlama en önemli husus. Çözümsüz geçen süre tüm bireylerin ve kurumların üzerine her geçen gün daha fazla ek maliyet olarak dönüyor. Doğru uygulanan bir para politikasına buna eşlik eden mali politikalara ve makro sektörel arzı destekleyen yapısal değişimlere ihtiyacımız var. Uzunca bir süredir ifade ettiğimiz gibi iktisadi politika tasarımında ancak ve ancak bilimi dünyada kanıtlanmış süreçleri ve deneyimi merkeze koyarak mücadelede başarıya ulaşmamız mümkün olur" dedi.