Ekonomist Atilla Yeşilada "Mesele Ekonomi – Zor Görev" programında son günlerde yaşanan TÜİK’deki başkan değişimine, Hazine garantili Kur Korumalı Mevduatına ve dolardaki sakinleşmenin enflasyonu nasıl etkileyeceğine ilişkin konuştu.

YEŞİLADA: 90'LARA DÖNDÜK

Elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamlarına ilişkin yöneltilen soruya Atilla Yeşilada, "Türkiye 90'lara döndü. Süreyya Serdengeçti Merkez Bankası Başkanıydı. O zaman tek haneli enflasyona girdik. O zaman markete gittiğinizde aldığınız ürünün fiyatını biliyordunuz. Fiyatının yüksek olduğunu anlıyordunuz. Şimdi her fiyat normal geliyor ya da uçuk, saçma geliyor. Bu da toplum açısından çok zor bir şey. Çünkü relatif fiyatlar malların kıymetini, arz ve talebi belirler. Artık böyle bir şey kalmadı. Alınan bir mala ödenen paranın değip değmediğini anlamıyoruz" ifadelerini kullandı.

TÜİK BAŞKANI ENFLASYONU DÜŞÜRSÜN DİYE DEĞİŞTİ

TÜİK'de yaşanan başkan değişimine ve perşembe günü açıklanacak Ocak ayı enflasyonuna ilişkin konuşan Atilla Yeşilada, "Piyasada "yeni başkan enflasyonu düşürsün diye getirdiler" diye konuşuluyor. Yine rakamlarda numara yapacak. En son Forex anketi vardı. Aylık TÜFE 9,30 civarında bekleniyor. Bunu düşürsen düşürsen 5'e düşürürsün. Bu bile yıllık enflasyonu yükseltir. Cari açığı, TCMB rezervini, bütçe açığını kağıt üzerinde istediğin kadar düzenlersin. Kim nereden bilecek? Ama enflasyon öyle değil. Halk bunu yakından görüyor. Yöneylem'in anketiydi galiba, "kamu kurumlarında en çok güvendiğiniz kurum hangisidir?" diye sorulmuş. TSK en tepede TÜİK ise en dipte. Bu çok acı bir durum" dedi.

ENFLASYON ÇOCUKLARI VURDU

Enflasyonu düşürmenin hükümete faydalarını tek tek açıklayan Yeşilada, "Enflasyonu düşük göstermenin hükümete akıl almaz faydaları var. Biz 2022'yi yuvarlak hesapla yüzde 30'la kapattık. Halkın enflasyon algısı ise yüzde 60. Yüzde 60 doğru kabul edilmiş olsa o zaman asgari ücret en az yüzde 80 artırılacaktı. Kamu çalışanlarının maaşları enflasyona endeksli. Dolayısıyla enflasyonu düşük göstermek, psikolojik olarak değil fiziksel olarak devlete çok büyük avantaj sağlıyor. TÜFE'ye endeksli tahviller var. Bunu da resmi enflasyon belirliyor. Enflasyon 60 çıksaydı daha fazla faiz ödeyeceklerdi. Aradaki farkı düşünün yani. Pazar gücü olmayan, çalışan olarak emeğinin karşılığını alamayan herkes kaybediyor. En çok da çocuklar kaybediyor. Çünkü ana baba kazanamayınca çocuklar yemek yiyemiyor. Biz bu yaşta yesek ne olur yemesek ne olur? Ama bir çocuğun proteinsiz büyümesi kadar yapılabilecek bir kötülük yoktur. Bir emeklinin hiç çaresi yok. 65 yaşından sonra yeni bir kariyer yapacak hali yok. Çok ciddi fakirleşme içindeler" dedi.