İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurum bünyesinde görev yapan 30 yaş altı genç çalışanlara yönelik düzenlenen “Genç Yetenek Gelişim Programı”nı başarıyla tamamlayanlarla bir araya geldi. Yenikapı Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Başkan İmamoğlu’nun yanı sıra, Başkan Danışmanları Yiğit Oğuz Duman, Ertan Yıldız ve İSPER AŞ Genel Müdürü Ayşe Banu Saraçlar ile İSPER’li 30 yaş altındaki eğitimi başarıyla tamamlayan 64 çalışan katıldı. Törende konuşan Ekrem İmamoğlu, “Genç Yetenek Gelişim Programının” tam bir yıl önce başladığında, çok heyecan duyduğunu ve programa çok misyon yüklediğini, yüksekbeklenti içine gördiğini belirterek, “Çünkü kamuda aidiyet duygusu, bulunduğu kuruma hizmet aşkı ya da toplumsal bir görev yaptığının farkında olmak, bütün bu kavramlar, inanılmaz değerli. Bu anlamda çok büyük eksik gören birisiyim” dedi. -İŞİNİZİ İYİ YAPTIĞINIZDA İSTANBULLU MUTLU OLUYOR- Bir kişinin İBB’de görev yapmasını çok kutsal bir iş olarak gördüğünün altını çizen İmamoğlu, şöyle konuştu: “Geniş açıdan baktığınızda, 16 milyon insana her anında hizmet eden bir birey olmak.. Hangi alanda, hangi bölümde olduğunuzun hiçbir önemi yok; neticede bütünün bir parçasısınız. O bütününün sağlıklı bir şekilde hizmete dönmesinin çarkısınız. Siz görevinizi iyi şekilde yaptığınızda, sistemin tamamı oluştuğunda İstanbullu mutlu oluyor, güvende demektir. İstanbullunun, aldığı hizmetin layıkıyla yapıldığına şahit olması demektir. Bu büyük mekanizmanın kıymeti bir bireyi olmak bilinci, belediyemizde herkese geçmeli. Bunu en fazla hissettirecek olan da bu kurumun genç bireyleri. Genç yol arkadaşlarımızın, bu anlamda farklı bir başlangıç yapmasını sağlamanın, onlara bunun farkındalığını aşılamanın İstanbul’un geleceğine dair, hatta kamusal kurumların yönetim anlayışına büyük bir hizmet olacağına inanıyorum.” -BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ YOK- En tepedeki yöneticiden en alt birimde çalışan görevliye kadar, hiç kimsenin birbirinden farkı olmadığına vurgu yapan İmamoğlu, “Bu kıymetli ve büyüleyici şehre hep birlikte en iyi hizmeti verme çabası içerisindeyiz. Bahsettiğim bütünün bir parçası da benim. Birbirimizden bir farkımız yok. Bütün olarak baktığınızda, benim yaptığım iyi bir iş sizin işinizi kolaylaştıracak; sizlerin her birinizin yaptığı iyi, doğru bir iş, sürece kendinizi adamış bir birey olmanız benim işimi kolaylaştıracak. Bana katkı sunacak. Birbirimizden farkımız olmadığını lütfen unutmayın. 16 milyon insana güzel hizmet sunmanın elbette bir felsefesi olmalı. Biz bu kentin başından beri, ‘Adil, Yeşil ve Yaratıcı Bir İstanbul’ olması konusunda tanımlama yaptık. Bu uğurda hepinize çok önemli görevler düşüyor. Genç Yetenek Gelişim Programının içerik olarak da buna katkı sunması, genç arkadaşlarımın gözünde o heyecanı görmek beni çok umutlandırıyor” ifadelerini kullandı. -BAŞARILARINIZI TAKİP EDECEĞİM- Kendisinin, herkese eşit bakan bir yönetici olduğunu belirten İmamoğlu, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bizi bir araya getiren, bizi buluşturan, bizi birbirine yakınlaştıran; bu ülkeye, bu şehre, bu millete hizmet aşkı olmalıdır. Birine değil; bir kişiye, sadece bir anlayışa değil. Milletine, devlerine, ülkesine hizmet anlayışı olmalı. Bunu yeşertecek olan sizlersiniz. Onun için sizlerin başarısını takip edeceğim. Sizlerin ortaya koyacağı başarılar; inanın bu memleket, bu millet, bu şehir adına bizleri birbirine daha da yakınlaştıracaktır. Sizler yeter ki İstanbul için çözümler üretin, projeler üretin. İnanın ki ben ve kurumumuz sizlerin yanınızda olacağız.” -GENÇLİĞİN VERİLEN İMKANLARLA COŞMASINI SAĞLAMALIYIZ- İmamoğlu, gençlere çok güvendiğini ve iyi ki böyle bir program başlattıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle bitirdi: “Programın, büyüyerek devam etmesini istiyorum. Bu süreci çok, ama çok büyüterek; mümkünse bunu, kendi kurumumuz içerisinde geleneksel ve güçlü bir eğitim programı biçimine kavuşturalım. Ama daha da ötesi, diliyor ve istiyorum ki bu modeli, diğer kamu kurumlarındaki insanlara da taşıyacak programlara ve hatta yarınlarda ‘ben kamuya hizmet etmek isterim’ diyen kim varsa bu şehirde, o gençlere de harici programlar koyarak onlara da geçirmemiz gerekiyor. Her yerde söylediğim gibi, İstanbul veya diğer kentler, Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Gençliğin zafiyetleri ya da onlara verilmemiş imkânlarıyla değil, verilmiş imkanlarıyla coşmasını sağlamak zorundayız. Ben bu anlamda kendimi en üst seviyede sorumlu mesul bir yönetici olarak kabule diyorum. Çünkü; eğer, bugün bu işleri iyi yaparsak, 15-20 yıl sonra -Allah ömür verirse- bu kentin, bu toplumun, bu milletin; mutluluğunu, refahını, huzurunu, demokrasi anlayışını, yaşam biçimindeki kuvvetli ağlarını, ilişkilerini doya doya yaşarız.”