Gündem

Erdoğan yine CHP’yi hedef aldı: Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar

Ziraat Bankası 4. Tarım Ekosistemi Buluşması'nda konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'yi hedef alarak, "Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar." ifadelerini kullandı.

Abone Ol

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ziraat Bankası 4. Tarım Ekosistemi Buluşması'nda açıklamalarda bulundu. Konuşmasında muhalefeti hedef alan Erdoğan, ekonomiye yönelik eleştirilere tepki gösterdi.

"Muhalefetin çizdiği karamsar tabloyla gerçekler arasında büyük fark var" diyen Erdoğan, çiftçilerin iflas etme, borç batağına batma gibi bir durumun içerisinde olmadığını savundu.

CHP lideri Özgür Özel'i hedef alan Erdoğan, "Lafa gelince Kuvay-i Milliyeci olmakla övünen partinin genel başkanı yabancı siyasetçilerden demokrasi direniyor, bizi sıkıştırmaları için ricada bulunuyor" diye konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Programa destek veren bakanlıklarımıza teşekkür ediyorum. İşimiz ziraat gücümüz ziraat temasıyla düzenlenen programın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ziraat Bankasına teşekkür ediyorum. Ziraat'ın kullandırdığı tarım kredisi 700 milyar lirayı aşmış durumda.

“Borç batağına batma gibi bir durum yok”

Muhalefetin çizdiği karamsar tabloyla gerçekler arasında büyük fark var. Çiftçi kardeşimiz çok uygun fiyatta kredi kullanıyor. Ortada iflas etme, borç batağına batma, ödeyememe gibi bir durum yok. Tarım sektörümüz hamdolsun dimdik ayaktadır.

23 yıldır duruşumuzdan taviz vermedik. Nisan ayında başımıza gelen zirai don olayında sergiledik. Hasar tazminatlarını ödemeye başladık. Zirai don olayından 65 ilimiz etkilendi. TARSİM kapsamında zararlarını karşıladık, sigortasız çiftçilerimizin zararlarını da karşılamaya devam ediyoruz. Kasım'a kadar, hem sigortalı hem sigortasız bütün çiftçilerimizin zararlarını karşılamış olacağız.

"Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar"

Ortada bir batan iflas eden varsa ana muhalefetin felaket tellallığı siyasetidir. Yıllarca beraber yol yürüdükleri, iş tuttukları, belediyelerde üst düzey görev verdikleri arkadaşları İstanbul'un imkanlarının nasıl yağmalandığını, nasıl birilerine peşkeş çekildiğini açıkça itiraf etmeye başladılar. Halka hizmet için harcanması gereken kaynakların siyaseti dizayn etmek için nasıl pervasızca kullanıldığı tek tek deşifre oluyor. Heybedeki irili ufaklı turplar da ahtapotun farklı yerlere uzanan kolları da yine bizzat kendi arkadaşları tarafından birer birer ortaya çıkartılıyor.

İstanbul'u zehir bir sarmaşık misali saran suç örgütünün kimleri haraca, kimleri maaşa bağladığı yavaş yavaş belli oluyor. Daha iki yıl öncesine kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri şahısla ilgili söylediklerini duydukça Allah bu milletin yüzüne bakmış diyoruz. Gündemlerinde ne millet, unutmayın, ne çiftçi var. Şaibeyle yatıp butlanla kalkıyorlar. Meselenin daha hazin tarafı şudur: Lafa gelince Kuvay-i Milliyeci olmakla övünen partinin genel başkanı yabancı siyasetçilerden demokrasi direniyor, bizi sıkıştırmaları için ricada bulunuyor.

Hâsılı, millete ve memlekete hiçbir faydaları olmadığı gibi, bir de toksik siyasetleriyle Türkiye'ye ve ülkemizin ekonomisine zarar veriyorlar. Sonra da çıkıp meclis kürsüsünde mazot bidonuyla halkçılık yapıyorlar. Ne diyelim? Rabbim ülkemizi ve milletimizi bunların insafına bırakmasın. 2 yıl öncesine kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri şahısla ilgili söylediklerini duydukça 'Allah bu milletin yüzüne bakmış' diyoruz.