Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Ülkemizde yaşanan büyük buhran vardır. Bugün bir rahatsızlık geçiren Sayın Fuat Oktay'a geçmiş olsun demek istiyorum. Doktoralı gençlerimiz iş bulamazken Saray sosyetesinin sahte diploma kullandığı mahkemeyle sabit beslemeleri atanıyor. Tecrübeli bankacıları bir telefonla işten attıran genel müdür yardımcısı olmalarına imkan vermeyen BDDK yönetimi ne yapıyor? Hiçbir şey. Salgınla ilgili gerçek sayılar aylarca gizlendi. İnsanlarımızdan bilgiyi gizleyerek hayatlarını kaybetmesinin tek sorumlusu saray istifa etmeli dedik ama sarayın kibirlisi kulaklarının üstüne yatmaya devam etti. Devlet krizi derinleşiyor. Genel başkanımız sarayın ortağı tarafından cezaevinden çıkarılan mafya bozuntusu tarafından tehdit edildi. Siyasete mafyanın gölgesi düştü. Sarayın ufak ortağı bunun arkasında durdu, sahiplendi. Savcılık bu saldırganın ifadesini aldı mı diye sormuştum. Bu ülkenin ana muhalefet partisinin lideri tehdit ediliyor savcılar resen soruşturma açma cesaretini bile gösteremiyor. Bu memlekette AKP Genel başkanına sosyal medyada bir eleştiri yapsanız ne oluyor. Savcılık hemen resen soruşturma başlatıyor. AYM kararını tanımayan alt mahkemelerin bulunduğu adliyelerin başsavcısı şimdi AYM'ye ışınlanıyor. 18 yılda bu memlekette akıl, ahlat, adalet, temel hak ve hürriyetler öldürüldü. Bugün bu nedenle bu buhranı ve devlet krizini yaşıyoruz. Böyle bir ülkeye uluslararası yatırımcı gelir mi, yatırım yapılır mı? Cumhur ittifakı çamur ittifakı oldu. Sarayın kibirlisi önüne konan metinleri okurken daha dikkatli olmalıdır. Bugün parti kapatmaktan bahseden onların ufak ortağı. Tabii Numan Kurtulmuş'a ayar vermeye kalkıyor ama sarayın kibirlisi sessiz. Bu ülkede mahkeme kararı olmadan kayyum atayan da onların iktidarı. Bugün bağımsız medya kuruluşları Halk TV'ye TELE1'e yayın durdurma yasağı veren Cumhuriyet, Birgün ve Sözcü'ye vergi cezaları yağdıran da onlar. Hukuk ve adalet ekmek gibi aş gibi o parti bu parti demeden herkese lazım. Salgın yüzünden düğün dernek yapmak yasak, dışarı çıkan ceza yiyor, bu millete yasak olan saraya serbest. Gaziantep'te 11 yurttaşımızın hayatına mal olan facia milletimizin yüreğini parçalarken sarayda vur patlasın çal oynasın görüntüler ortaya çıkıyor. Asgari ücret açlık sınırının altında, çarşı pazar yangın yerine dönmüş. Eskiden peynir zeytinle karın doyurmak diye bir laf vardı. Peynirin fiyatı etin fiyatını geçmiş. Zeytinin yanına yaklaşılmıyor. Şimdi iki yumurta kırmak da lüks olmuş, yumurtanın ederi tavuğu geçmiş. 2020'nin ilk 6 ayı çok zor geçecek. Yaptırımları doğru düzgün konuşmuyoruz bile. Sarayın bu konuda planı var mı diye bakıyoruz bir şey göremiyoruz. Bu kötü gidişi biz değiştireceğiz ortaklarımızla birlikte. Yeni kurallar, yeni kurumlar ve liyakatli yeni kadrolarla yapacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi milletimizle birlikte kuracağız. Bu ülkede yaratılan refahı hakça paylaşacağız. Biz milletimize güveniyoruz, milletimiz sarayın ne yaptığını görüyor. Bu kibir abidelerinin notlarını veriyor. SORU CEVAP Taciz iddiaları Bu iddiaların adresi bellidir, bu iddiaların adresi çamur ittifakıdır. Kılıçdaroğlu'nun Seval Türkeş'e ziyareti Kahramanmaraş katliamının acısını üzüntüsünü kalbimizde hissettik. Kaldı ki bu yıldönümünde genel başkanımız partimizin kurumsal görüşünü sosyal medyadan attığı mesajla milletimizle paylaştı. Bu ziyareti eleştirenler Yunus'un Mevlana'nın, Hacı Bektaşi Veli'nin öğretilerini anlamayanlardır. Hepsi sevgi diliyle konuşmuştur. Sayın Genel Başkanımız insani bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Osman Öcalan ile yapılan röportaj ve cumhurbaşkanı danışmanıyla görüşmesi Osman Öcalan yeniden ortaya çıktıysa anlaşılan ufukta seçim var. Cumhurbaşkanı danışmanının PKK elebaşının kardeşiyle görüşmesi bizi şaşırtmıyor. Şunu sormamız lazım, kim bu Osman Öcalan ile görüşen Cumhurbaşkanı danışmanı? Sarayın bekçisinin bu görüşmeden haberi var mıdır? Acaba Bahçeli bu danışmana görüşme için icazet vermiş midir? Eğer haberi yoksa şimdi ne yapmayı düşünmektedir, bunları kamuoyuna açıklamalıdır. Çıplak arama iddiaları FETÖ'cü PKK'lı denilerek bu iddialar geçiştirilemez. Bu iddialar yaygın bir şekilde gelmektedir ve ciddidir. Bu konuya onun söylemi bunun söylemi diye yaklaşmak insan haklarına aykıdır. Bu iddiaların komisyonda ciddiyetle araştırılması devlet olmanın gereğidir.