En sevdiğim 20. yüzyıl edebiyatının önemli roman ve hikâye yazarlarından olan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883’te Çek Cumhuriyeti'nin başkenti olan Prag’da, Almanca konuşan Yahudi orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. İçedönük ve huzursuz bir kişiliğe sahip Kafka, mutsuz bir çocukluk geçirir. 

Hayatına etki eden önemli dönüm noktalarından biri, hiç evlenmemiş ve çocuğu olmayan Franz Kafka’nın bir gün Berlin’de bir sokakta dolaşması ile başlar.
Bu sokakta ağlayan bir kız çocuğuna rastlar. Çocuğun, parkta çok sevdiği oyuncak bir bebeği kaybettiği için ağladığını anlar.

Kafka, çocuğa bebeği beraber aramalarını söyler ve parkta ararlar ama o gün bebeğin kaybolan izine rastlamazlar. Fakat bu durum Kafka’nın içine çok işlemiştir. Ertesi gün beraber tekrar ararlar. O kadar ararlar ki, sonunda bir banka oturup ümitsizce birbirlerine baktıktan sonra, Kafka kız çocuğuna, cebinden çıkardığı bir mektup verir. Sevimli kıza der ki: “Bu mektubu sana bebek gönderdi.”

Kız sevinç gözyaşları ve minnet bakışlarından sonra mektubu açar ve okur. Mektupta, “Lütfen ağlama, dünyayı görmek için gezmeye çıktım ve sana gördüklerimi yazacağım.”

Bu durum Kafka’nın hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Böylece Kafka’nın hayatında, yaşamının sonuna kadar devam edecek, bir hikâyeler silsilesi başlar. 

Kafka, kızla her buluşmasında, bebeğin maceralarını anlatan mektupları sürekli çocuğa okur ve çocuğun çok mutlu olduğunu görür. 

Ve bir süre sonra Kafka Berlin’e dönmeden önce, bir oyuncakçı dükkânından bir bebek satın alır. Sonrasında, kız çocuğu ile buluşmaya gider, bebeği ona uzatır. Küçük kız, bir bebeğe bakar bir de Kafka’ya, “Ama bu benim bebeğime benzemiyor” der.

Kafka, çocuğun heyecanı kaybolmadan bebeğin yazdığı başka bir mektup verir.
Mektupta, “Seyahatlerim beni değiştirdi” yazmaktadır.
Kız çocuğu bebeğini kucaklar ve hızlı bir şekilde mutlu olarak evine gider.

Bir yıl sonra Kafka ölür... 
Yıllar sonra kaybolan bebeğin sahibi bu kız çocuğu, yetişkin bir kız olur. 
Ve merak edip tekrar bebeği eline aldığında bebeğinin içinde bir mektup bulur, mektupta şöyle yazmaktadır:
“Sevdiğin her şey muhtemelen kaybolacak, ama sonunda sevgi başka bir şekilde geri dönecek...”
Franz Kafka yaşamı boyunca, gergin ve mesafeli bir ilişki yaşadığı babası dâhil olmak üzere, ailesine ve yakın arkadaşlarına yüzlerce mektup yazdı. 
Birçok kez nişanlanmasına rağmen hiç evlenmedi ve geride; 
Dönüşüm (Die Verwandlung), Dava (Der Process), Yargı( DasUrteil), Şato (Das Schloss), Gözlem (Betrachtung), Açlık Sanatçısı (Ein Hungerkünstler), Felice'ye Mektuplar (Briefe an Felice) gibi değerli eserler bırakarak, 3 Haziran 1924’te Avusturya Klosterneburg’ta, 40 yaşındayken veremden hayata veda etmiştir. 

Sevgilerimle