CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylık çıkışı sonrası bir yazı kaleme alan Abdülkadir Selvi, "CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül" demişti. Bunun üzerine de Kılıçdaroğlu, katıldığı bir programda, "Selvi'ye bunları birileri yazdırıyor mu?" sözlerini sarf etti.

Hürriyet yazarı Selvi de bugünkü yazısında CHP Lideri'ne seslenerek "İspat etmeye davet ediyorum" dedi.

İşte Abdülkadir Selvi'nin bugünkü yazısı;

Kılıçdaroğlu'nu ispat etmeye davet ediyorum

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun bütçe görüşmeleri sırasında AK Parti milletvekillerinin laf atması üzerine, "Benim aday olup olmayacağımı size kim söyledi" diye karşılık vermesi, siyasi gündeme damgasını vurdu. CHP Lideri şimdiye kadar parti liderlerinin cumhurbaşkanı adayı olmasını doğru bulmadığını belirtip ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarmak için çaba gösterdiği için, bu açıklaması şaşırtıcı oldu.

Kılıçdaroglu nun bu açıklamasına önem verdim, CHP Lideri nin cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı sorusunun peşine düştüm. Aday olmak yerine millet ittifakı ile birlikte hareket edeceğini yazdım. Zaten yazımın mürekkebi kurumadan Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı tek başıma karar vereceğim konu değil, millet ittifakı var. Aday olup olmamaya birlikte karar veririz" diyerek beni doğruladı.

ORTAK ADAY YAPMAK İSTEDİ

Kılıçdaroğlu, 24 Haziran 2018 seçimlerinde Abdullah Gül'ü ortak aday yapmak için girişimde bulundu. Meral Akşener'le, Temel Karamollaoğlu ile görüşmesinde Gül ismini önerdi. Akşener karşı çıktığı için aday yapamadı. Kılıçdaroğlu'nun Gül projesi ayrıca CHP'yi karıştırdı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel. Muharrem İnce. Mehmet Ali Çelebi, Barış Yarkadaş başta olmak üzere CHP milletvekilleri kıyamet kopardı. Zaten Gül de bunu inkâr etmedi. "Geniş mutabakat sağlanamadı, adaylığım söz konusu değil" diye çekilmek zorunda kaldı. Onca yaşanana rağmen Kılıçdaroğlu şimdiye kadar "Gül adayımız değil" diyemedi. Gül le olan temasını açık ya da kapalı sürdürdü. Kemal Bey siz herkesi kör, alemi sağır mı zannediyorsunuz?

KILIÇDAROGLU NUN SÖZLERİ

CHP Lideri dün Medyascope'de Ruşen Çakır'ın somlarını yanıtladı. Ruşen Çakır, "Abdulkadir Selvi sizin partinize atfen demiş ki, CHP'nin adayı Abdullah Gül demiş" diyor. Kılıçdaroğlu bunun üzerine, "Neye dayanarak bunları söylüyorlar, doğrusunu isterseniz ben bilmiyorum. Köşe yazarlarının hayal âleminde gezmemeleri lazım. Köşe yazarlarının oturup araştırma yapmaları lazım. Konuşmaları lazım. Belli çevrelerle, belli kişilerle konuşmaları lazım. Abdulkadir Selvi telefon açıp sorabilirdi bana, 'Ya şunu yazma, bunu yaz' falan diyebilirdik yani. Konuştuk mu? Hayır, konuşmadık. Benim adıma Abdulkadir Selvi niye konuşuyor? Hangi gerekçeyle konuşuyor? Yoksa Abdulkadir Selvi'ye bilileri yazdırıyor mu? Bu cümle önemli. Bilileri onlara belli cümle kalıplarını veriyorlar. 'Onları köşenizde yazacaksınız' diyorlar. Onlar da 'Emredersiniz' diyorlar, yazıyorlar" diye bir cevap veriyor.

CHP. Türk siyasetinin en önemli partilerinden biri. Atatürk'ün kurduğu bi'parti. Kılıçdaroğlu da önemsediğim bir lider. Öncelikle bu cevabı kendisine yakıştıramadım. Benim Kılıçdaroğlu adına konuşmak gibi bir merakım yoktur. Hatta hiçbir lider adına konuşmak gibi bir hevesim olmadı. Ama siyasi kulisleri yorumlamak bir gazeteci olarak benim görevim. Kusura bakmasın bunu yaparken de kimseden emir alacak değilim. Biraz omurgalı gazetecilerle çalışmaya alışın. İzin verin de aldığımız kulislerin ışığında bağımsız bir şekilde analizlerimizi yapalım.

ONUN ADI GAZETECİLİK DEĞİL

Kılıçdaroğlu. "Abdulkadir Selvi telefon açıp sorabilirdi bana, 'Ya şunu yazma, bunu yaz' falan diyebilirdik yani" diyor. Tam da sorun burada. Ne kadar çarpık bir anlayış. Kusura bakmayın Kemal Bey. "Şunu yaz, bunu yazma" türüne gazetecilik demiyorlar. Onun adı başka bir şey. O da bende yok.

KALEMİMİ KIRARIM

Bana yakışmayan, aslında CHP Lideri ne de yakıştıramadığım bir değerlendirmesi var. "Yoksa Abdulkadir Selvi'ye birileri yazdırıyor mu? Bu cümle önemli. Birileri onlara belli cümle kalıplarını veriyorlar. 'Onlan köşenizde yazacaksınız' diyorlar. Onlar da 'Emredersiniz' diyorlar, yazıyorlar" diyor. Şu andan itibaren bana yazdıran birileri kimse onlan ortaya çıkarmak CHP Lideri nin görevi. Eğer o bililerini bulursa, söz veriyorum, o andan itibaren bu mesleği bırakacağım. Kılıçdaroğlu ispat edemezse onu müfteri ilan ediyorum demeyi kendime yakıştırmam. Ama kendi adıma kalemimi kırmayı taahhüt ediyorum. Ayrıca benim birilerinin yazdırdığı bir yazar olmadığımı en iyi Kemal Bey bilir.

BİRİLERİ Mİ YAZDIRDI?

CHP Lideri Çubuk'ta saldınya maruz kaldığında, "Kılıçdaroğlu'na derin saldırı" diye yazan bendim. CNN Türk ekranlanndan saldınyı en ağır ifadelerle eleştirirken de mi bilileri bana yazdırdı ya da söyletti? 

Çakıcı tehdit ettiğinde, "Çakıcı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehdidini, aslında demokrasiye ve siyasi partiler düzenine karşı yapılmış bir tehdit olarak görmek lazım" diye yazarken de mi bilileri yazdırdı?

CHP Lideri 15 Temmuz darbe girişimini ilk haber aldığı anda uçaktaydı. Hiç tereddüt etmeden darbeyi kınadı ve karşı çıktı. CHP milletvekilleri o gün darbecilerin bombaladığı Meclis'te demokrasiye sahip çıktılar diye hem köşemde yazdım. hem kitabımda yer verdim. Onlan da bilileri söylediği için mi yaptım Kemal Bey?

İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nu aday göstereceğinizi ilk olarak ben yazdım.
CHP içinden bilileri muhafazakâr kesimden oy alacak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi isimleri aday yapmanıza şiddetle karşı çıkarken. "Kılıçdaroğlu doğru olanı yapıyor" diyen bendim. Bunu da bana bilileri mi söyletti? İstanbul seçimlerinin iptal edilmesinin seçmende ters tepeceğini savundum. Onu da bana birileri mi söyletmişti?

YANLIŞA YANLIŞ DEDİM

Ama Kılıçdaroğlu'nun yanlışlarına da yanlış dedim. Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'a kontrollü darbe demesini eleştirdim. Libya'ya asker gönderilmesine karşı çıkmasını doğru bulmadım. "Afrin'e girilmesin" dediğinde bunun yanlış olduğunu söyledim. "YPG terör örgütü değildir" dediği için karşı çıktım. Akdeniz'de Türk gemisine yapılan saldırıyı kınamak yerine saldıranların tezlerini dile getirdiğiniz için eleştirdim. "Türk ordusu Katar'a satıldı" sözüne tepki göstermediğiniz için yanlış yaptığınızı söyledim. Çünkü siz Atatürk'ün koltuğunda oturuyorsunuz. CHP'deki cinsel taciz iddiaları konusunda sessiz kaldığınız için eleştirdim. Çünkü CHP teşkilatlarındaki cinsel taciz iddialarının gereğini yapması gereken kişi CHP Genel Başkanı olmalıydı.

KALEMİMİ KİMSENİN CEBİNE KOYMADIM

Sayın Kılıçdaroğlu, rencide edici ifadelerinize rağmen, yine de doğrularınıza doğru demeye, yanlışlarınıza yanlış demeye devam edeceğim. Çünkü ben aklımı, vicdanımı ve kalemimi kimsenin cebine koymadım. Siz dahil.