İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert tepki gösteren Akşener, "Vatandaşa verirken 'liraaaaa', vatandaştan alırken 'liracık'… Asgari ücrete zam yaparken 'liraaa', eşe dosta yandaşa dağıtırken, 5’li çetenin vergi borcunu silerken 'liracık'"

ERDOĞAN'A '200 LİRACIK' TEPKİSİ

"Çelişkiler insanı Bay Kriz eskiden 'Milletin kesesinden 5 kuruş çıkmıyor' diyordu. Ama bu arkadaşımız daha nice konuda yaptığı gibi köprü açılışında kendi kendini yalanladı. Köprünün geçiş ücretini 200 liracık olarak açıkladı. 'Vatandaş 200 liracık verecek ama üzerini de devlet olarak biz tamamlayacağız' dedi. Nihayet gerçeği kendi sesinden itiraf etti. Törene katılan vatandaşlarımız pahalı dese de, zamanında emeklilerimize zam yaparken "iki yüz' diye büyüttüğü rakamı köprü geçişinde '200 liracık' ilan etti.

Vatandaşa verirken 'liraaaaa', vatandaştan alırken 'liracık'… Asgari ücrete zam yaparken 'liraaa', eşe dosta yandaşa dağıtırken, 5’li çetenin vergi borcunu silerken 'liracık.'"

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

'O SANDIK GELECEK'

"Biz bu filmi daha önce de izledik, Osmangazi Köprüsü'nün durumu ortada. Biz milletin sesi oldukça onlar tiyatro diyor. Yalan mıymış, gerçek miymiş çok yakında görecekler. O sandık gelecek ve bu arkadaşlar neyin gerçek olduğunu acı bir şekilde görecekler."

'BU SORULAR SANA ERDOĞAN'

"İki yıldır Türkiye'yi karış karış geziyoruz. Geçen hafta Şile ve Aydın'daydık. İktidarın büyüme masalları ikisini de teğet geçmiş. Pastaneci kardeşim şeker bulamıyoruz diyor, aynısını Aydın'da da söylediler. Eczacı kardeşim ilaçlar bulunmuyor diyor, veresiye defterleri kabarıyor diyor.  4 aydır kirasını ödeyememiş şarküteri sahibi kardeşim nasıl ayakta kalacağını soruyor. Bu sorular sana Sayın Erdoğan. Bu insanlar çare arıyor, çile çekiyor! 

Aydın'da da işsizlik, yoksulluk, pahalılık almış başını gitmiş. Bir anne 'çare çare' diyerek feryat ediyor. Kimine 5 yerden maaş gidiyor, benim çocuğum da delik ayakkabıyla geziyor, çocuğuma harçlık veremiyorum' diyor."

BAKAN NEBATİ'YE TEPKİ: 'TÜRKİYE BÖYLE CIVIKLIK GÖRMEDİ'

"Aziz milletim; Cumhuriyetle birlikte oluşan, devlet kurumsallığımızı, değerli bilim insanı, Şerif Mardin Hocamız; 'Kişi otoritesine dayalı onur anlayışından, yasa ve kurallara dayalı onur anlayışına geçiş' olarak tanımlar. Peki bugün geldiğimiz noktada, Ak Parti iktidarı, sizce hangi onur anlayışına sahip?"

"Bu sorunun cevabını, daha geçtiğimiz hafta, ekonomideki uzmanlığından ziyade, sitkom repliklerini andıran, abuk sabuk demeçleriyle öne çıkan, Nebati Bakan’ın bizzat kendisi verdi. Bu arkadaşımız ne dedi? 'Bir problem mi yaşadınız? Rahat olun.  Bize hemen ulaşırsınız. Bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda Cumhurbaşkanımız var. Mevzuatı da değiştiririz.'

Üstelik bunu kime dedi? Yabancı yatırımcılara dedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle bir rezalet görmedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle bir cıvıklık görmedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle laubali bir yönetim anlayışına hiç rast gelmedi."

ADANA'DAKİ FURKAN VAKFI MÜDAHALESİ

"Maalesef artık bugün, Türkiye’de, ne modern bir devletten, ne de eşit vatandaşlıktan bahsedemeyiz. Bunun çok acı bir örneğine, geçtiğimiz günlerde Adana’da şahit olduk. Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, başörtülü bacıları konusunda çok hassastır. Her fırsatta, başörtülü kadınlarımızın hakkından hukukundan bahseder. Biz sanıyorduk ki; Sayın Erdoğan için bu ülkenin tüm dindar kadınları birer kız kardeştir. Meğerse işin aslı öyle değilmiş… Meğerse; başörtülü olmak, dindar olmak, Müslüman olmak, Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için, yeterli bir kriter değilmiş. İşte biz Adana’da, tüm çarpıcılığıyla aslında bu gerçeği gördük.

Adana’da yaşananlar, bize gösterdi ki; Sayın Erdoğan’ın bacısı olmak için, başörtülü olmaktan önce, kendisine tabi olmak gerekliymiş. Yani asıl mesele, dindar olmak değil, yandaş olmakmış. Başörtülü kadınlarımızın hukuku, Ak Parti’ye oy verdikleri sürece kutsalmış… Yani; 'Oyunu basarsan baş tacısın, itiraz edersen copu yersin'miş… Hey gidi hey… Yunus ne güzel söylemiş: 'Zulm ile abad olanın, ahiri berbad olur.' Bu ülkenin dindar kadınlarının, omuzlarında iktidara gelip, o kadınları, coplatarak iktidardan çekip gitmek… Şu ironiye bakar mısınız? Geçekten ibretlik."