Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile görüşmeleriyle birlikte, Saadet Partisi tabanında başlayan tartışmanın ardından, Asiltürk’ün Erdoğan ile birlikte Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yıldönümü nedeniyle KKTC’ye yaptığı ziyarette yer alması da partide iki farklı görüşte kutuplar oluşturma yolunda. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, her ne kadar “Onlar hem Kıbrıs zaferini idrak etmek hem de Kurban Bayramı’nı Kıbrıs’ta idrak etmek için oradalar” dese de parti içinde “Asiltürk’ün, sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana poz vermesi”, Karamollaoğlu’na yakın partilileri “rahatsız ediyor.” Karamollaoğlu kanadında, “Asiltürk, sanki Saadet Partisi, Cumhur İttifakı’nın bir parçası gibi davranıyor. Oysa Saadet Partisi, bağımsız bir parti. Erdoğan’ın hedefinde, Milli Görüşçü gençlik var ve bu gençliği AK Parti’ye çekmeye çalışıyor” yorumları yapılırken, Asiltürk cephesinde ise “gelen eleştirilere tepki gösteriliyor.” Asiltürk’ün, Kıbrıs Barış Harekâtı döneminde İçişleri Bakanlığı görevinde bulunduğuna atıf yapılarak “Bundan daha doğal ne var. Harekâtın her kademesini biliyor. Keşke bunu söyleyenler Saadet Partisi’nin geçmişini bilse” deniliyor. 

Cumhuriyet'te Selda Güneysu'nun haberine göre, Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu ile partinin yüksek istişare kurulu başkanı Oğuzhan Asiltürk’ün arasının, Asiltürk’ün Erdoğan ile yaptığı görüşmeler sonrası “limoni olduğu” kamuoyunda sıkça tartışılıyor. En son Asiltürk’ün, parti yönetimini eleştirerek “kongre çağrısında” bulunması, Karamollaoğlu ve ekibini de “rahatsız etmiş”, Karamollaoğlu, “parti içi meselelerin kamuoyunda tartışılmasının yanlış olduğunu” belirtmişti. Uzun süredir parti içinde Asiltürk’ün “etkin bir rol oynamak istediği” belirtilerek, “Asiltürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile en başta yaptığı görüşmelerde ne konuştuysa, sanki partiyi AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na yakınlaştırma çabası içinde. Kendi içinde Milli Görüş cephesini yeniden AK Parti iktidarıyla buluşturmayı amaçlıyor olabilir ancak Necmettin Erbakan’ın vakti zamanında Erdoğan’a ve AK Parti’ye yönelik ağır eleştirileri de arşivlerde duruyor. Erbakan Hoca’nın dedikleri ne çabuk unutuldu? Erdoğan’a şu anda Saadet Partisi’nin bir kanadından neden destek verilmek isteniyor? Neden Saadet Partisi için kamuoyu nezdinde ‘bir o yanda bir bu yanda’ görüntüsü verilmeye çalışılıyor” değerlendirmeleri yapılıyor. Erdoğan’ın 2023 seçimlerine giderken, parti tabanını “Saadet Partisi’deki Milli Görüşçüler ile sağlamlaştırmak üzerine bir politika yürüttüğü” de ifade edilirken, “Karamollaoğlu ve ekibinin ise partiden tasfiye edilmesinin amaçlandığı” iddia ediliyor. 

ASİLTÜRK KANADININ YORUMU: KEŞKE SAADET PARTİSİ’NİN TARİHİNİ BİLSELERDİ

Karamollaoğlu cephesinden gelen bu eleştirilere ise Asiltürk kanadının tepkisi büyük. Asiltürk kanadı, ziyareti “doğal” olarak nitelediriyor. Asiltürk’ün, Kıbrıs Barış Harekâtı döneminde İçişleri Bakanlığı görevinde bulunduğuna atıf yapılarak şu değerlendirmeler dile getiriliyor:

“Asiltürk, şu anda o harekâtın yaşayan tek temsilcisi. Kıbrıs Harekâtı’nın yıldönümünde adaya gitmesinden daha doğal ne olabilir? Ayrıca bu Saadet Partisi’nin tarihteki rolünü anlatması bakımından da ayrı bir önem arz ediyor. Parti içinde ziyarete yönelik yapılan bu eleştiriler son derece yanlış. Keşke Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu da o ziyarette yer alsaydı? Keşke MSaadet Partisi hükümetinin de tarihte üstlendiği görev, şimdiki Saadet Partisi yöneticileri tarafından da tam olarak idrak edilebilseydi. Asiltürk’ü eleştirenler keşke Saadet Partisi’nin tarihini bilseydi. O gün CHP ile kurulan koalisyonda Kıbrıs Harekâtı’nda emeği geçen bir MSaadet Partisi varken, bugün de milli konularda yine hükümete destek veren bir Saadet Partisi olmalı. Bundan neden rahatsız olunuyor? Asiltürk, oraya, Kıbrıs Türküyle yeniden kucaklaşmaya gitti. Ayrıca Erbakan’ın vaktiyle AK Parti’ye yaptığı eleştiriler gündeme getiriliyor ancak bugün Erdoğan tamamen politikasını Türkiye üzerine çevirmiş bir lider. Milli Görüşçüler bu gerçeği de yadsımamalı.”