Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Gaziantep mitinginin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çarpıcı açıklamalarda bulunan Babacan, uluslararası yatırımcıların ekonomik programlarını yeni gelecek hükümete göre hazırlamaya başladığını söyledi.

İşte Ali Babacan’a yöneltilen sorular ve cevapları:

'UZLAŞMA OLMAZSA BENİM ADAYLIĞIM CUMHURBAŞKANLIK'

Sizi milletvekili aday listesinde görecek miyiz?

"Altılı masanın üzerinde çalıştığı en önemli hususlardan biri, geçiş sürecinin yol haritası. Geçiş sürecinin yol haritası üzerinde henüz bir mutabakat yok. Çalışma henüz bitti mutabakata ulaşmadı. Geçiş sürecinin yol haritası netleştikten sonra o dönemin nasıl bir dönem olacağını anlayacağız. Altılı masada amacımız ortak aday çıkartmak da olsa olur da bir uzlaşma olmazsa o zaman benim adaylığım milletvekili listelerinden değil Cumhurbaşkanlığı olacak. Süreç bir bitsin, partimizin yetkili kurullarını toplayarak karar veririz.

Altılı masa resmen bir ittifak değil, ittifakın içinde olmayı arzuluyor musunuz? Başka ittifak modelleri de sayılıyor bu tekliflere açık mısınız?

Açıklayıp da kendimizi bağladığımız en önemli husus, ‘Kendi listemizle seçime gireceğiz, vatandaşlar oy pusulasını açtığında DEVA partisini görecek, bizi destekleyenler damlanın altına oy atacak.’

Onun haricinde altılı masa, ittifak da başka işbirliği de oluşturabilir. Altılı masa içindeki partilerle ayrı işbirliği modelleri gelişirse onları da değerlendiririz. Biz kapıları kapatmış değiliz. Pek çok seçeneği konuşmaya, görüşmeye hazırız. Bizim arkadaşlarımızın başka partilerin listesinden seçime girmesi dedikodusunu kesmemiz gerekiyordu. Zaten hiçbir zaman öyle bir niyetimiz yok. Çok konuşulunca bunu açıklayıp bitirmek istedik. Başka alternatifler üzerine her zaman çalışılabilir.

Böyle bir seçim arifesinde Cumhurbaşkanı adayını şimdiden itiraf edersek yıpranır diyerek pamuklara sarma durumu mu söz konusu?

Kendi açımızdan kesinlikle böyle bir niyetimiz yok. Bu Cumhurbaşkanı adayı belirlenmeden önce geçiş sürecinin yol haritasında partiler mutabık kalmalı. Temel politika alanlarında da en azından ilkeler ve hedefler olarak bir söylem birliği üzerinde çalışmakta da büyük fayda var. Bugün için yok ama ben çok yakında o mutabakat sağlanacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanı adayını belirlediğiniz anda ilk gün ilk dakika herkes ona odaklanacak. Çok soru soracaklar. Ve o soruların cevabını neye göre verecek? Ben bilmem partilere sorayım dese bir türlü, kafasına göre konuşsa başka türlü. Altılı masanın ortak Cumhurbaşkanı adayının altılı masanın ortak politikaları çerçevesinde o işe inanan, gönül veren, benimseyen bir insan olması lazım.

Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ile ilgili takvim konusunda altılı masa ne düşünüyor?

‘Bugün çok erken. Sürecin sonunda ele alalım’ dedik. Bu konuda herkes hemfikir. Bir an önce belirlememiz gerekiyor diyen yok.

CHP yöneticileri Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili Maltepe mitinginde açıklamalar yaptı. Belli ki Kılıçdaroğlu aday olarak önerilecek. Sizin usül olarak tavrınız ne olur? Partiniz sizi altılı masaya aday olarak gösterecek mi?

Altılı masaya oturan her partinin genel başkanı doğal bir Cumhurbaşkanı adayı zaten. O zaman iddiası olmayan bir parti oturmuş oluyor masaya değil mi? Ortak aday ise, altı partinin mutabakatını gerektiren bir husus. Sayın Kılıçdaroğlu da aday olmak isterim ama altı partinin de desteği olursa derim.

Siz ortak aday olmak istiyor musunuz?

O da yine altı partinin mutabakatı ile belirlenecek. Bugüne kadar partimiz içinde Cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili bir değerlendirme yapmadık ve bunun erken olduğunu düşündük. Altılı masada mutabakat sağlanmazsa, partimizin teşkilatlarına genel başkandan başkasını aday olarak kabul ettirmek zor olur heralde. Bizim seçmenlerimiz de öyle. Bunlar seçime münferiten girdiğimiz senaryoda konuştuğumuz konular. Altılı masada Cumhurbaşkanlığı adaylığında nasıl bir strateji izleyelim diye daha parti içinde bile konuşmadık. Çünkü bu konular parti içinde görüşüldüğünde hiçbir zaman parti içerisinde kalmıyor. Bu konuyu hızlı bir şekilde konuşup, bağlayıp açıklamak lazım. Ortada tartışmak, isimleri dolaştırmak bana göre değil. Çünkü bu çok ciddi bir iş.

Toplumun beklentisi ortak aday belirlenmesi yönünde?

Bir başlarken niyetiniz var bir de bitirip anlaştık demeniz var. Biz parlamenter sistem üzerine de anlaşamayabilirdik. Mustafa Bey, işin büyük bir yükünü götürdü ve masada çalıştı. Anlaşma olmayabilirdi. Olmasaydı ne yapacaktık? Anlaşma için oturduk anlaştık. Ortak aday konusunda da ortak bir niyet var ama konuşacağız, edeceğiz. Ortak adayın iyi olacağını da en başından beri en çok savunanlardan biriyim. Hedef o ama hedefe ulaşamayabiliriz.

DEVA-Gelecek-Saadet kombinasyonu üzerinden, burada çok sıcak davranmadığınız Gelecek ile aranızda mesafe olmasını istediğiniz yönünde yazılar çıkıyor. Bu yazılar neden şu an çıkıyor sizce?

Her bir parti, ayrı ayrı siyasi parti. Neden tek parti değil diye değerlendirmek partilerin varlık sebebine aykırı. Şu ana kadar gelen tek teklif, geçen senenin ortalarında Sayın Davutoğlu’ndan gelen bir teklifti. Üç parti ortak deklarasyon yaptık. Genel Merkez Başkanlık Kurulu’nda konuştuk, değerlendirdik. Bu Başkanlık Kurulu’nda 21’de 21 bu teklif kabul edilmedi. Bugün için durumun böyle olduğunu bildirdik. Bir sene sonra tekrar gerekirse konuşuruz dedik. Altılı masayı da konuştuğumuz günlerdi. O masanın içindeki partilerden üç tanesinin ayrı bir deklarasyonu zihinleri karıştırabilir diye düşündük. Beraber değiliz çünkü ayrı partiyiz. Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan ikisi de aynı hükümetteydi partileri.Neden birlikte değil diye düşünülüyor.Ayrı parti de ondan. Kurucu kadromuz, il ve ilçelerde yönetim, kurulu üyelerimiz var. Altılı masa ilerde ittifak olabilir diye masaya oturdu. Hatta çalışma konularından biri olarak, olası ittifakın ilke ve değerleri çalışılıyor. O komisyon orada altı ittifakı konuşurken neden üçlü ittifak yapmıyorsunuz sorusunu doğru da bulmuyorum. Seçim yasası dediğiniz yüzde 7 değil mi baraj? Yüzde 7 bir şey değil ki. Yüzde 7 için o ittifak da olabilir, bu ittifak da olabilir hiç ittifak da olmayabilir. Yeni seçim yasası ittifak motivasyonunu azaltan bir yasa oldu. Artık oylar ittifak içinde kalmıyor daha çok oy alan partiye gidiyor. İttifakın cazibesini azaltan bir şey oldu. Onun için yeni seçim yasası, bizim duruş ve stratejimizi etkileyen bir şey değil. Bizim derdimiz iki milletvekili oradan, üç milletvekili oradan değil. Bizim çok büyük bir vizyonumuz var oraya doğru yürüyor gidiyoruz. Diğeri, küçük hesaplar oluyor.

İttifak kolunda kendi logonuz mu olacak? Esas birinci tercihiniz bu mudur? Yoksa tamamen ittifakın dışına çıkarıp yüzde 7’yi zorlamak mı tercihiniz olacak?

Bizim için yüzde 7 diye bir sorun yok. CHP ve İYİ Parti şu an ittifaktalar. Sizin yüzde 7 baraj sorununuz mu var neden ittifaktasınız diye sorulmuyor bize de sorulmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Risk almayı sevmeyen bir siyasetçi olarak sizi tanıyoruz. Seçim ittifakı çıkışı çeşitli riskleri barındırıyor. Bu üçlü soruyu bir baskı olarak da algıladığınızı hissettirdiğiniz. Bu üçlü soru artık sorulmasın diye mi?

Çok soruluyor ve sorduruluyor. Organize bunu da görüyoruz. Baskıyı hiç sevmem tam tersini yaparım. İş hayatımda da öğrencilik ve siyasette de öyle oldu. Çok fazla organizasyona gerek yok. Neyse, biz açık açık konuşuruz. Biz altılı masadayız, altılı masanın ilke ve değerlerini çalışan bir grup var. Öteki partilere de ayıp olur diye düşünüyorum. Anganjman var. Altılı masanın bir ittifak senaryosu tutmazsa başka şeye dönülür. Bir ticari ortaklıkta birileri böyle yapsa asla kabul edilmez. Diyelim altı ortak bina yapacaksınız, aradan diğer ortak ‘sen gel, şöyle mi yapsak böyle mi yapsak’ öbürleri ne yaparsanız yapın der. Daha tam siyaseti öğrenememiş olabiliriz

Baskın seçim ihtimali görüyor musunuz?

Yazın ortasında yapmaz. İnsanların seçim sandığına gitmesi zor. Okullar tatil. İnsanlar tarlada, yaylada. Mecburi bir seçim olur ama iradi bir seçim olmaz. AK Partiye de yaramaz. AK Parti seçmeni açısından da ideal bir zaman değildir yaz ayları. Kampanya zor olur. Bugün güneşin altında Gaziantep’te yandık. Genel Başkanların sağlık durumu önemlidir.

45 gün içinde altılı masa seçime hazır hale gelir mi?

Erken seçim olursa Kasım’da olur diye bir varsayımımız var. 2018 seçimini unutmayalım Haziran’da yaptılar. O zaman 62 günde seçimi yaptılar. Tayyip Bey’in seçim olacak demesi, TBMM’nin onaylaması 62 günde bitti. Acele bir ortay aday çalışması oldu ama BAŞARILI olamadı, çok sıkıştı. İttifak kuruldu ama bir sayfalık metinde ancak uzlaşıldı. Cumhurbaşkanı adaylarının imzası yoktu. Cumhurbaşkanı adayları o yüzden çıkıp farklı farklı konuştular. Altılı masanın varlığı, sürekli işbirliği ve diyalog seçimi olası bir baskın seçimde hızlı mobilize edebileceğini gösteriyor bize. İlk defa altı genel başkan toplansaydı uzlaşma zor olabilirdi. Biz her toplantıda birbirimizi daha iyi anlıyoruz, diyalogumuz gelişiyor. Arkadaşlarımız birbirini daha iyi tanıyor. Altılı masa çalışması yokken genel başkan yardımcılarımız çok bilmezdi birbirini. Şimdi bakıyorum genel başkan yardımcıları arasında sosyal ilişkiler gelişiyor. Daha çok oturuyorlar, çay içiyorlar. Sosyal ilişkileri bu genel başkan yardımcıları arasında bayağı yoğunlaştırdı. İnsanlar birbirini daha iyi tanımaya başladı. Sıcak zemin, hızlı bir işbirliği mekanizması olarak daha rahat işletilebilir. Hiç olmamasından iyidir. Aceleyi de anlıyorum ama biz gerçekten gayret ediyoruz.

6’lı mutabakat içinde ortak hareket etme konusunda refleks oluştu dediniz. Ekonomi konusunda da böyle bir ihtiyaç görüyor musunuz? Böyle bir mutabakat gerekliliği görüyor musunuz?

İster ekonomi olsun, ister dış politika, eğitim, göç gibi böyle önemli konular olsun, biz bu konuların hepsinin 6 siyasi parti tarafından ortak çalışılması gereken konular olduğunu hep söylüyoruz. İlk 12 Şubat toplantımızda da söyledim, Mart sonunda benim ev sahipliği yaptığım toplantıda söyledim, Nisan ayında Demokrat Parti’nin ev sahipliğinde yapılan toplantıda da söyledim. Birçok alanda ortak çalışma gerekir ilkeler ve hedefler arasından bir söylem birliği gerekir diye de hep söyledim. Bu bizim parti olarak da görüşümüz. Ve bütün eylem planlarımızda, şimdiye kadar açıkladığımız her şeyi 6’lı masaya koymaya da hazır olduğumu söyledim. Diğer partiler de çalışmalarını koyarlar, o çalışmalar ortaklaştırılmaya çalışılır. Ortak payda bulunduğu anda da o ortak payda da ortak söylem olur. Mesela ekonomi diye sorduğunuz için söylüyorum; Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda farklı düşünen parti var mı, yok. O zaman bunu çıkıp açıklayalım, Merkez Bankası bağımsız olmalı diyelim mesela. En az 10 tane, 20 tane en az biz başlık buluruz. Bu 10 tane, 20 tane ana başlığı söylediğiniz zaman da işin yüzde 80-90’ını bir çerçeve içerisine koymuş olursunuz.

'ULUSLARARASI YATIRIMCILAR PROJEKTÖRLERİ BİR SONRAKİ HÜKÜMETİN EKONOMİ POLİTİKASINA ÇEVİRMİŞ DURUMDA'

Kaldı ki son dönemlerde bizim artan bir tempoyla, zaten partimiz kuruldu kurulalı hep devam ediyor ama uluslararası yatırımcılarla çok yoğun bir görüşme trafiği var bizim. Daha son 1 ay içinde toplantı bir toplantı yaptık, 100’den fazla fon yöneticisi katıldı. Dünyanın en büyük fonları bunlar. Yani 100 taneyi toplayın, korkunç bir rakam ediyor yönettikleri para açısından. Dünyanın en büyük bankası, dünyanın en büyük fonu münferiden geldi gitti son 1 ay içerisinde. Dünyanın en büyük bankanın risk yönetiminin başındaki kişi çıktı geldi, neler neler soruyorlar, her şeyi didik didik ediyorlar. Ağırlıklı olarak soruları artık mesela geçen seneyle bu senenin farkı, yeni yönetimin ekonomi politikasını soruyorlar artık. Mevcut yönetim artık bitiyor, bunu görüyorlar. Dolayısıyla bütün yatırım planlamalarını, Türkiye’de yapılacak iş planlamalarını artık yeni kurulacak hükümetle ilgili sorular sorup, öyle belirlemeye çalışıyorlar. Ben bunu 2001’de yaşamıştım, 2002 seçimlerinde hatta. Yani o dönem üçlü koalisyon kriz derken, bizim yaptığımız temaslarda o zaman AK Parti belli ki iktidara yürüyordu. Ve bizim ekonomi politikamızı herkes çok soruyordu o zaman. Hatırlarsanız, ben o zaman ben İstanbul’da, Boston’da, Newyork’ta Londra’da roadshowlar yaptım, finans evleriyle buluştum. Dedim ki bizim partimizin resmi politikası budur, eğer seçilirsek yapacaklarımız budur. Ve onlar çok etkili oldu. Dolayısıyla bir seçildiğimiz ve işe başladığımız zamanda da böyle sıfırdan başlamadık, bayağı belli bir irtifadan hemen uygulamaya başladık hazırlıklarımızı. Şu anda aynı ortamı ben aynı ortamı seziyorum. Yani gelip gidenlerden, aynı o 2002 seçimlerine doğru giderkenki ortamı bu yatırımcılardan aynen seziyorum. Hatta ben yetişemediğim zaman bizim İbrahim Çanakçı görüşüyor. Geçen en son pazartesi, o da en büyük ikinci fonu dünyanın. Bizim tam başkanlık kurulu toplantısında, ben başkanlık yapıyorum, bari sen konuş dedim ve konuştular. Dolayısıyla artık uluslararası yatırımcılar projektörleri bir sonraki hükümetin ekonomi politikasına çevirmiş durumda. O noktada biz eğer seçimden sonra nasıl bir ekonomi politikası uygulanacağı konusunda yeterli güveni oluşturamazsak, o zaman yazık olur.

Böyle bir şey gerekiyor diyorsunuz yani?

Bence şart ve yapmamız gerekiyor. Başka türlü güven oluşturmakta güçlük çekeriz. Ortak cumhurbaşkanı adayı da çok güçlük çeker. Herşeyi soracaklar, ne diyecek? Mesela özelleştirmeyi soracaklar değil mi ne yapacaksınız diye? Yap İşlet Devret’leri soracaklar, ne yapacaksınız diye. Şimdi ortak aday ne desin? Mesela şu anda bir ortak adayımız olsa, herkes yığılacak soracak, ne desin, diyeceği hiçbir şey yok yani. Ya bilmiyorum, sormam lazım diyecek. E ben bilmiyorum, sormam lazım, diyen bir cumhurbaşkanı adayı ile nasıl seçime gideceksiniz yani? Ben bilmem partiler bilir gibi yani… Olmaz yani. Bizim oraya kararlı, güçlü, ortak çalışılmış, her şeyi ile donanmış, brifinglerini almış, 6 partiyle düşüncesi örtüşmüş bir adayla yürüyüp devam etmemiz lazım seçime. Eğer ortak aday olacaksa, olmayacaksa zaten o zaman başka bir şey."