MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi.

Konya'nın Meram ilçesinde aynı aileden yedi kişinin yaşamını yitirdiği silahlı saldırıya ilişkin Bahçeli, "Bir yanda yangınlarla kesintisiz ve kıyasıya mücadele edilirken diğer yanda toplumsal şiddet dalgasının yükselişi, bilhassa Konya’nın Meram ilçesinde bir aileden 7 kişinin acımasızca katledilmesi doğal olarak ülke gündemini sarsmıştır. Lanetlediğimiz bu cinayetin bir anda milletimizin sinir uçlarıyla oynayan bir muhtevaya tahvil edildiği de ortadadır" dedi. 

“AHLAK DIŞI BİR UYDURMA”

Orman yangınlarında olası yapılaşma kaygılarının dile getirmesini eleştiren Bahçeli, "Turizm kentlerindeki orman alanlarının betonlaştırmak için yakıldığını, bu maksatla da Turizm Teşvik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını iddia etmek, akıl ve ahlak dışı bir uydurmadır. CHP Genel Başkanı’nın İP Başkanı'na benzer şekilde, yanan orman sahalarına 'bir tuğla koyarsanız beni çiğnemek zorunda kalırsınız' sözü saptırma olduğu kadar tehlikeli bir aldatmadır" değerlendirmesini yaptı.

Yurttaşların, sosyal medyada orman yangınlarına ilişkin “küresel çağrı” mesajları yayınlamalarına ise "Orman yangınları münasebetiyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması, Türkiye’yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye, büyük ve güçlü bir ülkedir" yorumunu yaptı. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

“FELAKETE DİRENÇ GÖSTERİLMESİ TARİFSİZ ÖNEMDE

28 Temmuz 2021 tarihinde Antalya’nın Manavgat ilçesinde dört ayrı noktada başlayan, ardından yaklaşık 30 ilimizde vasat bulan orman yangınları milletimizi derinden üzmüştür. Bundan mülhem 8 insanımız hayatını kaybetmiş, binlerce hektarlık orman alanı içindeki orman canlılarıyla birlikte yanmıştır. Marmaris yangınıyla mücadele edenlere motosikletiyle su taşıyan 25 yaşındaki Şahin Akdemir evladımızın alevler içinde kalarak hayata veda etmesi bir başka acı olarak yüreğimize kazınmıştır. 62 yerleşim yerinin ve 26 bin vatandaşımızın tahliyesi sağlanmıştır. Bu kapsamda Adana, Antalya, Muğla, Mersin ve Osmaniye afet bölgesi ilan edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün imkanları harekete geçirilmiş, yangına her saha ve muhitte fedakarlıkla karşı konulmuştur. Böylesi dönemlerde milli birlik ve yardımlaşma duygumuzun canlı tutulması, aklıselim ve kalbi selim bir tutumla felakete direnç gösterilmesi tarifsiz önemdedir.

AYIPLI VE HASTALIKLI

Türk milleti neşe ve sevinçte bir olduğu kadar acı ve tasada da birdir ve beraberdir. Orman yangınlarını siyasi ranta çevirmek için tetikte bekleyen, ülkemizin bugünkü kırılgan ve nazik ortamını sömürmek için ortam kollayan fırsatçıların derin bir gaflet ve sorumsuzluk girdabına kapıldıkları esefle görülmektedir. CHP ve İP Genel Başkanlarının açıklamaları ne vatan ne millet sevgisiyle ne de siyasi etik ve erdemle bağdaşmayacak kadar ayıplı ve hastalıklıdır. Türkiye’nin zor günlerinde yangından nemalanma rekabetine tevessül etmek, bununla da yetinmeyerek iktidara muhalefet ediyorum derken felaketle kol kola girmek namertliktir. Bu namert ve nankör siyaset anlayışı, zillete düşen muhalefet partileri açısından kaygı ve utanç verici bir rezalettir.

TEHLİKELİ BİR ALDATMA

Turizm kentlerindeki orman alanlarının betonlaştırmak için yakıldığını, bu maksatla da Turizm Teşvik Kanunu’nda değişiklik yapıldığını iddia etmek akıl ve ahlak dışı bir uydurmadır. CHP Genel Başkanı’nın İP Başkanına benzer şekilde, yanan orman sahalarına 'bir tuğla koyarsanız beni çiğnemek zorunda kalırsınız' sözü saptırma olduğu kadar tehlikeli bir aldatmadır. Görülüyor ki, Türkiye’nin planlı bir kaos sürecine sokularak toplumsal mukavemetinin zayıflaması, sosyal ve ekonomik direncinin zaafa uğraması hedeflenmektedir. Bu yolla da her türlü dış tesir ve telkine açık olması, nihayet müdahale edilebilir bir kıvama gelmesi üst bir akıl tarafından kurgulanmaktadır.

TÜRKİYE BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR ÜLKE

Orman yangınları münasebetiyle, maksadı menfur ve melun bir kısım sosyal medya hesaplarından yabancı ülkelere çağrı yapılarak yardım taleplerinin yoğun olarak gündeme taşınması Türkiye’yi aciz ve muhtaç bir ülke gösterme sinsiliğinin şifreli mesajı olarak değerlendirilmelidir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Her türlü felaketle de başa çıkabilecek muktedirliğe ve muvaffakiyete hamd olsun ziyadesiyle haizdir. Ancak bunu hazmedemeyen çevrelerin devletin haysiyet ve hükümranlığını masumiyet pozları vererek tartışmaya açma çabası basit bir kurnazlık, ucuz bir kara kampanyadır.

MERAM'DA BİR AİLEDEN 7 KİŞİNİN ACIMASIZCA KATLEDİLMESİ ÜLKE GÜNDEMİNİ SARSTI

Bir yanda yangınlarla kesintisiz ve kıyasıya mücadele edilirken, diğer yanda toplumsal şiddet dalgasının yükselişi, bilhassa Konya’nın Meram ilçesinde bir aileden 7 kişinin acımasızca katledilmesi doğal olarak ülke gündemini sarsmıştır. Lanetlediğimiz bu cinayetin bir anda milletimizin sinir uçlarıyla oynayan bir muhtevaya tahvil edildiği de ortadadır. İki aile arasında yaklaşık 10 yıldır süren bir husumeti Türk-Kürt ihtilafıyla tavzih etmeye çalışan odaklar milli birlik ve beraberliğimizi dinamitlemek için alçakça devreye girmişlerdir. HDP’nin, Türk Tabipleri Birliği’nin, hatta CHP’nin, hiç alakası olmadığı halde bu kanlı olayı ırkçı saldırı olarak afişe etmeye kalkışması korkunç bir provokasyon olarak karşımıza çıkmıştır.

SAVCILARIN DERHAL HAREKETE GEÇMESİ BEKLENTİMİZDİR

Ormanlarımız yanarken kardeşlik bağlarımızı da tutuşturmak için etnik kundakçılık yapanlar husumet cephesinde eşgüdüm halinde buluşmuşlardır. HDP’nin bir eş genel başkanı tarafından ileri sürülen, ‘Kürt halkına sistematik katliam politikası izleniyor’ iddia ve ifadesi alenen halkı kin ve düşmanlığa kışkırtan şerefsiz bir bühtan olarak öne çıkmıştır. Her kelimesinde suçun unsurlarını barındıran bu onursuz açıklama karşısında Cumhuriyet Savcılarının derhal harekete geçmesi adalet ve ahlakın itibarı gereğidir ve bizim de akut bir beklentimizdir. Orman yangınlarını üstlenen ve PKK’nın bir aparatı olan 'Ateşin çocukları inisiyatifi' isimli iblis beslemelerine itiraz etmeyenlerin, ses çıkarmayanların; barışın, dostluğun, sevginin, kardeşliğin ve dayanışmanın şehri Konya’da kardeş kavgası çıkarmak için kuyruğa girmeleri Türkiye’ye ihanettir.

CHP NE YAPARSA YAPSIN

Kürt kökenli kardeşlerim, Türk milletinin sevdalıları, eşit ve ebedi mensuplarıdır. Hiçbir tahrik ve tacize kapılmayacaklarına dair inancım tamdır. Yangın afetlerinin yaşandığı bölgelerde her kardeşimin ne kadar zor olsa da sağduyu ve soğukkanlı davranış sergilemesi safiyane ve samimi dileğimdir. PKK’nın hıyanet ve melaneti Kürt kökenli kardeşlerime asla teşmil ve tevzi edilemeyecektir. Bu ülke bizimdir, Türkiye 84 milyonun tamamının şeref ve namus mihveridir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye Türk milleti büyük bir ailedir. Kaynaşma ve kucaklaşma hasletleriyle her müşkülatın üstesinden gelinecektir. CHP ne yaparsa yapsın, bölücü ve terörist HDP neyi söylerse söylesin, Türk milletinin muazzam ve müessir varlığı felaketleri göğüsleyecek, gerginliği yumuşatacak, gerilimi yatıştıracaktır. Orman alanlarımız eskisinden daha da gür ve güzel olacaktır.

BİN PİŞMAN OLACAKLAR

Konya Meram’da cinayete kurban giden ve orman yangınlarında hayatlarını kaybeden aziz vatandaşlarımıza, diğer yandan Antalya’da gencecik yaşta vahşice katledilen Azra Gülendam Haytaoğlu kızımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, tedavi gören vatandaşlarımıza da şifalar niyaz ediyorum. Ağacımızı yakanlar analarından doğduklarına bin pişman olacaklardır. Türk milleti, Türk devleti ve MHP buna kararlıdır.”