Kabaş'ı görmek amacıyla Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na giden Erimhan ve Berk, görüşme sonrasında açıklama yaptı. 

“Sedef Kabaş hanımefendiyi ziyaret ettik. Genel Başkanımız Hüseyin Baş'ın selamlarını ilettik. Kendileri de çok memnun oldular” diyen İbrahim Berk, sözlerine şu şekilde devam etti: "Sedef hanım, ‘Ben önce cezalandırıldım, şimdi niçin cezalandırıldığıma dair bir yargılama yapılacak’ dedi." 

'BURADA YATAN BİR ANNE, BİR KADIN, BİR GAZETECİ'

Erimhan ve Berk, “Maalesef biz de hukukçu olarak son 20 yıldır Türkiye'de hep gözlemliyoruz. Tutuklama cezalandırma aracı olarak kullanılıyor.  Cumhurbaşkanına hakaretle ilgili açılan davaların üçte biri ancak mahkumiyetle neticeleniyor. Bir mahkumiyet, bir ceza gerektirip gerektirmediğine bakılmaksızın önce tutuklama kararı verilmesi AİHM kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, hukukumuza, ceza yasalarına aykırıdır. Bir gözdağı, bir korkutma aracı olarak tutukluluk kararının verilmesi çok ciddi mağduriyetlere sebep oluyor. Sonuçta burada yatan bir anne, bir kadın, bir gazeteci” şeklinde konuştu.

SİYASİLERE HOŞGÖRÜ MESAJI 

Siyasilerin eleştiriler karşısında hoşgörü sahibi olması gerektiğini ifade eden Berk şu örneği verdi; “Stalin'e bir gün muhafızı koşarak geliyor, 'Efendim bir kişiyi yakaladık' diyor. Stalin, ‘Niye yakaladın’ diye soruyor, o da , ' Efendim bu, diktatör diye bağırıyordu' diyor. Stalin O kişiye dönüyor ve 'Sen kime diktatör dedin' diye soruyor. O kişi de , 'Efendim ben Hitlere diktatör dedim' diyor. Stalin de hemen dönüyor muhafızına, ' Niye yanlış anlıyorsunuz' diyor. Bu kadar hoşgörüyü Türk milletinin karşısında iktidarlar sergilemelidir.”

“SEDEF KABAŞ, SİYASETEN ESİR GİBİ TUTULDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR”

BTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan ise, “Sedef hanımın morali yerinde ama bir insan var orada. Talimatlarla yürütülmemesi gereken, hürriyetten yoksun bırakmak bir insanı bu çağda O'na verilebilecek en büyük ceza. 15 gün sonra tutukluluğuna itiraz için yeniden bir başvuru yapılacak. Adaletle özgürlüğüne yeniden kavuşturulmasını diliyoruz.” dedi. 

Sedef Kabaş’ın kendisinin siyaseten esir gibi tutulduğunu düşündüğünü ifade eden Erimhan, “Siyaseten kendisinin orada esir gibi tutulduğunu ama bunun anahtarının hukukla açılamayacağını, bugünkü koşulların dayatması nedeniyle hukukun yeterli olamayacağını ama siyasetin kendisini özgürlüğe kavuşturacağını söyledi. Toplumun da gerçek anlamda hürriyet ortamında parlamenter demokrasiyle ve bütün partilerin bir demokrasi bayrağı altında buluşarak ancak mümkün olabileceğini söyledi” şeklinde konuştu.