Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) İstanbul il kongresi  yoğun katılımla gerçekleştirildi. Fuat Şengül’ün yeniden il başkanı seçildiği kongreye çok sayıda siyasi partinin temsilcileri de katıldı.

Sinevizyon gösteriminin de yapıldığı kongrenin onur konuğu BTP lideri Hüseyin Baş’tı. BTP lideri konuşmasına Ayasofya Camii’nde Atatürk için yaptıkları mevlid başvurusunun reddedilmesine değinerek başladı. Hüseyin Baş, şunları söyledi;

Öyle bir durumdayız ki şunu da soramıyoruz; sen kimin mekanından kimi kovalıyorsun. Halbuki en çok ona yakışmaz mıydı orada mevlid okunması.

Biz bunu Gazi Mustafa Kemal’in hayatında da gördük. Ayasofya Camiinde 70 bin hemşehrinin katıldığı bir mevlid organize ediyor ve bunu radyolardan canlı yayınlatıyor. Yani Orada mevlid okutma adetini başlatan da Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

İstanbul 4.5 yıl işgal altında kalmış bir şehir. Galata Kulesi’nde 4.5 yıl İngiliz bayrağı sallandı. Bu İstanbul’un birinci Fatihi Fatih Sultan Mehmet Han ama bu İstanbul’u işgalden kurtarmış ikinci Fatihi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bunu da onlara öğreteceğiz hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

'FAKİRLEŞTİRMEYE YÖNELİK BİR POLİTİKA İZLİYORLAR'

Hükümet yetkilileri Japon Yeni’ni örnek vererek doların 13 lira olmasını adeta aklamaya çalışıyorlar.” dediği konuşmasına şu şekilde devam etti, “6 ay önce IBAN yoluyla cebinizdeki paraları alırlardı şimdi iki çift laf ediyorlar, döviz alıyorlar, cebinizdeki parayı bu şekilde iç ediyorlar.

Buna da ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ diyorlar. Hedeflerinde ve planlarında ihracatı yükseltip cari açığı kapatmak olduğunu ben daha önce söylemiştim. Bunlar bunu o zaman dillendirmiyorlardı. Şimdi hepsi ‘Bakın göreceksiniz cari açığımız kapanacak , ihracat artacak’ diyor.

Bakın bu kırmızı kaplı kitap Milli Ekonomi Modeli’nde ne yazıyor?  Bu kitapta , ‘Ülkeler ihracatlarını artırarak cari açıklarını düşüreceklerini sanırlar, halbuki yabancı sermayenin ihracatı ülkenin cari açığına hiçbir katkı sağlamaz’ yazıyor.

Bugün baktığınızda ülkemizin en ciddi ihraç kalemi nedir? Otomobil. Otomobil bizim bütün parçalarını, teknolojisini ithal ettiğimiz daha sonra çıkıp ihraç ettiğimiz üründür. Daha sonra bir de araba ithal ediyoruz.

Bunu şuna benzetiyorum; Arog filminde Arif, ‘Ceku çocuğumuzu Gora’da dünyaya getirelim oradan bir daha dünyaya mı getirelim’ diyor ya… Biz de malı önce yolluyoruz sonra geri getiriyoruz. Bunun gibi birşey. Yani ekonomik anlamda tamamen safsatadan, saçmalıktan ibaret ve sizleri bizleri fakirleştirmeye yönelik bir politika izliyorlar.

Bakın her şeyimiz özelleştirildi, şeker fabrikalarımız, devletin kurduğu bankalar, kağıt fabrikalarımız, çimento fabrikalarımız, madenlerimiz herşeyimiz özelleştirildi. Şimdi ben yetkililere soruyorum; sen bu ASELSAN’ı özelleştirir misin, TUSAŞ’I özelleştirir misin, Niye benim bu kadar kıymetli servetimi özelleştiriyorsun?

Bir yayın organı 750 milyon dolar banka kredisi aldı ve başka bir yayın organını satın aldı. Şimdi ben buradan söylüyorum, ben yarın Ziraat Bankası’na gideceğim 750 milyon dolar kredi isteyeğim, Baykar Holding’in SİHA yaptığı fabrikaya talibim.

Oradan ben krediyi alacağım…  O fabrikayı bana ver. Sen 50 milyon dolara tank- palet fabrikasını Katar’a satmadın mı?   Yerdeki savaş malzemesi havadaki savaş malzemesinden daha mı kıymetsizdi?

Hüseyin Baş:

©  Foto: BTP Basın Bülteni

'VATANDAŞA FAİZSİZ KREDİ VERİN'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz açıklamalarına da değinen BTP lideri Hüseyin Baş, şunları söyledi;

Yetkilier faizin haram olduğunu yeni öğrenmiş. 20 senedir sanki ülkeyi ben yönetiyorum, sanki televizyonlara çıkıp , ‘Çocuğuma krediyle gemicik aldım’ diye ben diyorum… Bugün de çıkmışlar , ‘Faiz haram’ diyorlar. E günaydın arkadaşım. Haydi delikanlıysan, hodri meydan diyorum; Vakıfbank, Ziraat Bankası, Halk Bankası devletimizin bankaları.

Halkbank’ın önünde, ‘Önce halkız sonra banka’ yazıyor. Sen bu bankalarla benim çiftçime, asgari ücretlime, işçime, esnafıma sıfır faizle kredi ver. Elinden tutan mı var. Bu bankalar 750 milyon dolar krediyi elin oğluna verip parasını geri almazken iyi, bir tane ünlünün ’10 milyon lira kumar borcunu kredilendirip yardım ettik’ derken iyi ama vatandaşa gelince yüzde bilmem kaç faizle şunu alacaksın…

Yahu elinden tutan yok hükümet senin, kimsenin lafını dinlediğin de yok, şu millete faizsiz krediyi ver.

“HERHALDE EKONOMİK KURTULUŞU BU MİLLETE KARŞI YAPIYORLAR”

Enflasyon yüzde 19 ama yeniden değerleme oranı yüzde 36.  Ben Mersin programında, ‘Sayın Cumhurbaşkanı TÜİK enflasyonu yüzde 19 açıklıyor, o zaman yeniden değerleme oranını yüzde 19’un üzerinde açıklamayacaksın, anlaştık mı’ dedim.

Ben anlaştığımızı varsayıyordum. Bugün açıklamışlar yüzde 36. Yani öyle kandırmacanın içindeyiz ki, uyutuluyoruz.

'PLANLI BİR SOYGUNDUR'

Bugün yaşadığımız ekonomik tablo planlı bir soygundur. Bunu ekonomik bir gerekçeye oturtmak cehaletten öteye hiçbir şey değildir. Şu milletin cebindeki 100 lirası bir gecede 50 liraya düştü.

Evinize bir hırsız girse cebinizdeki 50 liranızı alıp gitse emniyeti ayağa kaldırırsınız. Bundan 1 hafta önce 1 gecede yüzde 50 fakirleştik ve buna ekonomik kurtuluş savaşı diyorlar. Herhalde bu kurtuluşu bu millete karşı yapıyorlar.

©  Foto: BTP Basın Bülteni

'BAE İLE OTURUP KALKARSAN DOĞU AKDENİZ’İ KAYBEDERSİN'

Şimdi Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) bir tanesi geldi, davul zurnayla karşılandı. Düne kadar neler söylendiğini bütün basında çarşaf çarşaf gördünüz. Ben size farklı bir bakış açısıyla bir şey söyleyeceğim.

Bu Türkiye’nin dış politikasını ilgilendiren bir husus. Sen BAE ile oturup kalkarsan Doğu Akdeniz’i kaybedersin. Ama sen Suriye ile Esad ile oturursan, Mısır ile oturursan Doğu Akdeniz’i kazanırsın.

Şimdi bu vatanın ihtiyacı olan bu BAE’den gelecek 10 milyar dolar mı, yoksa benim hakkım olan Doğu Akdeniz mi? Sen buna dış politika mı diyorsun?”

Bu ülkenin Türkünü Kürdünü,  Lazını Çerkesini , Alevisini Sünnisini, sağcısını solcusunu… Tamamını bir araya getirebilecek tek duruş Bağımsız Türkiye duruşudur.