Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile buluştu ve Kabil meselesini konuştu. Çavuşoğlu, Kabil ile ilgili kararı şartlara göre vereceklerini söyledi.

Zeyrek'in bugünkü yazısı şöyle:

Sözcü'nün dünkü nüshasında yayınlanan yazımda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun “Taliban'ın mesajlarını olumlu karşılıyorum” mesajından yola çıkarak Taliban'la hiçbir şekilde müttefiklik ilişkisi kurulmaması gerektiğini yazmıştım.

Bakan Çavuşoğlu'yla dün telefonla görüştük. İlk olarak bu cümlenin önü ve arkasının çıkarılarak bağlamından koparıldığını söyledi.

“Biz Taliban'ın ideolojisini falan savunmuyoruz” dedi ve ekledi:

“Biliyorsunuz, ülkede fiili bir durum var. Yabancı misyonlarda da bir panik. Ben Taliban'ın mesajları derken, Afgan halkı ve yabancılar için söylediklerini kastettim. Birçok yabancı ülke de benzer şekilde o mesajları olumlu bulduğunu ilan etti.”

Hazır Sayın Çavuşoğlu'nu yakalamışken, Afganistan'daki son durumu da sordum. Dışişleri Bakanlığı kriz pik yapmadan ülkedeki diplomatları bir yerde toplamış. Kabil'de bulunan asker de hâlâ konumlarını koruyor.

Bakan Çavuşoğlu hem diplomatların, hem Mehmetçiğin, Afganistan'daki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tahliyesi için seferber olduğunu anlattı. Tahliyelerin devam ettiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, başka bir detaya daha dikkat çekti: “Yabancı meslektaşlarım da ülkedeki vatandaşlarının tahliyesi için bizi arıyor. Mehmetçik, havaalanının kontrolünü sağlayarak onların da tahliyesine destek oluyor.”

Bazı vatandaşların, iş adamlarının ülkeden ayrılmak istemediğine de dikkat çeken Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Havaalanının çalışır olması için çaba gösteriyoruz. Çünkü önceliğimiz vatandaşlarımızın tahliyesi. Amerikalılar da tahliyelere destek için asker gönderdi. Ancak hâlâ havaalanı çevresinde pistlere girmeye çalışan insanlar var ve zaman zaman akın edercesine geliyorlar.”

Peki son NATO toplantısında alınan karar gereği Kabil Havaalanı'nın güvenliğini sağlamak için var olanlara ek olarak Mehmetçik gidecek mi?

Bunu da ilk elden Çavuşoğlu'na sordum. O da şu yanıtı verdi:

“Biz NATO'da konuyu konuştuğumuzda koşullar farklıydı. Şimdi fiili durum nedeniyle yeni şartlar ortaya çıktı. O nedenle ilk konuştuğumuz noktada değiliz. Şimdilik önceliğimiz vatandaşlarımızın tahliyesi. Afganistan'ın geleceğine karar vermek üzere toplanan müzakere heyetini yakından takip ediyoruz. Nasıl bir yönetim oluşacağını takip ediyoruz. Bütün taraflarla görüşüyoruz. Ortaya çıkacak yeni koşullara göre Kabil'de kalıp kalmayacağımıza, asker gönderip göndermeyeceğimize yeniden karar vereceğiz.”

Ben bu satırları yazdıktan bir süre sonra, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'le birlikte Bodrum'da yangın felaketinin vurduğu Mazı'ya geçtik. Gündem, yangın felaketinin sonuçları ve telafisiydi ama Akşener, Afganistan konusundaki sorularla da karşılaştı. Her şeyden önce göç akınının engellenmesi gereğine dikkat çeken Akşener, Mehmetçiğin Kabil'de kalması konusunda da şunu söyledi:

“Yeni birlikler bir yana, Kabil'deki Mehmetçik derhal çekilmelidir.”

Gördüğüm kadarıyla sadece Akşener'in değil, muhalefetin tamamının görüşü benzer.

Hükümet de Taliban'ı “öngörülebilir” bir muhatap olarak görmüyor ama Afganistan'la ilgili gelişmelerin de dışında kalmak istemiyor. Bu nedenle Taliban da dahil bütün gruplarla temas kurulmuş.

Akşener, asker gönderme tezkeresinin TBMM'de görüşülüp iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Hükümet bunu yapmayabilir.

Ancak daha önce de yazdığım gibi, konunun TBMM'de özel bir oturumda konuşulmasında yarar var. Aksi halde gelecek dönemde bir de Afganistan yüzünden bedeller ödeyebiliriz