Denizli'nin Bozkurt Belediyesi'nde çalışırken 9 yıl önce kaza geçiren Mehmet U. mahkemeye başvurdu.

600 BİN LİRA TAZMİNAT

Yıllarca süren dava 15 ay önce sonuçlanırken mahkeme belediyenin eski çalışana 600 bin lira tazminat ödemesine hükmetti.

TAKSİTLİ ÖDEMEYİ REDDETTİ

Ancak Bozkurt ilçesinde muhtar olduğu iddia edilen Mehmet U.'nun, belediyenin tazminatı taksitli ödeme teklifini reddederek tek seferde ödenmesini talep ettiği öne sürüldü.

MAKAM ARACI VE MOBİLYALAR HACZEDİLDİ

Bunun üzerine belediyeye gelen haciz memurları, Belediye Başkanı Birsen Çelik'in makam aracını ve makamında bulunan mobilyaları haczetti.

BELEDİYE BAŞKANINDAN AÇIKLAMA

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Sevgili hemşerilerim, değerli dostlarım. Şimdi size, siyasi hırs ve kötü niyetin, bir ülkeyi ne hale getirdiğinin özetini anlatacağım.
Şimdiki Hamidiye Mahallemiz Muhtarı Mehmet Uygun, bundan 9 yıl evvel, Sn. İbrahim Arda’nın Ak Parti’den başkan olduğu dönemde talihsiz bir kaza yaşıyor ve belediyeyi mahkemeye veriyor. 15 ay evvel dava sonuçlanıyor ve Mehmet Bey yaklaşık 600 bin TL’lik bir tazminat kazanıyor. 
Devlet kurumları devamlılıkla yürür. Bunun sorumluluğu ve bilinciyle Mehmet Bey’e gittik. Ödemeler konusunda uzlaşalım, taksite bölelim ve ödeyelim dedik. Bir yıl önce anlaştık ve anında 100 bin TL ödeme yaptık. Fakat sonrasında ne olduysa bir gün bizi bir avukat aradı ve “Anlaşma yok. Paranın hepsini hemen tek seferde istiyoruz” dedi. Neye uğradığımızı şaşırdık. Ardından Mehmet Bey’e gittik. Üç arazimiz var. Bedeli karşılar, onları verelim, cevap: HAYIR! Belediyemizin pazaryerinde çok değerli bir dükkanı var, 400 bin TL değerinde. Onu verelim. Kalanı da nakit ödeyelim, cevap: HAYIR! Tamam, hepsini nakit ödeyelim. Fakat biz küçük bir belediyeyiz. Tek seferde bu kadar yüklü bir parayı vermek bizi zora sokar. 4 takside bölüp ödeyelim, cevap: HAYIR!


Anlaşıldı ki niyet çok başka. Bugün, avukatla birlikte belediyemizi icraya geldiler. Makam koltuğumu aldılar. Bir de misafir sandalyelerini. Sonra gözlerini duvardaki Atatürk portresine diktiler. “Onu da istiyoruz. Onu da alalım!” dediler. İşte orada niyeti anladık: “Bu çerçevenin maddi değeri 10 lira, bunu alarak mı borcu kapatacaksınız! Hiçbir kuvvet bu portreyi bu duvardan indiremez” dedik. İndirtmedik. Ardından duyduk ki, “Başkan’ın koltuğunu aldık” diye yaygara koparmışlar. En başından bu yana tasarlanan plan buydu. Zira bu işi yapanların hepsinin siyasi kimliğini, nerede yönetici olduklarını zaten biliyoruz. Biz borcu reddetmedik. Bizim dönemimizde olmamış, niye ödeyelim gibi devlet geleneğine aykırı bir şey söylemedik. Uzlaşalım diye aylarca didindik. Ancak sizin derdiniz “Başkanın koltuğunu almakmış…”


Vatandaşlarımızın şunu bilmesi çok öenmli: Belediyemizde haciz edilebilecek onca arazi, dükkan ve araç varken, neden sadece makam koltuğu, makam arabası ve Atatürk portresini almak istediler? Eminim hepiniz şu an niyeti anlamışsınızdır… 
Böylesine nezaket dışı ve kötü niyetli hacze gelenlere söylemek istediğim şudur: Seçimle alamadığınız bu koltuğu alın sizin olsun. Güle güle oturun. Makam aracımı aldınız. Güle güle kullanın. Kazasız belasız olsun… Peki, fikirlerimizi ne yapacaksınız? Baş edemediğiniz sevgimizi, merhametimizi, hizmetlerimizi, projelerimizi, düşüncelerimizi ne yapacaksınız? Şimdilik tatmin ettiğiniz bu aciz egonuz, sanıyor musunuz ki milletimizden itibar görüyor?
Her türlü zorluğa göğüs germiş Bozkurt’un kızı, ablası, annesiyim ben. Bu mu beni yıldıracak? Cidden mi? Vatandaşlarımız neyin ne olduğunu, bu yapılanların hangi amaçla yapıldığını bilmez mi sanıyorsunuz? Rabbimden sizin için merhamet diliyorum. İçinizdeki öfkeyi, kini alsın, ruhunuza sevgi eklesin. Sizin için dua edeceğim."