Cumhuriyet’e konuşan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine tüm siyasi partilerin hep birlikte karşı çıkmasının önemli olduğunu ama sonrasında hayal kırıklıkları yaşadıklarını ve 20 Temmuz’u, “sivil darbe” olarak nitelendirdiklerini belirterek şunları söyledi: 

“20 Temmuz günü, dönemin başbakanı Binali Yıldırım, Genel Başkanımızı arayarak, ‘Olağanüstü hal getiriyoruz, kısa sürecek, desteğinizi istiyoruz’ dedi. Genel Başkanımız da “Binali Bey, bırakın birileri de demokrasiyi ve Meclis’i savunsun” şeklinde yanıtladı. O dönemde OHAL’in anlamı, Meclis’in elinde bulundurduğu tüm yetkiyi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu’na bırakmaktı. Tüm siyasi partiler darbenin karşısında durduğu için Meclis’in yetkilerinin elinden alınmasının bir manası yoktu. Resmen bugünün yönetim sisteminin bir provasıydı.

"YETKİYİ MUHALİFLERİ SUSTURMAK İÇİN KULLANDILAR"

Tek kişinin yasama ve yürütme yapabileceği bir sistem. ‘Üç ay için bu yetkiyi alıyoruz ama 1.5 ay içerisinde bırakacağız’ dediler. Fakat birkaç gün eksikle iki yıl sürdürdüler, içine bir referandum ve bir genel seçim soktular. OHAL sürerken, Fethullahçı yapılanmayla mücadele için aldıkları yetkiyi bütün muhalifleri sindirmek, muhalif basını susturmak için kullandılar. Bırakın FETÖ ile alakası olmasını, dünya kadar solcu öğretim görevlisini, gazeteciyi işlerinden ettiler. Dernekleri kapattılar. Adeta 12 Eylül’ün ülkeye ödettiği faturaya benzer bir fatura ödetti 20 Temmuz’dan sonraki OHAL süreci.

"SON DERECE KIZGINIM"

Her darbeden sonra sıkıyönetim olur. Darbeciler başarsaydı sıkıyönetim ilan edeceklerdi. Başaramadılar. Tayyip Erdoğan, OHAL ilan etti ve sıkıyönetim dönemlerini aratmayan bir baskı rejimi inşa etti. ‘Fethullah Gülen’in gelip devletin başına tek adam olarak geçeceği ve hepimize zulmedeceği’ bir düzenden, ‘Tayyip Erdoğan’ın tek adam olarak başımıza geçtiği ve hepimize zulmettiği bir düzen’ ortaya çıktı. Darbe girişiminin başarısız olmasından son derece mutluyuz. Bundan kıvanç, onur duyuyoruz. Fakat 20 Temmuz sivil darbesi konusunda da son derece üzgün, kaygılı ve kızgınım.”