CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “'Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz” sözüne tepki göstererek, “AK Parti, simit-çay hesabıyla yoksulluğu, işsizliği, yolsuzluğu bitireceği vaadiyle 2002’de iktidara geldikten 20 yıl sonra, halkı simitçi tezgâhında yarım-çeyrek simide muhtaç hale getirdi” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ekonomik kurtuluş savaşı veriyoruz” sözlerini yaptığı yazılı açıklamayla değerlendirdi. Türkiye’nin daha önce böyle bir ekonomik kriz görmediğini belirten Toprak, açıklamasında özetle şunları kaydetti:

"BEŞİNCİ KEZ AYNI YALAN"

“AK Parti, simit-çay hesabıyla yoksulluğu, işsizliği, yolsuzluğu bitireceği vaadiyle 2002’de iktidara geldikten 20 yıl sonra, halkı simitçi tezgâhında yarım-çeyrek simide muhtaç hale getirdi. Şimdi ekranlara çıkıp, yüzleri kızarmadan ‘ekonomik kurtuluş savaşı’, ‘dış güçler’ yalanına sarılıyorlar. 2013’ten bu yana, 2017, 2018, 2020 ve şimdi 2021’de beşinci kez aynı yalan! Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle sonuçlandırıp ekonomik bağımsızlıkla taçlandıranların yokluk içinde hem Osmanlının borçlarını ödeyip hem de ülkenin dört yanını şeker, çimento, tekstil, kundura, tank, uçak, kâğıt fabrikalarıyla, tersanelerle, demiryollarıyla donatanların mirasına ve anısına saygısızlık ediyorlar. Kurtuluş Savaşı’nın ve ekonomik bağımsızlığın anlamını bilmeyenler, bu yüce kavramların da içini boşaltıyor.

Milleti faize ezdirmeyeceklerini söyleyenler, 20 yıldır bu ülkenin bütçesinde en büyük payı faize-faizcilere tahsis ettiler. Yalancının mumu yatsıya kadar yandığı için 240 milyarı faize ayırarak aynısını 2022 bütçesinde de yapmaya mecbur kaldılar. İktidar, ülkeyi borca batırıp faize ezdirdiği yetmezmiş gibi, ülkenin varını yoğunu satıp yolları, köprüleri, hastaneleri, havaalanlarını dolara bağlayarak katmerli şekilde dövize ezdiriyor. Çiftçi, sanayici, ihracatçı, imalatçı, saat başı değişen kurlarla eziliyor, kan ağlıyor.

"HÂLÂ DİPLOMASINI HALKTAN SAKLIYOR"

Bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanının diploması bu ülkede tartışılmadı ama ülke ekonomisini enkaza çeviren ekonomist Cumhurbaşkanı, hâlâ ekonomi diplomasını halktan saklıyor, kimseye göstermiyor. Üste çıkmak için de hesap-kitap bilmediğini, yanlış yaptığını, ülkeyi felakete sürüklediğini söyleyenleri ‘mandacılıkla’ itham ediyor. Asıl mandacı, bu ülkenin en değerli varlıklarını Katar Emiri’ne, BAE Şeyhi’ne birkaç milyar dolar için altın tepsiyle sunanlardır. Asıl mandacı, Trump’ın bir telefon talimatıyla bağımsız yargıyı yok sayıp bertaraf eden, ‘Akıllı ol, ekonomini çökertirim’ tehditlerine ses çıkaramayanlardır. Asıl mandacı, Rus uçağını düşürüp ‘Emri ben verdim, gerekirse yine yaparız’ dedikten üç ay sonra Putin’e özür mektubu yazanlardır. Asıl mandacı, ‘darbe finansörü’ dediklerini devlet töreniyle karşılayıp, Türk askerini karşısında esas duruşa geçirenlerdir.

"EN UCUZ EMEKLE ÖVÜNÜYOR"

Asgari ücret pazarlığı başlarken saatlik ücretin 1 doların altına inmesiyle en ucuz emeğin Türkiye’de olmasıyla övünüp, Bangladeş, Çin, Hindistan karşısında ‘rekabet avantajı’ yakalandığını savunmak mandacılık değil mi? Ekonomik kurtuluş savaşı hangi işgal gücüne karşı verilecek? Cumhurbaşkanı açıklasın, düşmanı göstersin, hep birlikte karşı çıkıp mücadele edelim. Halka taneyle sebze, gramla et almayı, 6 ay soğan-ekmek yemeyi tavsiye eden iktidar vekilleri, ekonomik kurtuluş savaşı-dış güçler yalanını yineleyen AK Parti lideri, diğer yandan ‘itibardan tasarruf olmaz’ deyip saraylarda Lale Devri yaşayarak halktan ne kadar koptuklarını, simit-çay hesabını artık unuttuklarını sergiliyor. Halk, her şeyi hafıza defterine yazıp, asıl kendisi mandacı bu zihniyetle sandıkta hesaplaşacağı güne hazırlanıyor.”