Ak Parti lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir iftirayla karşı karşıyayız. Yapılan işlemin adı satış değil, işletme devridir'' açıklamasına tepki gösteren Öztrak "İmzaladığınız bu karar 'Yapılan işin adı Özelleştirme' diyor. Biz de soruyoruz bu iş özelleştirme ise başka kimlerden teklif aldınız? Neden 50 milyon dolarlık yatırım sözü karşılığında Tank Palet Fabrikasını bedava verdiniz?" diye sordu.

SALGINDAKİ BİLANÇO TEPKİSİ

Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:

*Salgındaki vaka sayılarını aylarca saklayarak algıyı yönetmeye çalıştılar. Önlem almadılar. Sarayın kibirli başı, milletimize aylarca; 'Salgınla mücadelede en iyi ülkelerden biriyiz' masalları anlattı. Hatta Türkiye’yi '3 kıtanın sağlık merkezi' yapacaklarını söyledi. Ama sonra mızrak çuvala sığmadı, bir gecede, acı gerçek ortaya çıktı. Günlük vaka sayımız öyle 5-6 binlerde değil, 30 binin üstünde. Vaka sayısında dünyada, 330 milyon nüfuslu ABD’den sonra ikinci sıradayız. Türk Tabipleri Birliği gerçek vaka sayılarının açıklananın hala çok üzerinde olduğunu söylüyor. 

*Ama açıklandığı kadarıyla bile Saray, salgınla mücadelede dünyanın en başarısız hükümetlerinden biri. Sağlık Bakanı vaka sayılarını geriye doğru da açıklayacağını söyledi. Hala ses yok. Salgın bu olağanüstü boyutlara gelene kadar hangi önlemler alındı, kritik vaka eşikleri geçilirken ne yapıldı? Anlaşılan hesap sorulmasın diye, bunları açıklaması, saray tarafından engelleniyor. Sağlık sistemimiz S.O.S veriyor.

"KAYIPLARIMIZIN SORUMLUSU ERDOĞAN'DIR, İSTİFA ETMELİDİR"

*Hükümet milletten sakladığını Dünya Sağlık Örgütü’nden de saklamış. Saray’ın neden olduğu skandal küresel boyuta ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye ile ilgili yaptığı son açıklamada, 'Gerçek vaka sayılarını biz de bilmiyorduk. Bu şekilde devam ederse, sağlık sisteminin, hastane sisteminin çöküşünü yaşayabiliriz' dedi. Nitekim özel hastaneler; 'Stoklarımız tükendi, bizi geçici olarak kamulaştırın' diye isyan etmeye başladı. Fedakâr sağlık ordumuz yorgun ve bitkin. Hastanelerin yoğun bakımları doldu, taşıyor. Bazı hastanelerde sedyelerde bile yer yok. Maalesef yaşanan acı tabloyu bundan daha net anlatacak bir görüntü yok. Hastanelerin girişinde test kuyrukları, gasilhanelerin önünde ise tabut sıraları oluşmuş durumda. Salgında ikinci dalganın geleceği belli miydi? Belliydi. Peki, tüm bir yaz boyunca, ikinci dalgaya hazırlık için ne yaptılar? Koca bir hiç. Vakaları sakladılar, Ağustos böceği gibi saz çalıp, türkü söylediler. Yüzlerce masum vatandaşımızı, Erdoğan rejiminin aymazlığı, iş bilmezliği yüzünden kaybettik. Gerçekler karartılmasaydı, önlemler zamanında alınsaydı, vatandaşlarımızın büyük bir bölümü, belki bugün aramızda olacaklardı. Bu kayıplarımızın, kaybettiklerimizin sorumlusu vaka sayılarını açıklatmayan, önlem almayan Erdoğan’dır. Milletimize bunun hesabını vermelidir. Erdoğan, oturduğu koltuğu, milletin ilk seçimde altından çekmesini beklemeden hemen istifa etmelidir.

KİMİN PARASINI KULLANIYORSUNUZ?: 

*İşsiz kalan kafe, bar, restoran çalışanları hükümete sessiz eylemle sesini duyurmaya çalışıyor. 'Alınan bu önlemler nedeniyle geçinemiyoruz. Hayatımızı istiyoruz' diye pankart açıyorlar. Kış vakti vatandaşı patates-soğan kuyruğuna soktular, yetmedi, milleti işsiz bırakıp İŞKUR kuyruklarına soktular, yetmedi, salgında milletimizi, hastane, gasilhane kuyruklarına soktular. Yetmedi ucu görünmeyen 500 liralık yardım kuyruklarına soktular. O da yetmeyecek, Saray hükümetinin, yokluk demek olduğunu, tek adam vesayet rejiminin, kuyruk demek olduğunu iki yılda millete en acı şekilde gösterdiler. Milleti bu hale düşürenler şimdi çıkmış; 156 ülkeye yardım yapmakla, başka ülkelere maddi destek vermekle övünüyor. Kendi esnafı kan ağlarken çiftçisi kan ağlarken, emekçisi, memuru ve hatta iş insanı kan ağlarken, milletimiz artık cinnet geçirme noktasındayken siz kimin parasını başka ülkelerin bütçesine destek vermek için kullanıyorsunuz? Hangi hakla, hangi akılla?

BU STRATEJİK TESİSİ BEDAVA VERDİNİZ!

*Erdoğan çıktı, Tank-Palet Fabrikası ile ilgili olarak: 'Bir iftira ile karşı karşıyayız. Yapılan işlemin adı satış değil, Özelleştirme değil, İşletme devridir' dedi. Peki, bu imza kimin?  Erdoğan’ın. İmzaladığınız bu karar 'Yapılan işin adı Özelleştirme' diyor. Biz de soruyoruz bu iş özelleştirme ise başka kimlerden teklif aldınız? Neden 50 milyon dolarlık yatırım sözü karşılığında Tank Palet Fabrikasını bedava verdiniz? Devletin kasasına tek kuruş, tek cent girmeden, ülkemizin en stratejik tesislerinden birisini 25 yıllığına, Katar ordusunun çoğunluk hissesine sahip olduğu bir şirkete neden peşkeş çektiniz? Bugün bir lokantayı bir kasap dükkânını veya sıradan bir işletmeyi devralmaya kalksanız o dükkân veya işletme için hava parası verirsiniz. Ama siz yandaşlarınıza ve Katar ordusuna bu stratejik tesisi bedava verdiniz.

ENFLASYON RAKAMLARI GERİYE DOĞRU GÜNCELLENMELİ

Kasım ayında aylık enflasyon rekor kırdı. 12 aylık enflasyon yüzde 14’ü aştı. Ama herkes biliyor ki vaka sayıları gibi, bu enflasyon rakamları da gerçek değil. Bağımsız araştırmacıların rakamları TÜİK’in enflasyonunun çok üstünde. TÜİK’e göre son 3 ayda gerçekleşen enflasyon yüzde 5,5. Ama akademisyenlerden oluşan “Enflasyon Araştırma Grubu’na” göre aynı dönemde gerçekleşen enflasyon yüzde 9,9. TÜİK’in açıkladığının iki katı. Şu anda asgari ücret görüşmeleri sürüyor. Yarın öbür gün memurun, emeklinin maaş zamları da belirlenecek. Tüm bu ücret ve maaş görüşmelerinde en önemli gösterge enflasyon.  Milletin maaşını ücretini artırırken, makyajlı TÜİK enflasyonunu dikkate alırsanız, insanımızı enflasyona ezdirirsiniz. Buradan çok açık, çok net bir çağrı yapıyoruz. Tıpkı vaka sayılarında olduğu gibi, enflasyon rakamları da geriye doğru güncellenmelidir. İşçinin, memurun, emeklinin aylığı gerçek enflasyona göre belirlenmelidir. Makyajlı enflasyon rakamlarıyla daha fazla kul hakkına girmeyin.

CUMA NAMAZI ÇIKIŞLARI SİYASİ MÜSAMERE

Genel Başkanımıza saldırılar ve linç girişimleri, mafya artıklarının üzerimize salınması, açılan yüzbinlerce liralık davalar parti kitapçıklarımızın, 12 Eylül darbe dönemini aratmayacak şekilde yasaklanması ve toplatılması yetmedi artık mübarek Cuma namazı çıkışlarını da siyasi müsamerelerine sahne yaptılar. Kalkıp bizim Genel Başkanımıza, 'Ben Cumhurbaşkanıyım, herkes haddini bilsin' diyemez. Size buradan bir kere daha hatırlatıyoruz: Siz artık tarafsız bir Cumhurbaşkanı değilsiniz.  Siz partili Cumhurbaşkanısınız. Siz AK Parti Genel Başkanısınız. Tarafsız Cumhurbaşkanının zırhına sığınarak kendiniz gibi parti genel başkanı olanlara dilediğiniz gibi konuşamazsanız. Konuşursanız cevabını aynen alırsınız. Maşallah yakalandığınız kibir hastalığının etkisiyle kendinizi, din adamı sanıyorsunuz, bilim adamı sanıyorsunuz, sosyolog sanıyorsunuz, belki de bu milletin en büyük kadersizliklerinden biri olarak ekonomist de sanıyorsunuz ama sakın ola ki kendinizi devlet sanmayın. Devletimiz payidar, siz gidicisiniz Sayın Erdoğan.

"DİNLENDİĞİNİN FARKINDA OLMAYAN BİR İÇİŞLERİ BAKANI"

Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi. Öztrak, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun kendisinin, eşinin ve çocuklarının telefonlarının dinlendiği ve takip edildikleri yönündeki açıklamasına, "Bu hayal ürünü açıklamaları kınıyor, kendisini gerçek dışı iddiaları ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunmaya davet ediyoruz" şeklinde yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında şöyle konuştu:

"2018'in 4 ayında polislerin kendisini sehven dinlediği ortaya çıkmıştı. Kendinin dinlendiğinin farkında olmayan bir içişleri bakanı ne demek istiyor anlamak mümkün değil. Polise, savcılara sorulduğu zaman 'Evet dinliyoruz' mu diyecekler ya da savcılar 'Siz bunları dinlediniz mi?' diye mi soracaklar. Bu ucuz sözleri bıraksınlar."